Mücahit BİLİCİ
Türkiye’de bir dönem siyasi tartışma dilinin en popüler kavramlarından biri idi “kamusal alan”. Generallerin bile Habermas uzmanı olduğu dönemler oldu. Hatta bazı insanların vehayvanların sokulmadığı kimi şehir meydanlarının ülke ölçeğinde yaygınlaştığı zamanlar oldu. İşgal altında tutulabilen, mahrum bırakılabilen bir imkân olarak tanıdık kamusal alanı. Çoğu kavram gibi bu da nedense hep yabancı yahut fazla teknik bir terim olarak kaldı. Peki, nedir kamusal alan?
Kamusal alan, Özne’nin kendisini görmek ve göstermek için ikinci bir özneye okuyacak bir meydan açmasıyla başladı. Yani insanın yaratılması ve Allah ile insanın karşı karşıya gelmesi ile kamusal alan doğdu. İki irade arasındaki mesafeye kamusal alan diyoruz. İradenin birden fazla olmasıyla kamusal alan doğmuştur. Kamusal alan, iradelerin duruşmasıdır. İki irade arasındaki mesafe ise bir meydandır.
Diğer herşey, tabir caizse, Allah’ın iradesine yapışıktır. Allah’ın kendi iradesinden koparttığı ve kendisiyle arasına mesafe koyduğu varlık ise insandır. Bu da ancak iradeden bir parçanın insanla gitmesi ile mümkündür. İnsan Allah ile yüz yüze gelmiş olan, cehaleti ve tamamlanmamışlığı ile buna cesaret etmiş olan varlıktır. Diğer herkes bedendir, bir tek insan baş’tır. Sadece başlar ve başı olanlar kamusal alana girebilir. Malikiyet hanesinin başı olmayanlar ve köleler kamusal alana giremez. Yani doğadakalanlar için kamusal alan yoktur. Sadece iradeyle kopanlar için vardır. Bir şey sadece meydan’da (kamusal alanda) meydana gelir. Meydan, olmanın göründüğü, konuşmanın duyulduğu vasattır.
Kamusal alan, varlıkta/ doğada iradeyle açılan bir yaradır ve insanin ondaki eylemeleri o yarayı kapatma hamleleridir (sadece yetim kalan ağlamaklıdır). İnsanın “dünya sürgünü” ile kamusal alan açılmıştır. Kamusal alanın amacı iradenin sarfedilerek mesafenin kapatılmasıdır. Tarih, bu mesafeninyazılarak kapatılmasıdır.
Kamusal alanın türkçesi “meydan”dır. Kamusallık, yani aleniyet de ancak meydan’da mümkündür. Meydan’ın özelliği, açılan bir şey olmasıdır, açıklıktır. Hamurun açılması yahut bir uçurumun belirmesigibidir. Bir okun fırlatılması için yayın geriye gerilebilmesi gerektiği gibi, okun gidebilmesi için de bir mesafeye ihtiyaç vardır. Keza futbolda bir şut da ancak uzaktan çekilebilir. Evvelce birbirine yapışık olan kenarların birbirlerinden sürgüne gitmeleri ile oluşan açılma ve bu açılma dolayısıyla tarafların doğması ve karşılaşmanın mümkün olmasıdır kamusal alan. Kâinatta bir taraf insandır. İnsan meydan okuma meydanında bir taraftır. Risk altındadır.
Meydan, karşılaşma, karşı karşıya gelme, dövüşme, konuşma ve muhatap olmanın meydanıdır. Yani meydanın açılmasıyla hitabın doğması aynı hadisenin iki yüzüdür. Sadece meydana girenlerin/ girebilenlerin hitap kabiliyeti vardır. Dili olmayanın meydanı olmadığı gibi muhatabiyeti de yoktur. Başka bir ifadeyle, meydan yabancılaşma ve yabancı ile karşılaşmanın mümkün olduğu yerdir. Meydan bir imtihan meydandır. Meydanda irade iradeyle karşılaşır.
(Bu arada, mesela, Habermas’taki kamusal alanın burjuva olarak teşmiye edilmesinin sebebi enaniyetin/ benliğin (ki mülkiyetin temelidir) serbestçe tecelli ettiği şahıslara verilen isim olmasındandır. Yani burjuva şehirli kişi (yani meydanı olan, alemli şahıs) demektir. Şehirliler cemaatine burjuva toplumu denilir. Sivil toplum kavramı da şu halde medineli insanlar demektir. Yani birbirine bulaşmış,temaslarını dil edinmiş olan borçlular cemaati.
“Rasyonel-eleştirel tartışma” denilen şey de makuliyette uyuşma müzakeresidir. Eleştirellikten maksat müdahil olunabilirlik olduğu gibi, rasyonelden maksat taraflar arasındaki bağdır, dildir. Meydandaki savaş, iradelerin uyuşma savaşıdır.)
Evet, dünya bir “meydan-ı imtihan”dır ve kamusal alan kalıcılığın kazanıldığı bir karşılaşmanın meydanıdır.
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025
4.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
5.04.2025
28.03.2025
15.03.2025
2.03.2025