Roni MARGULIES
Londra’da bir umumî helânın duvarına kurşun kalemle karalanmış, yıllar önce görmüştüm: “İşim çıktı, gelemiyorum. Lütfen beklemeyin. Godot.”
Tiyatroyla ilişkim bundan ibaret değilse de, çok ötesinde de değil.
Ama devleti yönetenlerin her zaman sanatı da yönetmeye kalkıştıklarını iyi biliyorum.
“Her şeyin en iyisini ben bilirim” diye düşünenler, halkın salak olduğunu, hiçbir şeyi kendileri kadar iyi bilmediğini düşünür. Meydanlara çıkıp anlatırlar, ama halk salak olduğu için yine anlamaz, yine kendi bildiğini kendi bildiği gibi yapmaya devam eder.
O zaman devleti yönetenler yasalara, polise, asker gücüne başvurur.
Bizde buna “demokrasi” denir.
Ve biz çok şanslıyız, bizi yönetenler her zaman çok demokratik olmuştur.
Her şeyin en iyisini bildikleri için, sadece nasıl yaşayacağımıza, ne düşüneceğimize, nasıl giyineceğimize, cuma günleri camilerde neler dinleneceğine karar vermekle kalmaz, hangi müziği dinleyeceğimize, hangi resimleri yapacağımıza, hangi şiirleri yazıp hangi tiyatroyu izleyeceğimize de karar vermeye kalkışırlar.
Bilindiği gibi, tüm hükümetlerimiz çok demokratik olmakla birlikte, en demokratik olanları tek adam/ tek parti döneminin hükümetleridir.
Türk demokrasisinin gereği olarak, sanatla, hangi sanatların nasıl olması gerektiğiyle çok ilgilenmiş, halkımızın aydınlanması için çok çabalamışlardır.
Geleneksel sanatlarımız olan opera, senfoni, bale geliştirilmiş; Anadolu halkının oratoryolara ve filarmoni orkestralarına yüzyıllardır duyduğu hasret giderilmiştir. Herhangi bir salaklık olmasın, yanlış bir şey dinlenmesin diye TRT’de saz müziği yasaklanmıştır.
Halkın hatalı müzik dinleme eğilimi düzeltildikten sonra, resim sanatına da el atılmıştır.
Her isteyenin eline fırça alıp olur olmaz resimler yapması kabul edilebilir bir şey değildir elbet.
Hükümet 1938 yılında ressamların Anadolu’nun çeşitli illerinde görevlendirilmelerine dair bir karar yayınlar. Seçilen sanatçılar her yıl bir 1,5 ile üç ay arası bir süreliğine parti tarafından belirlenmiş çeşitli Anadolu şehirlerinde bulunacak, eskizler yapacak ve daha sonra bu çalışmalarından resim üretecektir. Bu etkinlik kapsamında 1938-1943 yılları arasında toplam 48 sanatçı Anadolu’nun 63 şehrine gönderilmiş, 675 resim üretmiştir.
Ressamlardan Anadolu panoraması, Türk köylüsü ve yerel motifler üretmesi beklenmiştir. Yaptıkları resimler, politikacı ve sanat eleştirmenlerinden oluşan bir jüriye çıkartılmış, seçilen resimler “Cumhuriyet Halk Partisi’nin Ödülü” ile onurlandırılmıştır. Ödüllerin yanı sıra, her yıl Ankara, İstanbul ve Konya devlet sergievlerinde seçilen resimlerden sergiler düzenlenmiş, halkımızın sanatkâr ruhuna katkıda bulunulmuştur.
Bu gezilerde üretilen 675 resmin büyük çoğunluğu bugün kayıp. İnsanın saçını başını yolası geliyor. Kimbilir ne harika resimlerdi onlar!
Bu “Yurt Gezileri” için sanatçılara CHP hükümetinin koyduğu şartlar arasında “çalıştığı muhitin Türk camiasının hususiyetlerinden birini ifade eden motiflerini canlandırabilmesi” yer alıyor, sanatçılardan bu işi “millî bir vazife” olarak görmeleri isteniyordu.
İlk gezi sergisinden sonra Behçet Kemal Çağlar, “Biz Anadolu’ya yayılan ressamlardan yalnız manzara, yalnız desen, yalnız kostüm değil; artık insan ve ruh istiyoruz. Tablolarında bize Türk denen insanı ve Türkiye denince yurdun bütün hususiyetle kokusunu ve havasını getirsinler” diyordu.
Behçet Kemal deyince, devlet eliyle yazdırılan şiirlerin de ne kadar güzel olduğunu hatırlamadan edemiyor insan:
Sensin bizim ışığımız hızımız;
Nutukların bizim alın yazımız;
Çıkar yolumuzdur açtığın her iz.
Her gün canımızla başımızla biz
Emanetlerine siperiz, Atam;
Güzel ellerinden öperiz, Atam.
Güzel elli Ata’nın da dediği gibi, “Sanattan mahrum kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir”. Yüce devletimizin bu damarla yakından ilgilenmesi gerekir tabii. Ya koparsa! Ne yaparız sonra?
Bu bağlamda, AK Parti’nin tiyatroyla ilgilenmesini de alkışlıyorum.
Bir ufak önerim var sadece.
Niye Belediye’ye bırakıyorlar bu işi? Bence İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin çok daha iyisini yapar. İnce ruhlu, sanatkâr bir adam olduğunu defalarca kanıtladı.
Ne dinleyeceğimize, ne izleyeceğimize, ne okuyacağımıza o karar versin.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023