Sinan ÇİFTYÜREK
Yerel Seçimler her durumda biz Kürtler için önemliydi, şimdi birden fazla nedenle daha da önem kazandı.
Birincisi, başkanlık sistemine geçişle birlikte Meclis’in işlevsizleştirilmesi söz konusu! İkincisi;halkımızın seçilmiş iradesinin, atanmış Kayyumlarla gasp edilmesi gerçeğini yaşıyoruz.
Üçüncüsü; “seçtiklerinizi beğenmezsek yine Kayyum atarız” basıncıyla bu kez gelecekteki beş yıl da ipotek altına alınmak isteniyor. Öyle ki Yerel seçimlere beş ay var ancak şimdiden Kayyum (Demokles) kılıcı halkımızın iradesi üzerinde sallandırılmaya başlandı. Mevcut iradeyi gasp etmekle yetinmeyen AKP iktidarı, şimdiden Kürt halkının geleceğini de “beğenmezsek kayyum atarız” tehdidiyle baskı altına alıyor!
Dördüncüsü; dün MHP ve AKP grup toplantılarında yapılan önemli açıklamalar nedeniyle Yerel Seçimler Kürt siyaseti için farklı açılardan da önem kazandı. Bu gelişmelerin başında Cumhur İttifakında yaşanan sorunlar geliyor. Şimdilik görünen şudur, Cumhur İttifakı; Yerel seçimlerde MHP’nin üç büyük metropol kentine karşılık Adana-Mersin-Manisa’yı istemesinde anlaşamamasına, af, ırkçı öğrenci andı, erken emeklilik gibi meselelerdeki farklılıklar da eklenince çatırdamaya başladı. Önce Bahçelinin “yerel seçimlerde ittifak yok” resti geldi, ardından Erdoğan grup toplantısında maden MHP yerel seçimlerde “biz yolumuza” diyor o zaman sepeti koluna herkes yoluna restini çekti. Yaşananlar gerçekte Cumhur İttifakında sonun başlangıcı mı değil mi yakında görüceğiz.
Cumhur İttifakında yaşanan çatırdama, birden fazla nedenle önemlidir ve halkların, halkımızın lehinedir çünkü bu ittifak içerde ve sınır ötesinde Kürt/Kürdistan karşıtlığı temelinde kurulmuştu. AKP iktidarının tekrardan “Kürt meselesi diye bir şey yok” noktasına gelmesinde yine bu ittifakın payı olmuştur.
Yazının esas konusu olan Yerel Seçimlere nereden bakmamız gerekiyor?
I – Öncelikle iktidarın halkımıza/halklarımıza karşı izlediği politikaları üzerinden bakacağız.
Erdoğan/AKP iktidarı, Yerel Seçimlerde halkımızın iradesini daha şimdiden ipotek altına almak istiyor! Erdoğan resmiyette 80 milyonun Cumhurbaşkanı ama fiiliyatta Kürdün iradesini dışlıyor, çünkü sıkça tekrarlanan “seçilen başkanları beğenmezsek kayyum atarız” beyanı, Yerel seçimlerde Kürtlerin iradesini “tanımayacağım” demektir! Sadece Erdoğan değil şimdi yolları ayrılmış gibi görünse de Bahçeli ile birlikte, halkımızın iradesi yerel seçimlerde sandıklara yansımasın diye çapraz açıklamalarını sürdürüyorlar. Denilebilir ki Kürt halkı üzerinde tam bir algı operasyonu yapılıyor, yaptıkları çapraz açıklamalarla halkımızın zihninde “sandığa gitsem de gitmesem de fark etmiyor” algısını yaratarak siyasetten ve sandıktan soğutmak istiyorlar. Ve böylece en çok korktukları şey olan Kürdistan’da sivil siyasetin yeniden canlanmasını engellemeyi hedefliyorlar.
AKP iktidarı, öylesine ürkmüş ki işi Köy ve mahalle muhtarlarına da kayyum atamaya kadar vardırdı! İçişleri Bakanlığı, “259 muhtarın terör örgütleriyle iltisakı nedeniyle görevden alındı” diyor ve aynı gerekçeyle 635 Köy korucusu da görevden alıyor! Yani Yerel seçimler öncesinde Kürt siyaset kadrosunu tasfiye süreci, köy muhtarlarına ve iktidarın paralı elemanları Köy Korucularına kadar tırmandırıldı.
II – Devlet Bahçeli’nin, devlet aklıyla verdiği mesajlar dikkatle irdelenmeli.
MHP lideri Bahçeli’nin, Yerel Seçimlerde Kürdistan ve Türkiye metropollerine ilişkin ayrı ayrı önermeleri var. Kürdistan’a yönelik, Kürtler “eğer Kayyum yerlerini tekrar alırlarsa bazı talepleri derinleşecek. Bu da Türkiye'yi başka bir noktaya doğru götürür. Bunun önlenmesi için de aşiretleri devreye sokalım” vb. diyor. Devamında "Bu seçimde Güneydoğu’da alınacak oylar çok önemli. Orada 101 belediyeye kayyum atandı. Şimdi o parti oralarda yine kazanırsa bu çok kötü olur. Çıkarlar, bunu plebisit gibi sunarlar” diyor ve Kürtleri engellemek için her yolu mubah görüyor.
Bahçeli’nin, Türkiye metropollerine dönük ise AKP/Erdoğan ile daha papaz olmadan önce, “üç büyük şehir çok önemli. Buralarda HDP, CHP ve diğer partiler destek verip yerel yönetimler kazanabilir. Bu olduğu takdirde daha o gece bu başkanlık sistemin meşruiyetini tartışmaya açarlar” diyerek başkanlık sisteminin devamı için Cumhur ittifakı üç büyük metropolü almalı diyor!
Bahçeli devlet aklıyla ve açık konuşarak; “kayyumla atanmış belediyelerde diğer siyasi partilerin mutlaka HDP’nin tekrar kayyum öncesine dönebilecek bir yerel yönetim yapılanmasına müsaade etmeyecek sağduyu ortaya koyması lazım” der! Yani Kürt halkı belediyeleri kazanmasın diye devlet her şeyi yapmalı diyor. Sırf Kürt anasını görmesin diye rejimin farklı siyasi kombinasyonları arasında Kürt karşıtı ittifak olarak da “kombin” önerir. Bütün bu yaklaşımlarla Bahçeli, “kaybet-kaybet” yani yerel seçimlerde Kürt kaybetsin ben de (MHP) kaybedeyim ama Türk devleti kazansın formülünde ısrar ediyor.
Özetle, Cumhur İttifakının iki esas bileşeni “Yerel seçimlerde ittifak yapmayacaklarını” açıkladılar ama buna rağmen Bahçeli devlet aklıyla AKP’yi destekleyebilir yani elbirliğiyle Kürt halkının iradesi sandığa yansımasın diye her şeyi yapacaklarını varsaymalıyız.
III - Biz ne yapacağız?
a – Öncelikle şunu belirtelim; parçalı Kürdistan’ın yarattığı sorunlar saymazsak olgular-süreçler bizden-halkımızdan yana ama bu olgu ve süreçlerin ürünü olan olaylar (Kerkük, Efrin, Şengal, Sur-Cizre...yıkımı) ise aleyhimize işliyor! Bunun nedeni üzerinde düşünelim! Elbet bu durumun birden fazla nedeni var ama nedenler arasında ULUSAL İTTİFAKSIZLIK belirleyici!
Başka açıdan baktığımızda Kürt siyaseti onca bedele rağmen istenen hedefe varamamışsa temelinde iki neden yatıyor; Kürdistan’ın parçalanmışlığının yarattığı tarihsel trajedinin sonuçları ile Kürt partilerin daha iktidarlaşmadan, ulusal iktidar için giriştiği iç kavgaları yani ulusal iktidarı paylaşamamasını ekleyelim. Güney, Rojava ve Kuzey Kürdistan’da yaşanmış deneylerinden hareketle şunu altını çizelim; Yaklaşan Yerel Seçimlerde ittifakın yolu, bugün yerel, yarın merkezi iktidarda ortaklaşma kültür ve yaklaşımına sahip olmaktan geçer.
b - 20 Ekim’de Amed’te Kürt arasında yapılan sohbet toplantısında da dile getirmiştim burada tekrarlayayım; her parti ve hareketin gücü oranında ortaklaşmayı başarırsak;
Sıkça tekrarladığım Kürt, Kürde demokrat davranabilirse;
Kürt anasını görmesin ittifaklarına karşı biz anamızı görelim ittifakını kurabilirsek; Bahçeli’nin “kaybet-kaybet” formülüne karşı farklı siyasi yapılarla Kürdistan kombini kurarak kazan kazan formülüyle “ben kazanayım ulusal ittifak ettiğim Kürt partisi ve halkım kazansın” diyebilirsek;
Demem o ki, Türk rejim partilerinin Kürtlerin yok edilmesi üzerine yüz yıldan beri kurdukları partiler üstü ittifakları yeni biçimler altında bugün de sürüyorken; Kürt partileri yok edilmek istenen halkımızın var olma yani ulusal özgürlük davasında ulusal ittifak kurarlarsa yani yok edilmeye karşı var olma ittifakını kurabilirsek…şu önemli sonuçlara yol açacaktır;
Bir; Yerel Seçimlerde daha etkin sonuçlar alacağız.
iki; yarın yeni bir kayyum saldırısıyla yüzleştiğimizde hep beraber sivil demokratik zeminde sahipleneceğiz.
Üç; halkımızın ayrımsız tüm Kürdistan partilerine olan güven erozyonunun aşılmasında yol alacağız. Az şey mi bunlar? Başarabilirsek değil!
c - Esas meselemiz ise, Mart yerel seçimlerinde kazanılacak belediyelerin yerine yeniden kayyum atanırsa ne yapacağız sorusunun yanıtını bulup halkı ikna edebilmeliyiz. Dün Amed, Mardin, Van büyük şehir belediye başkanları başta olmak üzere belediye başkanları gözaltına alınıp yerlerine Kayyumlar atandığında sokağa akmayan halkın bu kez benzeri olursa sokağa çıkıp belediyeye demokratik zeminde sahip çıkmasını nasıl sağlanacağız? Şu kadarını belirteyim, dün yanlış siyasetin ürünü olan kentlerdeki barikat savaşları ikliminde geriletilmiş sivil siyasetin ardından kayyumlar atandığından kitlelerin belediyelere sahip çıkması mümkün olmamıştı. Ama inanıyorum ki bu kez benzer uygulama dayatılırsa halkımız sessiz izlemeyecek çünkü kent savaşları benzeri bir sürecin yarattığı atmosfer olmayacak ve olmaması için de azami çaba gösterilmeli.
d – Son aylarda Yerel seçimlere ilişkin adrese teslim misali açıklamalarla Kürt siyasetininve halkının hedef alınması öyle ki adeta halkımızın sinir uçlarıyla oynanıyor olmasıyla Kürtler boykota zorlanıyor. Ancak asla ve asla boykot düşünmemeliyiz tersine seçimlere asılıp daha etkin sonuç almak için mücadele etmeliyiz.
e – AKP’nin özellikle cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Kürtlere dayattığı “makul aday seçin yoksa Kayyum atarız” basıncına da direnip "makul" değil işin ehli adaylara odaklanılmalıyız. Öyle ki halkımızın ulusal özgürlük mücadelesinin olduğu kadar belediyecilik hizmetlerinde de halkın neferi olacak adaylar belirlenmeliyiz.
Sonuç olarak; her defasında Kürt siyaseti onca emek ve bedel ödeyip seçim çalışması yapacak, Kürt halkı sandığa gidip özgür tercihini yaparak seçecek ama Türk rejimi beğenmeyip yerlerine kayyum atayacak! Bu rejimin adı da demokrasi olacak! Ve halkımız, halklarımız, dünya kamuoyu da seyredecek! Yok, öyle yağma. 24.10.2018
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTSayıştay'ın Düzce karnesi.. 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP: Doktrin’den kitleye 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECHP’nin iktidara yürüdüğü yolun taşlarını kim döşüyor? 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENCHP’deki coşkuya iktidarın katkısı 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZDemokrasinin hasta kökleri: Osmanlı’dan günümüze tekerrür eden otoriterlik 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKBaşkanlık sistemi CHP’yi çözüme zorluyor 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUCHP kendisini iktidara hazırlıyor, ama… 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezBüyüme Buysa Niçin Şikâyet Ediyorlar? 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanOrta gelir tuzağı: 17 yıldır aklı başında herkes aynı çözümü öneriyorken… 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUHaksızlık mı dediniz? 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALTers köşe... 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciSadece orta sınıf ezilmedi, akıl ve bilim de ezildi 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞReel politika, pragmatizm, ilkesizlik, oportünizm batağında AKP 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÇözüm için ilk adım ne zaman atılacak? 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKürt olmak 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇNifak ve münafık 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÖzgür Özel’in ve CHP’nin siyasi portföyü 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞZEHİRLENMELER “GIDA TERÖR” DEĞL Mİ? 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanOrtodoks solu ve merdiven altı İslamcılığı aşamazsak… 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURBüyük ülkenin, küçük insanları… 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP nereye? 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Özgürlük Yasaları Çıkarılmalı"; Mücadele ve Sahiplenme Birlikte Yürür... 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİİznik’e gelen Papa değil Haçlı Ordusu sanki 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRDevletin “büyük bir gizlilik” içerisinde gerçekleştirdiği İmralı Ziyareti! 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYKürt Sorununu Kavrayamayanlar Barışı da Kavrayamazlar 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBorçları SDG mi ödeyecek? 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİlk adım Öcalan olunca süreç zorlanıyor 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNÜç görüntü: Amerikan katarı püfleye püfleye ilerliyor 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRLİDER APO MU DEMİRTAŞ MI? 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİlk yılında Trump yönetimi: Yeni sınıf ittifakları ve alternatifler 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKodlar 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİthal ette skandal bitmiyor: Sığırlar da hep aynı şirketten alınmış! 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasÖcalan ziyaretinin kilitlediği çözüm 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilDevlet Bahçeli, MHP ve Kürt Sorunu: Çelişkiler, strateji ve olasılıklar 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP'ye haksızlık ediliyor 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist stratejiye dair hayati tartışmalar 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezİBB iddianamesi: İslamî kesimden örnek yorum 22.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselDezenflasyon havlu mu attı? 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpEnflasyon raporu: Bozulan diyet ve kredibilite sorunu 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları


































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.06.2019
7.02.2019
18.03.2019
4.02.2019
28.01.2019
9.02.2019
7.01.2018
26.10.2018
28.09.2018