Mücahit BİLİCİ
Türkiye medya kültürüne son dönemde onu iyi tarif eden bir kavram kazandırıldı: “Kullanışlı aptallık.” Başka dillerden tercüme edilen bu kavram eğer mevcut bir durumu tarif ediyor idiyse, bugün bu durumun kurumsallaşması sürecini yaşıyoruz denebilir. Bu kavramdaki “aptallık”a bakıp hafife almamak lazım. Esasen kullanışlı aptallık çok rasyonel bir şey. Her zaman kazandıran bir formül olarak düşünüldüğünde ne kadar akıllıca olduğu anlaşılır. Kullanışlı aptallığın rasyonelliği, kendisini “şahsiyet”ten arındırarak sorumluluktan azad etmesidir. Kullanışlı aptallık, siyasi iktidarların medya cihazı için ihtiyaç duydukları bir alet edevat bürokrasisi olarak anlaşılmalı. Kullanışlılığın görünmezleşmesi ve masumlaşması için aptallığın refakatine ihtiyacı vardır. Kullanışlı aptallar zeki insanlardır ve kullanışlılığı temin için aptallık tevazuu gösterirler.
İktidarlar kullanışlı aptallara karşı savunmasızdır. Zira, alet, iradesizlik ve itaati ile masumiyet kazanıncadüşmanlığa liyakatini kaybeder. Düşmanın atı ganimettir. Kullanışlılar kendilerini verdikleri sürece, iktidarların onları reddetme lüksü yoktur. Çünkü kullanışlı aptal esasen onu kullanan iktidardan daha kalıcı bir mahlûktur. Ve çoğu kez daha kıdemlidir. Her yeni iktidar nüfuzunu tahkim için bu kamuoyu gıdıklayıcı sınıfa (yani bu iletişim gereçlerine) muhtaçtır. Yeni baştan isimler inşa etmek yetmeyebileceği için mevcut oturmuş isimlerin kıdemi önem kazanır. Her iktidara teslim oldukları için, iktidarlar onları eskitemez, onlar iktidarları eskitir. Yüz, ilke gibi pazarı kesat soyut şeyleri verip karşılığında dönemsel iktidarların sahiplerinin bile sahip olamadığı istikrarlı bir konforu elde ederler. Kullanışlı aptal,kullanışlıdır ama asla aptal değildir.
Bugün medyanın dolaysız bir iktidar ve propaganda enstrümanı derekesine düşmüşlüğünde, dindarları ezmek için medyayı ahlaksızca ve vahşice kullanan 28 Şubat aktörlerinin rolü büyüktür. Şimdiki medya, mevcut iktidarın muktedir olmak için medyayı vahşice kontrol altına almanın şart olduğuna dair 28 Şubat’tan çıkardığı dersle bu kıvama geldi.
Medya siyasetin direkt bir çatışma alanı hâline geldiği ölçüde medyada entelektüel özerkliğe imkân kalmıyor. Muhtelif iktidarların istihbarat malzemesi ve görünürlük imkânları ile yeşertip toplumun üstüne saldığı “aydın”ları var. Bir de ganimet peşindeki “biat” kahramanları. Son dönemde “halk ihtilali” ile fazlaca heyecanlanıp ölçüyü kaçıranları da unutmamalı.
AK Parti iktidarının bir sessiz devrim olduğunu öteden beri dile getirmiş biri olarak, entelektüel sorumluluğu devrimin alkışlanmasına indirgeyenlerin partizan tepkiler dışında esaslı bir fikrî itiraza muhatap olmamasını da şaşırtıcı buluyorum. Demokratik sorumluluğu, sosyolojik gerçeklik trenine vagon yapıp, kendini mevcudun onaylanmasına ve alkışına mecbur saymak bir meziyet değil, olsa olsa entelektüel popülizmdir. (Halk ihtilali analizi yapan zihinlerin, devrim ve hukuk ilişkisi konusunda da tutarlı olmadığını görüyoruz. Devrim ortaklarının bir sürece dönüş(türül)en ihtilal sonrasında birbirlerine yönelik “hamle”lerini “darbe” olarak tanımlamak da bir çelişkidir. Saf siyasalın egemenlik olarak dizginlerinden boşaldığı ihtilal ortamında savaştan bahsedilebilir ama darbeden bahsedilemez. Çünkü devrim anında sadece iradelerin çatışması vardır, hukuk yoktur. Ayrıca mevcudun geçmişte onaylanmasından hâsıl olan haksızlıkları görenlerin bugünkü mevcudun husule getirdiği haksızlıkları görmek zorunluluğunu hissetmemesi çok büyük bir çelişkidir.
Aydın sorumluluğunu demokratik bile olsa siyasetin akıntısına tabi kılmak bilimsel olabilir ama entelektüel değildir. Eleştirel olmayan bir organik aydın tasavvuru en fazla memuriyettir. Hele hele popüler temayüllere kavramsal tedarikçi görevi verilen sözümona “asistan aydın” tipinin yapacağı iş,entelektüel faaliyeti bir politik ebeliğe indirgemekten öteye gitmez. Olana rıza ile yetinen soğukkanlı entelektüel popülizmin ve kitlelere istediğini veren vekil olmaya hevesli “asistan” aydınlığın, geniş halk kitlelerince kabule mazhar olmuş galeyancı zulümler karşısında sessizlikten başka elinden bir şey gelebilir mi? Aydın sorumluluğu, illa toplumun dikine gitmek olmadığı gibi toplumun keyfine ibriktarlık yapmak da değildir, olmamalı.
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025
4.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
5.04.2025
28.03.2025
15.03.2025
2.03.2025