Roni MARGULIES
Komşu ülkelere savrulan “Bir gece ansızın gelebiliriz” tehdidinin bir devlet adamına yakışıp yakışmadığı bence anlamlı bir tartışma değil. Devlet adamlarının Trump, Bolsonaro, Urban, Modi ve Sayın Cumhurbaşkanı gibi olduğu bir dünyada, her şey yakışır devlet adamlarına. Yunanistan Başbakanı Mitsotakis cevaben “Dayılık yok” demiş. Niye yokmuş, anlayamadım. Bazı devlet adamlarında dayılıktan başka bir şey yok ki!
Dolayısıyla, benim derdim başka; dış değil, iç politikayla ilgili.
“Bir gece ansızın gelebiliriz” tehdidi sadece Türkiye’nin zavallı komşuları için değil, bizzat Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için de anlamlı. Ve 1923’ten beri hep anlamlı olmuş.
Örneğin, “Ne mutlu Türküm diyene” diye düşünmeyen Kürt vatandaşlar için hep anlamlı olmuş.
Varlık Vergisini ödeyemeyip Aşkale’de toplama kampına gönderilen gayrimüslim vatandaşlar için anlamlı olmuş.
Bir gecede sınırdışı edilen ve yanlarına sadece 20 kilo eşya ve 22 dolar almalarına izin verilen Rum vatandaşlar için anlamlı olmuş.
Darbe gecelerinde kapıları çalınan sendikacılar ve sosyalistler için anlamlı olmuş.
Canınızı sıkmayayım, bu liste uzundur ve her Türkiye vatandaşının yapacağı liste belki biraz farklıdır, siz kendinizce tamamlayın.
Ben kendi listemi her düşündüğümde ve “Bir gece ansızın gelebiliriz” tehdidini her duyduğumda aklıma bir soru takılır: Tamam, bir gece gelecekler, ama kime geleceklerini, kimin kapısını çalacaklarını nasıl biliyorlar?
Kürtleri bilmek kolay. Ansızın gelinecek olan Kürtler zaten Kürtçe konuşarak filan kendilerini belli etmiş oluyor. Keza, sendikacılar faaliyetleri nedeniyle zaten biliniyor.
Ama gayrimüslümleri nasıl biliyor, nasıl buluyor Gece Ansızın Gelme memurları?
Etnik Türk ve Müslüman olmayan vatandaşlarını yüce devletimiz “yabancı” ve güvenilmez ve “potansiyel sabotör” olarak gördüğü için bilir ve kayıtlarını tutar. Bu kayıtların nasıl toplanıp derlendiğini, nerede bulunduğunu bilemiyorum, hep merak etmişimdir, ama mevcut olduklarından eminim. Kesin bilgim yok, ama şöyle ipuçlarım var.
Birincisi Soner Çağaptay’ın Türkiye’de İslâm, Laiklik ve Milliyetçilik: Türk Kimdir? (Bilgi Üniversitesi, 2010) kitabında rast geldiğim bir belge: Emniyet-i Umumiye Umum Müdüriyeti’nin Ağrı Valisi’nden il sınırları içindeki Ermeni, Süryani, Yakubi ve Keldanilerin sayısı hakkında rapor isteyen 3 Mayıs 1933 tarihli mektubu. Böyle bir mektubun sadece Ağrı’ya gönderilmiş olduğunu düşünmek zor. Ya bütün illere gönderilmiştir ya da (ertesi yıl İskân Kanunu çıkarılacağına ve bu kanun İçişleri Bakanlığı’na sınır bölgelerinde yaşayan “güvenilmez” unsurları yeniden iskân etme yetkisi vereceğine göre) en azından bütün sınır illerine gönderilmiştir.
İkincisi Varlık Vergisi’yle ilgili.
Ayhan Aktar şöyle anlatır (“Varlık Vergisi ve İstanbul”, Toplum ve Bilim, No. 71, 1996):
“Faik Ökte İstanbul Defterdarlığına atanıp göreve başladığı gün (12 Eylül 1942) kendisine on beş gün önce Ankara’dan gelen bir resmî yazı gösterilir. Bu yazıda, ‘harp ve ihtikâr dolayısıyla kazanılan fevkalâde kazançları kanunlarımızın vergilendirmemekte olduğu, bu sebeple bilhassa ekalliyetlerin büyük servetler iktisap ettiği belirtildikten sonra, piyasada acele tetkikat yaptırılarak kimlerin bu şekilde fevkalâde kazanç temin ettiğinin tesbiti, ekalliyetlerin ayrı bir cetvelde gösterilmesi’ istenmektedir.”
Gayrimüslimleri defterdarlıklar nasıl tespit edebilmiş de ayrı bir cetvelde göstermiş? İsimlerinden belli olduğu düşünülebilir, ama hayır, tüm gayrimüslimlerin ismi Agop, Yorgo veya Roni olmaz, bazılarının Türk/Müslüman isimleri vardır. Faik Ökte bu konuda devletin bir başka kurumundan bilgi almış olsa gerek.
Üçüncüsü İstanbullu Yahudi bir dostumun anlattığı, kırk elli yıl öncesinin bir olayı:
“Askerliğimi tecil ettirmek için Askerlik Şubesi’ne gitmiştim. Oradaki asker/memur dosyamı çıkardı, baktım, kapakta soyadım yanlış yazılmıştı. Adama dedim ki, burada bir hata var. Adam da, ‘Bize nüfus memurluğundan bildirilen isim budur, gidin onlarla halledin’ dedi. Nüfus Memurluğu’na gittim. Raftan koskocaman bir defter (nüfus kütüğü) indirdiler. Baktılar, benim bulunduğum forma ciltten ayrılmış, sağ ve sol sayfaların hizası bozulmuş, benim adım dedemin soyadıyla aynı seviyeye gelmiş. Bana bir belge verdiler, ben de Askerlik Şubesi’ne gittim, dosyamı düzelttirdim.
Bu arada, Nüfus Memurluğu’nda bir şey ilgimi çekti. İsmim niye yanlış yazılmış diye kütüğü incelerken gözüme çarptı, benim adımın üstünde ve altında sayfadaki bütün isimler Yahudi isimleriydi. Oradan çıkardım ki, Osmanlı döneminde başlayan bu kütükler ‘millet’ esasına göre hazırlanmıştı.”
Dördüncüsü ise Agos gazetesinde 2013 Ağustos’unda çıkan bir haber:
“İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden Şişli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gönderilen resmi bir yazı, Türkiye’de nüfus kayıtlarıyla ilgili bugüne kadar bilinmeyen bir gerçeği günışığına çıkardı. İstanbul İl Milli Eğitim Müdür yardımcılarından birinin imzasını taşıyan resmi yazıda, 1923 yılından bu yana ‘vukuatlı’ nüfus kayıtlarının gizli ‘soy kodu’ taşıdığı belirtiliyor. Aynı yazıda soy koduna örnek olarak ‘Ermeni vatandaşlarımızın soy kodu 2’dir’ ifadesi yer alıyor.”
Uzun lafın kısası, 1933’te Ağrı’da kaç Keldani olduğunu bilen devletimiz, o gün bugündür kaç kişi olduğumuzu ve kim olduğumuzu bilir, istediği gece ansızın gelebilir. Biz de bunu biliriz.
Peki, bir seçim gecesi ansızın gidebilecek olanlar biliyor mu ansızın gidebilecek olduklarını?
Yazarlar
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023