Mücahit BİLİCİ
Charlie Hebdo’ya yönelik katliamı hiç lafı dolandırmadan kınamak insan olmanın lazımıdır. Yapan kim olursa olsun ve muhatap olan kim olursa olsun yapılan vahşettir. Belki dergi, gazete sayfasında karşılaşsan muhatap bile almayacağın insanların hayatları, insan hayatı olduğu için değerlidir ve o hayatlara kastedilmesi cinayettir. Çizdikleri karikatürlerden fazla Avrupa günahını o çizerlere yüklemek de adalet değildir.
Yapılan şey açık bir şekilde terörizmdir. Sonuçları itibariyle Müslümanların aleyhine olacağı apaçıktır. Ama sonuçlarına bakmadan önce olayın kendisi hakkındaki hükmümüzü vermeli ve terörizme terörizm diyebilmeliyiz. Batıda İslama yönelik önyargıların, Müslümanlara yönelik yaygın bir ırkçılığın cari olduğu bir zamanda bu tür terörist eylemlerinfelakete teşvik anlamına geldiğini biliyoruz. Müslüman yapmış olsa bile Müslümanın her davranışı İslamdan kaynaklanmak zorunda değil. Fakat bu insan bencilliğinin ürettiği kolektif bir yanılsamadır.Öteki sözkonusu olduğunda iyilikler, hayırlar bizimle ortak olan evrenselliğin içinde yayılıp kaybedilirken,öteki’den sadır olan kötülükler münhasıran öteki kimliğe atfedilerek biriktirilir. Avrupa- Müslüman ülkeler ilişkisinde bu böyle olduğu gibi, Avrupa’nın içinde laik- Hıristiyan çoğunluklar ile Müslüman azınlıklar arasındaki ilişkilerde durum böyledir. Azınlık- çoğunluk dinamikleri ve bunun husule getirdiğikimlik yükü ayrı ve uzun bir konu.
Ancak Batılı demokrasilerde azınlıklara yönelik ayrımcılık ve nefret konularında gayret gösterilmediğini iddia etmek de haksızlıktır. Müslümanlardan önce siyahî Amerikalıların, Yahudilerin ve daha başka etnik grupların muhatap olduğu ayrımcılık ve adaletsizlikle mücadele tecrübesi bugün Müslümanlar için de nispeten daha güvenli bir ortamın oluşmasını temin etmiştir. Tanımlanmamış adaletsizlikler adı konmamış hastalık gibidir. Teşhis edilemediği için tedavisi bir lüzum olarak ortaya çıkmayan şeyin tedavisi zordur. Onun için etnik ve dinî azınlıklar yaşadıkları acılara bir isim ve yüz kazandırır, o tecrübeyi kayda geçirip kurumsallaştırırlar. Yahudilerin Anti-semitizm, Holokost, Filistinlilerin Nakba, Ermenilerin Medz Yeghern ile yaşadıklarını tesmiye etmek istemeleri bu açıdan anlaşılmalıdır.
Bundan birkaç yıl önce İstanbul’da İslamofobi konulu bir sempozyum çerçevesinde bir konuşma vermiştim. Sempozyum boyunca dikkatime çeken bir şey de bir kısım vatandaşın İslamofobi’yi bir küfür olarak algıladığı idi. Hayret etmiştim. Sanki Batılılar Müslümanlara küfretmek için İslamofobi diye bir kavram icat etmişler. Acı bir tebessüm ile la havle çekip fazla üzerinde durmamıştım. Ancak Paris’teki saldırılar sonrasında da bu garip tutumun hükümferma olduğu görülüyor. Hatta içine Nietzsche serpiştirilmiş üstü postmodern altı şişhane bir yazıda İslamofobinin İslam’a karşı bir haçlı savaşı olduğu iddia ediliyor.
Bundan daha da eğlenceli olan büyük bir siyasi partinin İstanbul milletvekili olmuş bir zatın büyük keşfiyatını haber veren gazete haberi: “İslamofobia yerine yeni kavram.” Merak edip okuduğunuzda gazete adamın şu tesbitini naklediyor: “Şimdi geldiğimiz noktada İslamofobia kavramı onlar için fonksiyonunu icra ettiğinden dolayı yeni bir kavramı insanların önüne koyacaklar.. O kavram da ‘İslamaBarbarya’ olacak..”
Fesubhanallah! Buna mürekkep cehalet deniyor. Zira, Avrupa ve Amerika’daki Müslümanlar yıllardır, kendilerine yönelik ayrımcılığı, kavramsallaştırmak için bir arayış içindeydiler. Müslüman karşıtlığı, korkusu ve nefretini karşılayacak bir kavram lazımdı. Ve nihayet homofobi kavramından da mülhem ve antisemitizme paralel bir kavram olarak “İslamofobi” kavramı bulundu. Müslümanlar için büyük bir kazanım olan bu kavramı sanki Batılıların Müslümanlara saldırmak için icad ettiği bir kavram olarak görmek için ezber bir nefret içinde yaşıyor olmak gerek.
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025
4.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
5.04.2025
28.03.2025
15.03.2025
2.03.2025