Mahmut ÖVÜR
Ne zaman ekonomi biraz kıpırdasa ve ne zaman "Türkiye'de işler rayına giriyor" görünse ya bombalar patladı ya da bomba etkisinde bir demeç gündeme düştü.
Son üç yılın tamamını neredeyse böyle geçirdik.
Bunu görmemek için ya ana muhalefet partisi mensubu veya genel başkanı olmak ya da o tür muhalefete umut bağlayan zehirli dile sahip medya mensubu olmak gerekiyor.
Her koşulda, ülkeye zarar vermek için ikisi de ellerinden geleni yapıyor. Ama birinciliği CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hiç kimselere bırakmıyor.
Gerçi partisinin ekonomi sorumluları da ikide bir "ekonomik ambargodan" söz edip "batsın bu ülke" diyorlar ama o artık kendi ülkesini kötülemede onları bile geride bırakıp sınırları aştı.
Şu günlerde Alman Focus dergisine verdiği röportajı tartışılıyor. O röportajda sorulan soru da verilen cevap da çok açık.
Sicil kirli Focus muhabirinin sorusu çok net: "Bir kamuoyu yoklamasına göre Almanların yüzde 90'ı şu sıralar Türkiye'ye seyahat etmek istemiyor çünkü mesela yanlış bir tişört veya yanlış bir şaka yüzünden tutuklanmaktan korkuyorlar. Bu korkuyu duymakta haklılar mı?"
Cevabı hesaplanarak sorulmuş bir soru bu. Bunu bilmemek, bundan nasıl bir sonuç yani başlık çıkacağını hesaplamamak mümkün değil. Sıradan bir siyasetçi bile adamın ne amaçla bu soruyu sorduğunu bilir ve ona göre cevap verir. Kılıçdaroğlu da biliyor ve bildiği için onun istediği cevabı veriyor:
"Ne yazık ki böyle bir ortamın gerçekten mevcut olduğunu tespit etmek durumundayım. Uzun zamandır Türkiye'de halihazırda hiç kimse için güvenlik garantisi olmadığını söylüyorum, ne canınız ne de mal ve mülkünüz için. Devlet elbette terör organizasyonlarının propagandasına karşı önlemler almalıdır. Maalesef yasaların geçerli olmadığı ve adaletsiz bir dönemde yaşıyoruz."
Bu cevap, toplumdan sert tepki alınca CHP adına dergiye "yanlış yorumladınız" tekzibi gönderilmiş. İşin püf noktası tam da burası... Sözler Kılıçdaroğlu'nun siyasi yaklaşımını yansıtıyor ve çarpıtılmış da değil.
Şu sözleri, Alman değil kim olursa olsun "O ülkeye gitmeyin" diye yorumlar;
"Uzun zamandır Türkiye'de halihazırda hiç kimse için güvenlik garantisi olmadığını söylüyorum."
Sıradan bir CHP'li bile bu açıklamanın ülkeye zarar verdiğini bilir. CHP'yi yöneten aklın çıkmazı da bu... Siyaset üretmek yerine açık açık ülkenin batmasını isteyen ve böylece AK Parti iktidarından kurtulacağına inanan bir ana muhalefet var.
Destekçileri de aynı kafada. Şu ortaklığa bakın... Ana muhalefet partisi ekonomik krizle, bir kısım aydın ve medya mensubu "yaşam biçimi" üzerinden toplumsal karşıtlığın artmasıyla, FETÖ ve PKK gibi terör örgütleri ve Batı'daki destekçileri de "darbe dinamiği"ni harekete geçirerek siyasi kaosun derinleşmesiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'den kurtulacağına inanıyor.
Ama hesap etmedikleri ve her defasında hayal kırıklığı yaşadıkları bir şey var; o da makul çoğunluğun sağduyusu ve ona saygılı, dik duran bir siyasi iradenin olması.
Şunun da altını ibretlik olsun diye çizmek gerekiyor; Kılıçdaroğlu bir Alman dergisinde Türkiye'yi kötülüyor, bir Alman firması ise Türkiye'de çok önemli bir enerji ihalesine katılarak Türk ekonomisine güven duyuyor.
Hayat, bir siyasi aktörün veya aktörlerin tutarsızlığını daha nasıl tekzip etsin?
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019