Roni MARGULIES
Türkiye'nin sorunu İslam mıdır?
Yoksa Kemalizm midir?
Gündelik anlamda sormuyorum. Şu veya bu partiye oy vermek, şu veya bu somut politikayı savumak anlamında değil, çok daha genel, uzun vadeli, tarihsel anlamda soruyorum.
Geleceğin toplumunu tasavvur edebilmek açısından, daha adil, daha eşitlikçi, sömürüsüz, baskısız bir toplumun önündeki engelleri kaldırabilmek açısından soruyorum.
Türkiye'de son 15 yıldır yaşanan tüm siyasî gelişmelerin temelinde bu sorunun yattığını düşünüyorum da, o nedenle soruyorum.
"Yok yahu!" diyeceksiniz. Binlerce başka önemli konu sayacaksınız, ayrıntılı şeyler anlatacaksınız, meselelerin çok daha karmaşık ve çokyönlü olduğunu söyleyeceksiniz.
Elbette öyledir.
Ama sayacağınız konuların hepsinin temelinde, kökünde bu soru ve toplumun bu soruya verdiği cevap yatıyor.
Örneğin, AK Parti'nin üç kez seçim kazanmasının ve Başbakan'ın 2023'e kadar iktidarda olmayı planlamasının kökünde bu soruya toplumun çoğunluğunun verdiği cevap var.
CHP'nin çok uzun zaman iktidara gelemeyecek olmasının ve küçük ulusalcı "sol" partilerin silinip gitmiş olmasının kökünde bu cevap var.
On beş yıldır Türkiye'de yaşanan tüm keskin saflaşmalarda safları tayin eden, bu soruya verilen cevap.
Şeriat geliyor mu, gelmiyor mu? Necmettin Erbakan'ın başbakan olma hakkı var mıdır, yok mudur? Abdullah Gül cumhurbaşkanı olabilir mi, olamaz mı? Başörtülü bir kadın Çankaya'da oturabilir mi, oturamaz mı, Tapu Kadastro dairelerine girebilir mi, giremez mi? Tehlikenin farkında mısınız, değil misiniz? Ergenekon var mıdır, yok mudur? Genelkurmay'da darbe planları yapılmış mıdır, yapılmamış mıdır? Lav silahı lav silahı mıdır, boru mudur? Islak imza ıslak mıdır, kuru mudur? Silivri'de yatanlar vatan kahramanı mıdır, suçlu mudur? Anayasa, az da olsa çok da olsa, değiştirilmeli midir, değiştirilmemeli midir? 19 Mayıs törenleri tank, top ve tüfeklerle yapılmalı mıdır, yapılmamalı mıdır? Orhan Pamuk vatan haini midir, romancı mıdır? Azınlık vakıflarının devlet tarafından gasp edilen mülkleri iade edilmeli midir, edilmemeli midir? Yalçın Küçük zır deli midir, dünya çapında bir aydın mıdır? Soner Yalçın ırkçı ve Ergenekoncu bir ideolog mudur, Türk gazeteciliğinin onuru mudur? Suriye'de Esed emperyalizme karşı savaşan bir kahraman mıdır, eli kanlı bir diktatör müdür? Mısır'da devrim olmuş mudur? Darbe olmuş mudur? İyi mi olmuştur, kötü mü olmuştur?
Daha sayfalarca devam edebilirim. Ama gerek yok herhalde.
Kemalist olmadıkları için
Hemen hemen hiç kimse bu soruların cevabını düşünürken, "Dur bakalım, Türkiye'nin sorunu İslam mıdır, yoksa Kemalizm midir? Ona göre karar vereyim" dememiştir elbet.
Ama insanlar aptal olmadığı için, bu toplumun büyük çoğunluğu, ayrıntılı ve değişken görüşleri ne olursa olsun, doksan yıldır nasıl yaşadığını, ceberrut ve silahlı bir devlet tarafından nasıl yaşattırıldığını biliyor. Ve belli ki bundan hoşlanmıyor.
Bu büyük çoğunluğun İslam'la, dinle, dindarlıkla, başörtüsüyle hiçbir sorunu yok. Ama kendisine Kemalizm adı altında dayatılan yaşam ve düşünce tarzıyla, bunların dayatılma tarzıyla, sopa kullanılması ve aba altından sopa gösterilmesiyle sorunu var. Yani Kemalist devletle sorunu var.
Önce Refah Partisi'nin, sonra da AK Parti'nin ortaya çıkışı ve yükselişi, işte bu sorunun cisimleşmiş ifadesi, siyasî yansıması. Toplum bu partilere İslamcı oldukları için değil, ama Kemalist olmadıkları için oy verdi. Doksan yıldır sırtında taşıdığı Kemalist devlet yükünün biraz hafifleyeceğini umduğu için verdi.
Ve yukarıda sıraladığım bütün saflaşma noktalarında aynı sağduyuyla davrandı. Resmî ideolojinin değil, onu eleştirenlerin yanında saf tuttu.
Bu saflaşmada Kemalist devleti, bu devletin derin ve sığ yapılarını, resmî ideolojisini eleştirmeyenler, başka hiçbir şeyi eleştirme hakkını kazanamaz. Başka eleştirilerini, örneğin AK Parti eleştirisini, geniş kitlelere dinletme şansını kazanamaz.
Bu nedenledir ki, CHP hem sayısal hem sınıfsal hem coğrafî anlamda dar bir yere sıkışıp kaldı, dar bir kitle dışında kimseye hitap etmiyor, kimseyi ikna edemiyor.
Aynı nedenledir ki, ulusalcı "sol", halkın gözünde anlamsız bir hâle geldi, çaktırmadan CHP'yi desteklemek dışında yaptığı, yapabildiği hiçbir şey kalmadı.
Oysa sosyalist bir bakış açısı çok basittir: Başta AK Parti olmak üzere, parlamenter siyasette her şey gelip geçicidir; Kemalizm ise bu devletin temelidir. Hükümet politikalarına karşı mücadele etmek gerekir, elbette, ama aynı zamanda devletle mücadele etmeyene de sosyalist denmez.
AKP'ye nasıl muhalefet edilmez
Halkın gözünde, sorun İslam değil Kemalizm.
CHP'nin ve ulusalcı solun gözünde, sorun Kemalizm değil İslam ve dolayısıyla AK Parti.
Devletle, devletin resmî ideolojisi ve kalıcı kurumlarıyla sorunu olmayanlar, tek düşmanın hayalî bir "gerici İslam" olduğuna inananlar, kısmen çaresiz oldukları, halk desteği bulamadıkları için, kısmen de zaten Kemalist devlete inandıkları için, AK Parti'ye karşı muhalefeti bu devletin değerleri üzerinden, Kemalizm ve milliyetçilik temelinde yapıyor.
Bir iki örneğe bakalım. Andımız ve 19 Mayıs törenleriyle ilgili yaptırımlarına ve muhalefetin tepkisine bakalım.
Türk bayraklarıyla kültür fizik hareketleri
Bir zaman önce, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik şöyle dedi "Türkiye'de yaşayan yabancılar vardır. Mesela Bodrum'da yaşayan İngilizler var. Alanya'da oturan Almanlar var. Yabancılar bana mektuplar yazdılar, bakanlığımın ilk aylarında. 'Biz Türk değiliz, biz Türkiye'de yaşıyoruz ve çocuklarımız Türk okullarına gidiyor. Her sabah çocuklarınızı sıraya geçiriyorsunuz ve onlara and içiriyorsunuz.' dediler. İnsanî mi bu peki, doğru bir şey mi?"
Durum vahimdi.
Hem 'Andımız' tehlike altındaydı, hem de Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi.
Şeriat düzenine doğru adım adım ilerliyorduk.
Türk, Kürt, Ermeni, Rum, İngiliz ve Alman çocukların her sabah "Türk'üm, doğruyum, çalışkanım" diye bağırmadığı bir ülkede şeriatın gelmesine ramak kalmıştır, değil mi?
Bilimsel olarak da kanıtlanmıştır bu. Yapılan araştırmalara göre, bir çocuk, kökeni ne olursa olsun, haftada en az beş kez "Varlığım Türk varlığına armağan olsun" demez ve en az iki kez "Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur" sözlerini duymazsa, sık sık "Allah, Allah, Allah" diye bağırmaya başlar ve damarlarındaki kan asaletini kaybedip Suudi Arap kanına dönüşür.
Bu dönüşümün kimyasal temeli henüz tam olarak anlaşılamamış olmakla birlikte, kanı dönüşen çocukların durup dururken namaz kılmaya başladığı belgelenmiş.
Daha bir yıl kadar önce, 19 Mayıs törenlerinin futbol sahalarında değil sadece okullarda yapılacağı ilan edilmişti.
Düşünebiliyor musunuz?
Zaten varlığını Türk varlığına armağan etmeyi artık düşünmeyen çocuklar, bir de ellerinde Türk bayraklarıyla kültür fizik hareketleri yapmazsa, o çocuklar ne olur!
Şeriatçı olur tabii. Her yıl en az bir kez birbirlerinin omuzuna çıkıp insan piramidi oluşturmayan çocuklar başka ne olabilir ki? Elbet şeriatçı olacaklar.
Tam da bu nedenledir ki, dünyada dindarlığın yaygın olduğu ülkelerde 19 Mayıs Bayramı kutlanmamaktadır.
Allah'tan, tehlikenin farkında olanlar, halkımızı ikaz edenler var.
CHP'li Muharrem İnce, "AKP iktidarı bizleri bütünleştiren değil, ayrıştıran, ortak geçmiş ve ideallerden uzaklaştıran, ulus bilinci ve vatan sevgisinden yoksun bırakmak isteyen bir iktidar olduğunu göstermiştir" demiş.
MHP'li Oktay Vural, Millî Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'e "Adama bak, sen kimsin? İnsanın tüyleri diken diken oluyor" demiş.
Özgürlükçü, kitlesel bir muhalefet
CHP ile MHP'nin yanı sıra, sendikaların da tehlike karşısında uyanık olması insanın içini rahatlatıyor.
KESK'e bağlı Eğitim-Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız'ın "Milli Eğitim Bakanlığı Neyin Peşinde?" başlıklı açıklaması özellikle güzel.
"19 Mayıs'ın hedef alınmış olması, akıllara başka sorular getirmektedir" diyor Yıldız. "AKP'nin politikaları rejimle hesaplaşmasının bir ürünüdür. Bu hesaplaşma toplumun dinsel referanslarla yeniden inşa edilmesini amaçlamaktadır... AKP, Türk-İslam sentezi doğrultusunda İslamî vurgunun daha öne çıkarıldığı bir sistem ve yaşam biçimi yaratmayı hedeflemektedir."
Anlaşılıyor ki, Eğitim-Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız "toplumun dinsel referanslarla yeniden inşa edilmesine" karşıdır.
Çok güzel. Ben de karşıyım.
Ama buna karşı çıkmak için, CHP ve MHP ile birlikte 19 Mayıs törenlerini, Andımız'ı, Gençliğe Hitabe'yi ve Mustafa Kemal kültünü savunmak mı gerekir?
AK Parti'ye muhalefet etmek için, sırtını Türk bayrağına ve mevcut devlete dayamak mı gerekir? Atatürk büst, heykel ve anıtlarının önünde poz vermek, ikide bir Silivri'ye gitmek mi gerekir?
Ne yapmak gerektiğini Gezi direnişi gösterdi: Ne Mustafa Kemal'in askeri ne de AK Parti'nin ahlak ve namus bekçisi olan, ne CHP'nin milliyetçiliğini ne de AK Parti'nin neoliberalizmini kabul eden, özgürlükçü, kitlesel bir muhalefet inşa etmek.
Oysa bu memlekette "sol" olduğunu iddia eden muhalefet, temel mücadelenin "İslamî vurgunun daha öne çıkarılmasına" karşı olduğuna ve bu mücadelede temel gücümüzün Kemalist devlete sarılmaktan geldiğine inanıyor. Hâlâ.
Muhalefet böyle olduğu sürece, ne CHP kalır, ne sendika kalır, ne de Ünsal Yıldız'ın üye olduğu türden bir "sol" kalır.
Ve AK Parti ilelebet başımızda kalır.
Roni Margulies
(İlk olarak Altüst Dergisi'nin 11. sayısında yayımlanmıştır.)
http://www.marksist.org/yazarlar/roni-margulies/13710-ak-partiye-nasil-muhalefet-edilmez
Yazarlar
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023