Mahmut ÖVÜR
ABD'nin Türkiye'ye yönelik, diplomatik teamülleri alt üst eden vize kararını aklı başında hiçbir devlet izah edemez. ABD, seçimlerine müdahale ettiği iddia edilen Rusya için bile böyle bir karar vermedi. Peki, Türkiye için neden veriyor?
Bırakın hukuk devleti olmayı, hukuka biraz saygılı her devlet, süreci şaşkınlıkla izliyor. İlk akla gelen gerekçe, ABD İstanbul Konsolosluğu'nda görevli Metin Topuz'un FETÖ ilişkisi nedeniyle gözaltına alınması...
Aslında bir süre önce Adana'da PKK'yla bağlantılı bir gözaltı olayı daha gerçekleşmişti. ABD'yle ilişkili üçüncü bir gözaltı olayı da önümüzdeki günlerde gelebilir. Bütün bunlar, Türkiye içinde artık ABD'nin eskisi gibi rahat hareket edemeyeceğinin işareti.
Bırakın geçmişteki gibi MİT'i, Özel Harp Dairesi'ni çiftlikleri gibi kullanmayı, artık gizli ilişkileri bile sürdürmekte zorlanıyor. ABD de bunu saklamıyor. FETÖ'yü en güvenli limanı Pensilvanya'da koruyor; PKK'ya da herkesin gözünün içine baka baka silah veriyor.
Ama Türkiye buna itiraz edince de uçlara savrularak misilleme yapmaya kalkıyor. İşin doğrusu ABD'yle ilişkili birkaç kişinin gözaltına alınması Türkiye'yle ilişkileri, diplomasi tarihinde görülmemiş biçimde germeyi açıklamayı yetmiyor.
Sahip çıktığı isimler suçsuz bile olsa ABD, aşırı bir tavır takınarak uluslararası hukuku ayaklar altına alıyor. Oysa kendisi Rıza Sarraf olayını gerekçe göstererek eski Bakan Zafer Çağlayan, eski Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan için tutuklama kararı çıkartıyor, hatta asılsız iddialarla Türk-Amerikan İş Konseyi Başkanı Ekim Alptekin hakkında soruşturma açıyor.
Ve ABD'liler, tutuklanan adamları Metin Topuz'u "siyasi rehine" olarak tanımlıyor. Peki, bu durumda Rıza Sarraf ve tutuklanmak istenen diğer isimler ne oluyor? Onlar da sizin rehineleriniz mi? Amerikalıların şu tanımı da pervasızlıklarının işareti: "ABD için çalışma cesaretinde bulunan Türkler tutuklanıyor."
Türkiye, diplomatik kuralları altüst eden vize meselesine aynı kelimelerle cevap vererek, sorunun ABD Başkanı Trump'ın önüne gelmesini amaçlıyor. Bir anlamda sorunun görüşmelerle çözümünü istiyor. Vize kararı Başkanlık gündemine gelirse belki ABD sağduyusu devreye girer ve bir çözüm üretilir.
Aslında işin o ayağında da problem var. Türkiye'yi zora sokmak isteyen ABD'nin içi de kaynıyor. Küresel ve iç kargaşa sınır tanımıyor. Müesses nizamla kavga eden Trump sıkışmış durumda, yükselen popülist milliyetçi dalgayla Cumhuriyetçi Parti de bölünmenin eşiğinde. Devletlerarası hukukta, "Devletlerin davranış bozuklukları" diye bir kavram var mı bilmiyorum ama ABD tam da bunu yaşıyor.
Tabii tüm bunlar, 50 yıllık geçmişi olan ABD-Türkiye ilişkilerini germeyi, diplomatik kuralları hiçe saymayı yine de açıklamaya yetmiyor. İşin belki de asıl önemli yanı Türkiye'nin çevre ülkelerle kurduğu yeni ilişki... Astana görüşmelerini, S-400'lerin alınmasını ve Türkiye-Rusya ve İran ilişkilerinin gelişmesini ABD herhalde sadece izlemiyor.
Kim bilir derinlerde ne planlar yapılıyor. Vize meselesi o derin planların bir parçası olabilir. Görünen o ki, ABD, Türkiye'nin Rusya ve İran desteğiyle İdlib'e bir harekât düzenlemesini istemiyor ve bunu da açıktan durduramadığı için dolaylı cevap veriyor.
Durum sadece Türkiye ve bölgemiz için değil, diplomatik teamülleri bile yerle bir eden küresel güç ABD için daha vahim... Başka bir yol mümkün ama ne yazık ki ABD bunu görmüyor
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019