Mehmet TIRAŞ
Türkiye’nin tam 40 yıldır “Kürt Sorunundan” kaynaklanan ufukta çözülecek gibi de görünmeyen yılan hikâyesine dönen bir terör sorunu var.
Bu sorunun bedelini en ağır ödeyenler ise fakir halk çocukları.
Şehit olan askerlerin ailelerinin yaşadıkları evler kerpiç yapıdan, sıvası dökülmüş, penceresi naylonla kaplı, ya da deprem çadırında yaşayanlardan olması tesadüf mü?
Bugüne kadar:
“Kırk yıldır süren çatışmada ne bir zenginin, ne silahlı ve sivil bürokratın, ne de profesyonel siyasetçinin yani Bakanın, Milletvekili ve Belediye Başkanının çok kutsadıkları şehitlik unvanı ailelerine nasip olmadı, bu gidişle olmayacakta.”
En son 22 -23 Aralık 2023 Tarihinde 12 askerimiz PKK baskınında sonra hayatlarını kaybetti.
12 Ocak 2024 Tarihinde aynı askeri üste ve yine PKK baskınında 9 askerimizin daha öldürüldü.
Son üç hafta da toplam 21 askerin hayatlarının baharında yaşamlarını yitirmiş oldular.
Her zaman olduğu gibi şehit askerlerin ardından Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığından(MSB) bildik açıklama:
“77 teröristi etkisiz hale getirdik,78 mağara ve barınakları da imha ettik.”
Bunları etkisiz hale getirmek ve barınakları imha etmek için 21 askerin şehit olması mı gerekiyor, niye önceden bunları yapmıyorsunuz?
Bunları tartışmaya ve sorgulamaya kalkınca iktidar bunları konuşmak askerlerimizde moral bozukluğu yaratıyor diyor…
Peki, asker ölümleri askerlerde moral bozukluğu yaratmıyor mu?
İktidar gibi düşünmeyen ve iktidarın terörle mücadelesinin yanlış olduğunu söyleyen her kesimi, terör örgütlerinin destekçisi ilan ediyorlar.
Bugüne kadar iktidar terörle ilgili hangi yasayı meclisten geçiremedi veya yetki alamadığı için teröre karşı operasyon yapamadı?
Başarı iktidarın olurken, başaramazlarsa buna ekonomi de dâhil “iç ve dış güçler” bize operasyon çekiyorlar diye, muhaliflerine hakaret edip yaftalama yapıyorlar.
Hukuktan uzaklaştıkça toplumsal sorunlarımızı aklıselim tartışamadığımız gibi gerçekle de yüzleşemiyoruz.
Hataların sorumluları da sorgulanamıyor.
Partili Cumhurbaşkanı, o dönem Başbakandı “Kürt sorununu” neye mal olursa olsun ben çözeceğim diye adını da “Analar Ağlamasın, Kardeş kanı dursun” diyerek, 2009 yılında “Milli Birlik ve Kardeşlik projesi olan”, “çözüm sürecini” başlattı…
PKK lideri Abdullah Öcalan’ın mektubunu Diyarbakır’da Nevroz bayramında bir milyonun insanın önünde TRT’de canlı yayında, ”Kürtçe ve Türkçe” okuttu…
Kararı doğruydu ama yöntemi yanlıştı.
Sorunu meclise taşıyıp, mecliste temsil edilen partilerle mutabakat arayacağına;PKK ile görüşmeleri tercih etti.
“Meclisi devre dışı bırakınca süreç çöktü.”
Bu sorunun adı ”Kürt sorunu” ve “Siyasi bir sorun.”
PKK’mı Kürt sorununu yarattı, Kürt sorunu mu PKK’yı yarattı bu sorudan yola çıkılmalı?
Bu sorun silahla değil ancak toplumsal bir mutabakatla çözülür.
Teröristle mücadele ile Terörle mücadeleyi bir kuyumcu titizliğinde ele almazsanız, teröristle mücadelede başarılı olamazsınız, olunmuyor da.
26.Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ gazeteci Uğur Dündar’ın Star televizyonunda “Arena” programında 5 Temmuz 2010 Tarihinde yaptığı açıklamayı anımsayın:
“1980-2020 yıllarında biz PKK ile çatışmada 43 bin PKK’lıyı öldürdük,10 bin PKK’lıyı da yaralı olarak ele geçirdik,8 bin de güvenlik görevlisi hayatını kaybetti.
PKK’nın dağ kadrosu ortalama 5 bin kişiden oluşuyor, biz yılda 5 bin PKK’lıyı etkisiz hale getirdik.
Çözüm siyasi.”
Kürt sorununu barışçıl bir zeminde çözmek isteyenlerle, silahlı çözüm arayanları aynı kefeye koyarsanız, demokratik yoldan Kürt sorununu çözmek isteyen siyasetçileri mumla arar olursunuz.
Bu ülkede yıllarca Milletvekilliği ve Bakanlık yapmış ve eline mantar tabancası bile almamış,Türkiye’de Kürt varsa bende Kürdüm dediği için 26 ay hapis yatmış; aramızdan 2012 yılında ayrılan deneyimli akil insan Kürt siyasetçi Avukat Şerafettin Elçi ne demişti:
“Bakın biz Kürt sorununu silahsız çözümünü arayan son kuşağız…
Eğer bizi dinlemez ve muhatap almazsanız, şunu bilin ki bizden sonraki kuşak sizinle görüşmez ve silahlı güçlerle görüşmek zorunda kalacaksınız.”
6 milyon vatandaşın oyunu alan ve parlamentonun üçüncü partisi DEM’i neden muhatap almazsınız?
Kürt sorununa duyarlı olan toplumun farklı kesimlerini terör örgütünün destekçisi diye yaftalarsanız, terörle mücadelenizde inandırıcı olamazsınız?
Ayrıca HAMAS’ı terör örgütü saymazsanız,PKK’nın sınırlarımızda genişlemesini, nasıl önleyeceksiniz?
Nitekim PKK Erdoğan’ın kadim dostu Putin tarafından da terör örgütü olarak tanımlanmıyor.
Moskova’da PKK’nın Ofisi var.
Kürtlerin “Anadilde eğitim talebini” reddetmenin savunulur bir yanı var mı?
Kürtlerin doğuştan kazanmış olduğu demokratik haklarını yok saydığınız yerde, PKK’nın altını boşaltamazsınız, Kürtlerden de koparamazsınız.
40 yıldır süren çatışmalar binlerce cana ve bir trilyon dolara mal oldu…
Erdoğan’ın açıklaması bu.
Bizim milli gelirimiz ne kadar, 850 milyar dolar.
Bir yıllık milli gelirden fazla bir kaynak sonuç alınamayan bir savaşa heba edildi.
Ortaya çıkan tabloya göre sadece can kaybı vermiyoruz bir de yoksullaşıyoruz.
Bu savaş ne zaman biter?
Şehitlik unvanı yoksul ve fakir çocuklarının dışına taşmadıkça terörün nasıl korkunç bir umacı olduğu anlaşılmıyor gibi.
Kalkıp biri sarsıcı şu sözü etse; ”Silahlı ve sivil bürokrasinin, varlıklı insanların ve profesyonel siyasetçinin ailelerine ne zaman şehitlik nasip olursa o zaman bu savaşta, ateşten topu herkes tutmuş olur dese haksız mı?”
Niye yoksul aile çocukları ölümden sonra unutulup gidiyor?
Ve 40 yıldır neden hep hamaset palavraları tekrarlanıp duruyor?
Çekilen büyük acılar yetmedi mi?
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYADevlet, Komün ve Demokratik Sosyalizmin İnşası; Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu... 14.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları





































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025