Sezin ÖNEY
Cuma namazı kalabalığı, Neslişah Sultan Camii’nde önce birer- ikişer sonra, akın akın oluyor.Sulukule’deyim, Fatih Belediyesi’nin ısrarla inşa ettiği Sulukule projesinin TOKİ evlerinin orta yerinde kalan Cami’de. Sadece Cumaları, çevreleri demirden duvarlar ve duvarların üzerine dikenli teller “Osmanlı tipi konutların” sitesinin kapıları, çevresini saran mahalleye ve ötesine açılıyor.
Erkek çocuklar, genç erkekler, yaşlılar; çevredeki esnaf, memurlar, iş- güç sahipleri, öğrenciler, Sulukule ve çevresinin yeni ve eski sahipleri Cami’nin cemaati olarak toplanıyor.
Saçlarının hafif havalı taranışı, kesimi, modelinden, şık, pahalı giysilerine, İslâmcılığı da “şık bir aksesuar” gibi vurgulayan edalarına, artistik güneş gözlüklerine mahallenin eskilerinin “AK Partililer” olarak adlandırdıkları da epey ağırlıklı namazda.
Bir sınıf gezisine gelircesine, öğretmenleriyle Cuma’ya gelen ilkokul- ortaokul öğrencileri sıra sıra diziliyor avluya giriş- çıkışta…
Suriyeliler, mahallenin yenilerinden. Arapça yazılar ve yeni tür tüketim malları, Suriyelilere has farklılıklar, Sulukule’ye damgasını vurmuş bile…
Ve tabii Romanlar… Önyargıların aksine, yediden yetmişe çok dindarlar. Hip- hopçusundan aile içinde bin türlü dert yaşayanına, Cuma namazını asla kaçırmıyorlar.
Az sonra, Sulukule’nin TOKİ sitesinin kapıları kapanacak. Cemaat dağılıyor zira…
Duvarların ayırdığı iki mahalle, apayrı dünyalarına dönecek.
Namaza duranlardan biri 10 yaşında bir Roman. Kekeleyerek konuşuyor. Gözleri önünde silahı şakağına dayayıp kendini vuran birinin ölümüne tanık olmuş… Bu yaşta, daha bin yük…
Bu arada, Türkiye’nin ortak gündemi, bu Cuma, İstanbul’un orta yerinde ama gözlerden bir o kadar da uzak bu köşe değil tabii. Sabah akşam seçimleri tartışıyoruz; hangi parti ne kadar oy alacak…
Partilerde, farklı etnik ve dinî kökenlerden milletvekili adayları olunca, “renklerden” bahsediyoruz. Roman, Kürt, Ermeni, Alevi, Ezidi; “renkler” diye niteleniyor bu farklı kimlikler. Oysa, “renk” deyip kimlikleri “şirinleştirirken”, her bir kimlik sahibinin o kimliğin getirdiği çerçevenin, sınırlamalarını, tarihsel, sosyal, ekonomik, politik tüm sorunlarını da yaşadığını adeta unutmaya çalışıyoruz. Tek renk de değil kimlikler; her kimlik grubunun içinde bin tane farklı “renk”, hâl, gerçeklik var.
Sulukule’de bir öğle vakti toplanan cami cemaatinin farklılığı gibi…
Türkiye’de toplumdaki bireyler ne yaşıyor, inip de “insanların” seviyesinden, yanından, arasından bakmadıkça, aslında politikayı da göremiyoruz. Sürekli partiler, liderleri ve milletvekillerinden konuşunca, sadece sahnenin önündeki mizanseni izlemiş oluyoruz.
Partiler, kendi üzerilerine yönelen bu ilginin ötesinde, sahne ışıklarından uzaklaşarak insanlara odaklanmıyor, odaklanmıyor.
Siyasetten beklenen, sıradan insanların dertlerine fazla zaman harcamadan sürekli sıradan insanlarla ilgili konuşması… Sadece konuşması… konuşması… konuşması.
Renkli siyasetimizin renksiz gerçeği de bu boş lafazan hâlleri. İnsanlar için yapıldığı iddia edilen politikanın “insansız düzeni”…
Yazarlar
-
Cihan TuğalMüslüman düşmanı Hegseth ve ‘İslami rejimler’in suç ortaklığı 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat Sevinç'Belirsizlik' kullanışlı bir idare yöntemidir, yurttaşı iki dudak arasına hapseder! 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin ikinci ve belki de “final” sezonu 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEHüseyin Kocabıyık’ın sözü 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezAtaerkil pazarlık 2.0 ve cinskırım 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySanayi verileri alarm veriyor: Almanya serbest düşüşte 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖcalan’ın Uyarısı... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBaşkan da olsan meşruiyet şart 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHatay’ı haritasına ilk kim koymuştu? 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanErdoğan ve kurmayları acaba neden isteksiz davranıyor? 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTOysa Her Şey Çok Farklı Olabilirdi… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm sürecinde bazı işaretler 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTutuklama tutkusu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBorsada vurgun nasıl yapılır? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYargıda “Kin” motivasyonu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUUyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indiyse… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuTürkiye neden bu kadar siyasi? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAteş hattında bir ülke: Suriye sahnesinde Türkiye 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman ülkelerde adalet yok ama adalet masalları çok güzel! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin geleceği giderek daha az tartışılırken… 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRTürkiye yeniden karanlık film günlerine mi dönüyor? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDevletin sahipleri ve DEM Parti! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREkonomide akıldışılık sona erdi mi? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezFenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024