Roni MARGULIES
Halkımız için hayırlı olsun. Bir Komünist Parti’miz daha oldu!
İkisinin de adı TKP.
Yeni kurulan TKP, eski TKP’nin eski üyeleri tarafından kurulmuş.
Mevcut olan TKP’ye biz zaten “yeni TKP” diyorduk, artık mevcut olmayan TKP’yi ise “eski TKP” diye biliyorduk.
Şimdi bazı “eski TKP” üyeleri “yeni” bir TKP kurduğuna göre, herhalde buna “yeni TKP” dememiz gerekecek. Ama o zaman, daha düne kadar “yeni TKP” dediğimiz partiye ne diyeceğiz? Belki “eski yeni TKP” diyebiliriz. En yeni kurulanına da “yeni eski TKP” deriz.
Daha makul bir çözüm de geliyor aklıma.
Birkaç yıldır kendine “TKP” diyen ve komünizmle hiçbir alakası olmayan “yeni TKP”, isim değişikliği yapabilir. İsmini “Türkiye Kemalist Partisi” olarak değiştirebilir.
Böylece hem daha popüler olur hem de siyasetlerini çok daha doğru yansıtan bir ismi olur.
Neyse, amacım parti isimlerini tartışmak değil. Bu tartışmaya girersek, sonu gelmez.
Mesela, adında “özgürlük” kelimesi geçen partinin üyeleri, bu kelimeyi “başka partilerin üyelerini sokakta dövmek özgürlüğü” şeklinde anlayınca, bu partiye de isim değişikliği önermek gerekmez mi?
Mesela, CHP’nin isminde “halk” kelimesinin ne işi var?
Sorular çok, ama benim asıl sormak istediğim, Kenan Evren’in yargılanması karşısında bu yanlış isimli partilerin niye sessiz, heyecansız ve ilgisiz kaldığı.
“Sol” partiler olmak gibi bir iddiaları var.
Yargılanan kişi, tüm sol partileri, sendikaları, dernekleri kapatmış, yönetimlerini ve üyelerini cezaevlerine doldurmuş, işkence etmiş, bir kısmını öldürmüş, bir kısmını asmış bir rejimin simgesi.
Şimdi bu adam yargılanıyor. Ve yıllardır “İşkencecilerden hesap sorulacak!” diye bağıran bu partilerden tık yok!
Yahu, insan biraz olsun sevinmez mi?
CHP’nin de, TKP’nin de, diğerlerinin de sevinmiyor olması aynı nedenden kaynaklanıyor.
Kenan Evren’in 4 nisan günü Ankara’da başlayacak olan davası sadece 12 Eylül darbesinin yargılanması anlamına gelseydi, sevinirlerdi.
Ama bu dava çok daha geniş bir anlam taşıyor. Sadece 1980 ile değil, günümüzle ilgili bir anlamı var.
Türkiye’de ilk kez başarılı bir darbeci yargı önüne çıkacak.
Dolayısıyla, “darbe yapmak” fiili yargılanacak.
Dolayısıyla, darbecilik yargılanacak.
Dolayısıyla, bu memleketin çoğunluğunun arzularına karşı “Kemalist devleti kurtarmak” anlayışı yargılanacak.
Bunların yargılanabildiği duruma, on yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz bu duruma nasıl geldik?
İki büyük toplumsal güç nihayet silkindi, siyaset sahnesine çıktı ve “Yetti artık!” dedi, öyle geldik.
Bu büyük güçlerden biri, Kemalist devletin 80 yıl boyunca yok saydığı Kürt halkı. Bu halk, “Devletin bekası beni ilgilendirmez, benim kendi taleplerim ve haklarım var, bunları istiyorum ve söke söke alacağım” dedi. Ve alıyor.
İkinci büyük güç, Kemalist devletin elbet yok sayamadığı ama güdülecek koyun gibi gördüğü, Türkiye’nin Sünni Müslüman, muhafazakâr çoğunluğu. Bu halk, kendine tümüyle yabancı gördüğü Kemalist devlet kadrolarına bir alternatif yaratarak koyunluktan çıktı. AK Parti’nin devletle itişmesi, zaman zaman çeşitli açılımlar yapması, Tayyip Erdoğan’ın kafasından değil, kendisini yaratan Sünni Müslüman, muhafazakâr çoğunluğun içgüdülerinden, taleplerinden, basıncından kaynaklanıyor.
Ve Kemalist devlet 15 yıldır bu iki büyük toplumsal güce karşı kendini savunmaya çalışıyor.
Önce darbeler ve darbe planları (28 Şubat, Sarıkız, Ayışığı, Balyoz, Kafes, vs.), sonra darbeleri meşru göstermeyi amaçlayan Ergenekon çalışmaları, Cumhuriyet mitingleri, başta Hrant Dink olmak üzere çeşitli cinayetler, JİTEM’in faaliyetleri, 17.500 faili meçhul ölüm, yakılıp boşaltılan köyler... Kalanını da siz tamamlayın artık.
Kemalist devletin direnişi çok kanlı oluyor. Becerebilseler daha da kanlı olacak.
Fırtına gibi geçen şu son 10-15 yılda yaşadıklarımızın arka planı bu.
Bu süreçte taraflar belli: Bir yanda büyük toplum güçleri, bir yanda Genelkurmay’ıyla, kolluk güçleriyle, yargısıyla, Ergenekon’uyla Kemalist devlet.
Kenan Evren’in yargılanması bu sürecin bir yansıması, bir simgesi.
Ve bu süreçte Kemalist devletten yana olanlar Evren’in yargılanmasına sevinmiyor. Çok doğal.
Doğal olmasına doğal da, devletten yana olanların isminde “komünist” veya “özgürlük” kelimelerinin bulunması garip!
Yazarlar
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023