Roni MARGULIES
Ziya Gökalp, hükümdar Yulun Tekin'in bir Çin prensesine karşılık Kut Dağı'nı Çinlilere verişini anlatır. "Türkler bu Kut Dağı'nı ellerinde tuttukça dört bucağa egemen olacaklardır diye inanılmaktadır. Bunu bilen ve dağı almak isteyen Çinliler Yulun Tekin'e bir Çin prensesini zevce olarak gönderir ve karşılığında dağı alır. Türk yurdu kısa sürede bütün bolluk ve bereketini kaybeder, Türkler göç etmek zorunda kalır. Gökalp şöyle der: "Türkler ne zaman millî kültüre önem vermeyerek yabancı kültüre önem vermişlerse ve kendi milletlerini beğenmeyip başka milletlerin taklitçi ve seveni olmuşlarsa, böyle bir göç felaketine uğramışlardır. Kut Dağı, millî vicdanın sembolünden başka bir şey değildi. Onu Çinlilere feda etmek, gayet büyük bir günahtı. Göç, bu günahın bedeli idi."
Bugün de, Sayın Cumhurbaşkanı "arena" kelimesini beğenmiyormuş: "Bir özentidir gidiyor, kendi dilimizin zenginlikleri varken bu özentilerle hayvanların yarıştırıldığı Avrupa'daki arenaları kalkıp spor salonlarında isim olarak kullanmak pek de kibar değil, şık değil. Bunun üzerinden bazıları bindirecek, bindirsin. Biz doğruları konuşmaya mecburuz."
Tabii böyle kibarca rica edince mesele hemen hallolundu. Türkiye Futbol Federasyonu, içinde arena adı bulunan yerlerin isimlerini "stadyum" olarak değiştirdi. Vodafone Arena’nın adı Vodafone Stadyumu, Türk Telekom Arena’nın ismi Türk Telekom Stadyumu, Bahçeşehir Okulları Arena’nın adı Bahçeşehir Okulları Stadyumu ve GAP Arena’nın ismi GAP Stadyumu oldu.
Böylece millî kültürümüze geri dönmüş olduk. Yabancı "arena" kelimesinin yerine, Orhun Yazıtları'ndan beri öz Türkçe bir kelime olarak varlığını sürdüren "stadyum" kelimesi getirildi.
"Telekom" kelimesi de, Türklerin Orta Asya'da daha da eskiden beri kullandıkları bir kelimeymiş galiba. Ama o zaman telefon olmadığı için, at sırtında haber götürüp getirenlere "telekom" denirmiş.
Cumhurbaşkanı şöyle devam etmiş sözlerine: "Kültürlere ve medeniyetlere saldırılar önce dilden başlıyor. Dilini aldığı anda o milleti çökertiyor. Biz işte böyle bir suikasta maruz kalmış bir milletiz. Bu saldırı dilimizle birlikte onun mütemmim cüzü olan şahsiyetimizi de hedef almıştır... Ne güzel kıraathanemiz var, burada kitap oku, gazete oku, sohbetle beraber zenginleş. Bunlar yerini kafeteryalara, kulüplere terketti. Clup; bu benim değil ki. Bütün bu tabelaları sökün, bu senin hakkın, en doğal hakkın. Neyi müsaade edersen onu asmak zorunda."
Türk Dil Kurumu'nun sözlüğüne göre, "kıraat" Arapça, "hane" Farsça!
İşin dilbilimsel yanını bir tarafa bırakırsak, Cumhurbaşkanı'nın bu öz Türkçe merakı sanki bana bir şeyleri hatırlatıyor. Kemalizm'in en azgın dönemini, 1930'ların Öztürkçeciliğini, Güneş Dil Teorisi'ni ve Türk Tarih Tezi'ni hatırlatıyor.
Ziya Gökalp anlatmış zaten: Tarih biliminin amacı bilimle, bilgiyle filan ilgili değildir; tek amaç çocukları "millî" yapmaktır. "Bilgi" yalan yanlış da olabilir, önemli değil, yeter ki millî olsun. Şöyle demiş: "Millî tarihin gayesi sırf pedagojiktir. Çocuklara kendi vatanlarını sevdirmek, milletlerini en muhterem bir millet tanıtmak için en iyi vasıta, onlara atalarının faziletlerini, kahramanlıklarını, milletin şanlı, şerefli sergüzeştlerini öğretmektir. Çocuklara istikbal için verilecek mefkûre, tarih vasıtasıyla daha iyi telkin edilebilir. Mefkûre ağacının kökleri, mazinin ne kadar derin noktalarına inebilirse istikbaldeki çiçekleri ve yemişleri de o derecede teravetli ve feyizli olur. Alman müverrihlerinden Traçke, 'Tarih maziyi bilmek ilmi değil, istikbali yapmak sanatıdır' derdi. Tarihin bu nev'ini, ötekinden ayırmak için 'millî tarih' adı verilir. Görülüyor ki, millî tarih, mahiyetçe bir sanattır. Bunun vazifesi çocuklara dedelerinin mefahirini, milletin şanlarını, vatanın şereflerini anlatmaktır."
Cumhurbaşkanı, Atatürk'ten, Gökalp'ten, millî liderlerimizden öğreniyor, ders alıyor. Allah kolaylık versin!
Roni Margulies
Yazarlar
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023