Roni MARGULIES
Attila İlhan kendisini Cumhuriyet döneminin en iyi şairi, en iyi romancısı ve en iyi marksisti olarak görürdü. Biraz daha nesnel bir bakış açısı ise, bu üç konuda da yanlış düşündüğünü gösterir. Dönemin en iyi üç beş şairinden biriydi, roman geleneği olmayan bir ülkenin önemlice (yani dünya ölçeğinde önemsiz) bir romancısıydı, marksizm ile uzak veya yakın hiçbir ilişkisi yoktu. Yaşıyor olsaydı bu hafta 97 yaşına basacaktı.
Attila İlhan’ın şiiri bugün de nispeten popüler, ama 1950, 60 ve 70’lerde ne kadar çok sevildiğini, ne kadar yaygınca okunduğunu, ne kadar büyük kalabalıkların “Ben Sana Mecburum,” “Pia,” “Sisler Bulvarı” gibi şiirleri ezbere bildiğini bugün hayal etmek bile zor.
Şiirinin ustalığı, müziği, insanı hemen sarmalayan sıcak lirizmi gibi unsurların dışında, Attila İlhan’ın çok sevilmesinin iki ana nedeni var kanımca.

Birincisi, şiirlerinde hiç eksik olmayan özgürlük özlemi. Doğrudan siyasî anlamda, demokrasi ve eşitlik özlemi anlamında değil elbet; bir Kemalistin demokrasi ve eşitlikle ne alakası olabilir ki? Hayır, Attila İlhan’daki en temel, en kişisel anlamda bir özgürlük özlemiydi. Özellikle erken dönem şiirlerinde, şiirlerin derbeder, bir başına buyruk kahramanları basıp gider, bir gemiye miço olup dünyayı gezer, maceralar yaşar, kalkıp Paris’e gider, ucuz otellerde kalıp aşık olur. O günlerin Türkiye’sinin içe kapalı, boğucu, baskıcı havası düşünülürse, Attila İlhan çok yaygın bir özlemi, gitmek, gezmek, bohemlik etmek özlemini dile getirmiştir.
kalbim bakır bir mangır gibi boynuma asılmış
ondan kurtulmak için sürgünlere gitmeye razıyım
nehir gemilerinde muçoluk etmeye ölmeye
seni terk etmeye razıyım parasız pulsuz çekip gitmeye
kur’andaki bütün belâlara tevrattaki bütün belâlara
ibranice öğrenmeye razıyım hapis yatmaya
kalbim yüzünden madem ki ellerimi parçaladım
kalemimi kırdım hayatımı çiğnedim ağladım
madem ki en büyük düşmanım kalbim benim kendimin
onu inkâr ediyorum kalbimi inkâr ediyorum
geceleri benim için dua etmelisiniz
üçüncü paralelde eski bir dünya gibi batacağım
malgaş halkı birkaç yüzyıl hikâyemi anlatacak
İkincisi, Türk şiiri 1960’lardan itibaren İkinci Yeni ile birlikte şiirde anlam aranmaması gerektiğini savunan bir çizgiye savrulup saçma sapanlaşırken, İlhan Berk gibileri bu saçma sapanlığı teorize etmeye çalışıp iyice saçmalarken, Attila İlhan buna karşı hem şiirleri hem düzyazılarıyla mücadele etmiştir. İkinci Dünya Savaşı’na, faşizme ve Türkiye’deki yansımalarına karşı en zor ve baskıcı koşullarda muhalefet eden, direnen 1940 Kuşağı’nı (Hasan İzzettin Dinamo, A. Kadir, Rıfat Ilgaz, Cahit Irgat, Ömer Faruk Toprak, Arif Damar) yüceltmiş, savunmuş ve kendini onların en genç üyesi olarak görmüştür (bu şairlere “Fedailer Mangası” adını Attila İlhan takmıştır). Dolayısıyla, Attila İlhan şiiri, en sade aşk şiiri bile, her zaman dünyayla, toplumla, insanla ilgili, yaşamla hesaplaşan, cebelleşen bir şiir olmuştur. Aşk, Maria Misakyan ve Paris de vardır bu şiirde, emperyalizm, savaş ve hapis yatmak da, üstelik şiirden hiç ödün vermeden, aynı müzik ve aynı şiirsellikle. Böyle olunca, çok okunuyor olması da doğal elbet.
ne olur kim olduğunu bilsem pia’nın
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam
içlenip buzlu bir kadeh gibi
buğulanıp buğulanıp durmasam
ne olur sabaha karşı rıhtımda
çocuklar pia’yı görseler
bana haber salsalar bilsem
içimi büsbütün yıldız basar
bir hançer gibi çıkıp giderdim
Ha, bir de makaleleri var Attila İlhan’ın; Hangi Edebiyat, Hangi Batı, Hangi Sol gibi kitaplarda toplanmış. Hangi Edebiyat kitabını edebiyatla ilgilenen ilgilenmeyen herkese öneririm. Ama ya siyasî makaleleri? Özellikle son yıllarında Cumhuriyet gazetesinde yayınladığı yazılar? O zehir zemberek, azgın Kemalist, ağzından köpük saçan milliyetçi yazılar?
Attila İlhan son yıllarında Kemalist olmadı, hep öyleydi. Kendine özgü olmayan, Türk ulusalcılığında alabildiğine yaygın olan bir inançla, Kemalizmin bir tür solculuk olduğuna, milliyetçilikle sosyalizm arasında bir çelişki olmadığına inandı hep. “Kemalizmle marksizm arasında Çin Seddi yoktur” diyen Mihri Belli’den, sosyalist olmak için yurtsever olmak gerektiğini bugün savunanlardan bir farkı yoktu. Türk solunun geniş kesimleri anti-emperyalizmi dünya kapitalizmine karşı bir mücadele olarak değil, Türkiye’nin millî bağımsızlık mücadelesi olarak görür (dolayısıyla da Kemalizmle, milliyetçilikle, Türk devletiyle bir sorunu yoktur). Attila İlhan bu görüşün insanı kaçınılmaz olarak nerelere savuracağını, ne kadar sağcılaştıracağını örnekledi sadece.
N’apalım, büyük şairler aynı zamanda büyük siyasî düşünür olmak zorunda değil. Biz de Attila İlhan’ın siyasî yazılarını okumak zorunda değiliz. Şiirlerini okumanın zevki bize yeter.
Yazarlar
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023