Roni MARGULIES
Cumhuriyet'in ilk yıllarından söz ederken İsmet İnönü anılarında şöyle der:
"İçinde bulunduğumuz meseleler dediğimiz zaman, bunların hepsini bir anda saymaya imkân yoktur. En başta, bir defa memleket fiziksel bir bütünlük içinde değildi. Her tarafın birbiri ile irtibatlı olduğu bir bütünlük yoktu. Her mevsimde memleketin içinde dolaşamıyorduk. Daha muharebe zamanında bu irtibatsızlık çok insanın zihnini ve hayalini aciz bırakan güçlükler göstermişti. Demiryolu yapılmadan memleketin ne emniyetinin, ne idaresinin bütünlüğünü sağlayamayacağımız kanaati sarsılmaz bir hâldeydi." (Hatıralar, İsmet İnönü, haz. Sabahattin Selek, Bilgi Yayınevi, 2006, s. 529.)
Birkaç yıl sonra İnönü, Dersim ile ilgili olarak şu yorumda bulunur:
"Dersim meselesini nihayet demiryolu halletti. Bölgenin güneyinden, kuzeyinden demiryoluna kavuşturulmasından sonra, memleketin herhangi bir yerinde olacak bir asayişsizlik hareketi ile Dersim'de olacak asayişsizlik hareketinin hiçbir farkı kalmadı. Dersim'i bu muvasala [ulaşım] imkânı kurtardı. Oraya iki koldan demiryolu gitti ve Dersim'in her tarafına yol yapılarak içindekiler dışarı çıkar ve dışındakiler içeri girer hâle geldi. Bu mevzuda kimsenin bilmediği başka asıl tesirli bir nokta daha vardır: Biz 1950'de iktidarı bıraktığımız zaman bütün Türkiye illeri içinde ilkmektebi en çok olan vilayet Dersim'di. Kızları mektebe gittiler, erkek çocukları mektebe gittiler ve yetiştiler. Çocuklar Dersim içinde tahsil görmeye başladılar. Bütün bu tedbirler neticesinde Dersim'de yalnız asayiş sağlanmış olmakla kalmadı. Dersimli vatandaşlar görgülü ve akıllı olarak her yerde Türklere iyi örnek teşkil edecek misaller verir hâle geldiler." (Hatıralar, İsmet İnönü, s. 518.)
"Görgülü ve akıllı" Türkler
İnönü'nün vurguladığı noktalar şunlar: "Görgülü ve akıllı" Türkler yaratmak için, birincisi, söz konusu bölgenin nüfusunu ülkenin geri kalanına bağlamak, "içindekiler dışarı çıkar ve dışındakiler içeri girer hâle" getirmek, yani demiryolu inşa etmek gereklidir; ikincisi, ulusal bir eğitim sistemini, yani resmî ideolojiyi bölgeye taşıyan okullar yapılmalıdır.
Samet Ağaoğlu'nun anılarında yazdığına göre, 1944'e kadar yaklaşık 20 yıl Genelkurmay Başkanlığı yapan Fevzi Çakmak'ın kafası pek çalışmamaktadır: “Mareşal Fevzi Çakmak, Doğu ve Güney illerinde sanayi kurulmasını, yollar yapılmasını istememiş, yol yapıldığı takdirde bir savaş halinde bu sınırlardan geçecek düşmanın memleketi kolaylıkla işgal edebileceğini ileri sürmüştür... Mareşal’a göre, Doğu illerinde okul açılması bu iller halkını uyandıracak, Kürtlük gibi bir takım bölücü akımlara yol verecekti." (Demokrat Parti'nin Doğuş ve Yükseliş Sebepleri, Samet Ağaoğlu, Baha Matbaası, 1972.)
Çakmak'ın tersine, İnönü şunun çok açık bir şekilde bilincindedir: "fiziksel bir bütünlük" sağlanmadan "memleketin ne emniyetinin, ne idaresinin bütünlüğü" sağlanabilir. Açıkça ifade etmemiş İnönü, ama fiziksel bütünlüğün yanı sıra ideolojik bütünlüğün de sağlanması gerektiğini biliyor. Fiziksel bütünlüğü yaygın bir demiryolu ağının inşa edilmesi sağlar, ideolojik bütünlüğü ise tek dil ve tek eğitim sisteminin dayatılması. Bunlar gerçekten de hem ulusun hem ulus-devletin yaratılmasının temel taşlarını oluşturur. Bu taşlar Avrupa'da 19. yüzyılda yerlerine oturtulmuş, Türkiye'de ise süreç, çok gecikmeli ve çok daha sancılı bir şekilde 1920'ler ve sonrasında yaşanmıştır.
Örneğin, Kürt illerinin Türkleştirilmesi ve ülkenin geri kalanına entegre edilmesi ile ilgili kitabında Ercan Çağlayan şöyle yazar: "Cumhuriyet'in ilk yıllarında daha çok 'asayiş' kaygısıyla demiryolu ulaşımına önem verildiğinden söz konusu yıllarda demiryolu hatları büyük oranda Vilayat-ı Şarkiye'de inşa ediliyordu. 'Millî ittihadı sağlamak' amacıyla inşa edilen demiryolları, aynı zamanda sosyal ve iktisadî sirkülasyona da ivme kazandırıyordu... Bu bağlamda, Fevzipaşa-Diyarbakır ve Diyarbakır-İran-Irak demiryollarının hem bölgeyi devletin erişimine açma, hem de toplumsal, kültürel ve iktisadî sirkülasyon işlevi görerek modernleşmeye kapı aralama gerçeği akılda tutulmalıdır. Açıkçası Cumhuriyet'in ilk yıllarında büyük oranda Doğu'da inşa edilen demiryolları insanın zaman ve mekân ile ilişkilerinde köklü değişikliklere yol açarak modernleştirici ve en nihayetinde sekülerleştirici bir işlev görüyordu." (Ercan Çağlayan, Cumhuriyet'in Diyarbakır'da Kimlik İnşası - 1923-1950), İletişim, 2002.)
Demiryolunun Sivas'a ulaştığı ve açılış töreninin yapıldığı 30 Ağustos 1930 günü İnönü'nün yaptığı 16 sayfalık konuşma yer yer konunun marksist bir özeti gibidir! Şöyle der: "Millî devlet için şimendifer ihtiyacı, millî vahdet [birlik], millî müdafaa [savunma] ve millî siyaset meselesi, asırların muhassalası [sonucu] olan millî istiklalin muhafazası meselesidir." Ve şöyle ekler: "Demiryolu memleketin tüfekten, toptan daha mühim bir güvenlik silahıdır... Ulusal birliği sağlayan araçtır."
Demiryolu önce, İnönü'nün sık sık "asayiş" diye vurguladığı sorunun çözümü açısından önem taşır. Kısacası, sorunlu bölgelere asker taşımak için gereklidir. Türkiye'de bu asayiş unsuru öne çıkmış olmakla birlikte, demiryolunun kapitalizmin gelişmesi açısından daha temel işlevi ulusal pazarın oluşmasında oynadığı roldür. Avrupa'da 19. yüzyılda bu işlev çok daha ön plandadır, çok daha belirgindir, ama Türkiye'de de tarım ürünlerinin İstanbul ve İzmir limanlarına ulaştırılması ve maden bölgelerine erişimin sağlanması önemli olmuştur.
"Türklük dünyasının kükreyişleri"
Demiryolunun 1920'li ve 1930'lu yıllarda ulaştığı her yeni durak, sadece bir ulaşım ağının genişlemesi olarak değil, millî bir zafer, adeta askerî bir zafer olarak duyurulmuş ve kutlanmıştır.
Ankara'dan doğuya doğru uzanan hattın özellikle 1930'da Sivas'a ve 1939'da Erzurum'a ulaşması Mustafa Kemal'in, Cumhuriyet rejiminin ve Türklüğün başarıları olarak anlatılmış, törenlerle kutlanmış, hatıra madalyonları üretilmiş, fotoğraf albümleri yayınlanmıştır.
20 Ekim 1939'da Erzurum garının işletmeye açılışını yerel Erzurum gazetesinden izleyebiliriz.
Gazetenin bir gün önceki nüshası "Tren törenine yarın saat 9'da başlanacak" manşeti ve "Halk sabırsızlıkla bu mesut dakikayı beklemektedir" alt manşetiyle çıkar. Sayfanın ortasındaki İsmet İnönü fotoğrafının altında "Yaratan, yapan ve koruyan Millî Şefimiz Reisi Cumhurumuz İsmet İnönü" yazar.
Ertesi gün 16 sayfalık gazetenin neredeyse tümü "Garbı şarka bağlayan bu mutlu günde Erzurum halkı en mesut anlarından birini yaşıyor" manşetinin devamı gibidir. Mustafa Kemal ve İnönü fotoğraflarıyla birlikte baş sayfadaki iki yazı "Tren Erzurumda" ve "Izdıraptan saadete kavuşan Erzurum!" başlıklarını taşır. "Size bu nimeti ulaştıran Cumhuriyet rejimi" övülür, "Ankara kâbesi, Türk'ün hayat ve ışık mihrabı" göklere çıkartılır, "Türk milleti dünyanın bu buhranlı zamanında böyle bir Şef'e malik olan talihli milletir" denir.
Üçüncü sayfada, "Memleketi demir ağlarla örmek, milleti refahlı vatandaşlar haline getirmek demektir" başlıklı yazıda demiryoluyla askerî başarılar arasında doğrudan paralellik kurulur: "Demiryolunun Erzurum'u, millî ordunun İzmir'idir. Biri düşmanla, öteki tabiatla çarpışarak zaferden zafere koşmuştur. Lokomotif, ordunun ilk eridir ve bunun içindir ki her ikisi de durup dinlenmeyi ölmek sayarlar."
Erzurum halkı bu mutluluğunu Cumhuriyet'e ve İnönü'ye borçludur: "Cumhuriyet Hükümeti bu yol için büyük fedakârlık yapmıştır. Her köşesinde bakıma muhtaç bin bir işi bulunan bir memleketin bütçesi Erzurum yolu için senelerce çok cömert davranmıştır." "Demir yolu siyaseti bugün Millî Şef'liği altında yaşamakla şeref duyduğumuz İnönü'nün siyasetidir. Hergün biraz daha demir ağlarla örülen memleket, o siyasetin yeni ve parlak bir muvaffakiyetini idrak ettiğimiz bu günde Millî Şef'ine karşı duyduğu ölçüsüz sevgi ve saygıyı izhar için yeni bir vesileye kavuşmuştur."
Beşinci sayfada, "Türk azminin yeni bir harikası önünde" başlıklı yazı Erzurum halkına şöyle seslenir: "Bu aziz milletin en fedakâr nesli: Bütün medeniyet eserlerinde silinmez izlerini ve ebedileşen ismini bıraktığın bu vatanın, kurtaran ve kuran en mutlu evladı sensin. İftihar edersen haklısın!"
Yedinci sayfada, "Dadaşın dili ile" üst manşetinin altında "Erzurumda Trenin ilk düdüğü çalıyor" dedikten sonra şu spot yer alır: "Bu sesin içinde dört yüz seneden beri yolunu kaybetmiş, benliğini unutmuş ve bin bir çeşit toksinlerle uyuşturulmuş Türklük dünyasının uyanış, kıpırdanış ve kükreyişleri saklıdır."
Yazıda ise genç bir Erzurumluyla yapılan söyleşi vardır. Şöyle anlatır delikanlı: "O zaman yedi yaşımda kadar vardım. Ermeni mezalimini yakından gördüm ve baltalanmak üzre yakalandığım çocuk kafilesinden tesadüfen kaçarak kurtuldum. Onun için yurdun, istiklalin ve nihayet bu gibi hadiselerin [demiryolunun açılışını kastediyor] manası bizim için büsbütün başkadır." Delikanlı bu noktada "sigarasını pek içten çekti ve gözlerini ta uzaklarda bir şey arıyormuş gibi büzerek biraz nefes aldı."
On ikinci sayfada, Kars Mebusu Zihni Orhon'un kaleme aldığı "Erzurum ve Şimendüfer" yazısı, "Kurtuluş savaşına Erzurum'da başlayan ve buraların kalkınmasını çok arzu eden Atatürk'ün büyük ruhu ve bu kahraman belde uğruna aziz kanlarını akıtan şüheda ruhları da şüphesiz ki bayrama iştirak ediyorlar" diyerek başlar ve "aziz ve mukaddes Millî Şef'e ve bütün büyüklerimize tazim [saygı] ve şükranlarımı sunarım" diyerek biter.
Roni Margulies
(Bu yazı, AltÜst dergisinin 26. sayısından alıntıdır. AltÜst'e ulaşabileceğiniz satış noktaları: http://www.altust.org/satis-noktalari/)
Yazarlar
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023