Ümit KARDAŞ
Tatil dönüşü sizlere gezdiğim yerlerden söz ederek merhaba demek istiyordum. Ancak yanı başımızda yaşanan ve hatalı dış politikalar sonucu içimize kadar sirayet eden olayların ağırlığı buna imkân vermedi.
IŞİD zulmü ve katliamı, Ezidilere karşı, insanlığa karşı suça hatta soykırıma dönüştü. Irak’ın Musul bölgesinde ve Sincar Dağı eteklerinde yaşayan Ezidiler, IŞİD’in İslam’a geçmedikleri takdirde öldürülecekleri tehdidi üzerine Şengal Dağı’na sığınmaya çalıştılar. Ancak IŞİD tarafından kuşatılan onbinlerce Ezidi soykırıma uğratılıyor. Yüzlerce erkek öldürüldü, yüzlerce kadın savaş ganimeti olarak köleleştirilip satılıyor. Onlarca çocuk, yaşlı, hasta yollarda öldü. 100 km’lik yolu katedenler Irak Kürdistan’ına ulaşabiliyor. BM, Ezidiler için soykırım alarmı verdi. Zaten bugüne kadar yaşananlar bu suçun işlendiğini gösteriyor.
Türk Ceza Kanunu’nun 76. maddesi soykırım suçunu düzenliyor. Buna göre bir planın icrası suretiyle milli, etnik, ırki veya dinî bir grubun tamamen veya kısmen yok edilmesi maksadıyla, bu grubun üyelerine karşı kasten öldürme, kişilerin bedensel veya ruhsal bütünlüklerine ağır zarar verme, grubun tamamen veya kısmen yok edilmesi sonucunu doğuracak koşullarda yaşamaya zorlama fiillerinden birinin işlenmesi suçun oluşması için yeterli. Bu suçun cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis ve bu suçta zamanaşımı işlemiyor. Eğer fiillerde yok etme kastı bulunmuyorsa bu takdirde de devreye TCK 77. Madde’de düzenlenen insanlığa karşı suç devreye giriyor. Buna göre siyasal, felsefi, ırki veya dinî saiklerle bir plan doğrultusunda kasten öldürme, işkence etme, köleleştirme, zorla hamile bırakma, zorla fuhşa sevk etme fiillerinden biri işlenmişse suç oluşmakta. Öldürme fiilinin karşılığı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası. Bu suçta da zamanaşımı işlemiyor.
TCK 13. Madde bu suçların vatandaş veya yabancı tarafından işlenmesi hâlinde TCK 76 ve 77. maddelerinin uygulanacağını belirtiyor. Soykırım ve insanlığa karşı suç işlemek için kurulmuş bir şiddet örgütüne yapılan her türlü yardım bu suça iştirak etme anlamına gelir ve yargılanmayı gerektirir.
Sünni Müslüman bir örgüt tarafından soykırıma uğratılan Ezidilerin acılı tarihlerine kısaca bakalım.
Osmanlı İmparatorluğu’nun Irak, Suriye ve Doğu- Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşamış olan Ezidiler İran, Ermenistan ve Gürcistan’da da varlıklarını sürdürdüler. Önce Kırım Savaşı (1853-1856), sonra Osmanlı-Rus Savaşı (1877-1878) sırasında siyasi nedenlerle Ermenistan ve Gürcistan’a göç ettiler. Ancak en büyük Ezidi göçü 20. yüzyılın başında oldu. Van, Doğubayazıt ve Kars’ta yaşayan Ezidiler Osmanlı Ordusu ve Hamidiye Alayları’nın şiddet ve baskılarından kaçarak Ermenistan’a yerleştiler.
Osmanlının millet sisteminde Ezidi cemaatlerinin yeri yoktu. Çünkü inançsız sayılıp dışlanmışlar, Müslümanların ve cihadın hedefi hâline getirilmişlerdi. Ölümden kurtulanlar zorla asimile ediliyorlardı. Kürt beylerine bağlı olduklarından II. Mahmut dönemindeki ayaklanmalarda çok etkilendiler. II. Abdülhamid de Hamidiye Alayları’na katmak istediği Ezidileri Müslüman yapma politikası izlemişti.
1960’lara kadar Ezidiler hep Müslüman komşularının tehdidi altında kırsal kesimde tarım yaparak yaşadılar. Türkiye’de Ezidi diasporasının tarihi 12 Eylül 1980 askerî darbesinden sonra ivme kazandı. Türkiye’de çok az kalmış Ezidiler, Türk Ordusu ile PKK arasındaki çatışmadan etkilendiler. Sol gruplara yakınlık gösteren Ezidiler, PKK’ya karşı korucu olmayı da ret edince doğrudan devlet düşmanı sayıldılar.
Devlet, Ezidilere vatandaşlık hakkı tanımış değildi. Nüfus cüzdanlarının din hanesine “dinsiz” yazdırmak istememeleri nedeniyle çarpı işareti konuluyordu. Bu işaret, Ezidilerin inançsız ve Allahsız olduklarının kabul edildiğini vurgulayan bir damgalamaydı.
Kürt milliyetçiliği açısından Ezidiler Kürt kabul edilir ve milliyetçi Kürtler gibi davranmaları beklenir. Ancak Sünni Kürtler bu kabulde zorlanmaktalar. Ezidiler ise Kürtlük tarafından emilme ile Batı tarafından asimile edilme arasında direnmekteyken Sünni bir örgütün vahşi saldırısına uğradılar.
www.umitkardas.com
twitter.com/umit_kardas
Yazarlar
-
Murat Sevinç'Belirsizlik' kullanışlı bir idare yöntemidir, yurttaşı iki dudak arasına hapseder! 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalMüslüman düşmanı Hegseth ve ‘İslami rejimler’in suç ortaklığı 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin ikinci ve belki de “final” sezonu 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEHüseyin Kocabıyık’ın sözü 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezAtaerkil pazarlık 2.0 ve cinskırım 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBaşkan da olsan meşruiyet şart 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHatay’ı haritasına ilk kim koymuştu? 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanErdoğan ve kurmayları acaba neden isteksiz davranıyor? 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUUyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indiyse… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBorsada vurgun nasıl yapılır? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTutuklama tutkusu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm sürecinde bazı işaretler 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYargıda “Kin” motivasyonu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuTürkiye neden bu kadar siyasi? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTOysa Her Şey Çok Farklı Olabilirdi… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAteş hattında bir ülke: Suriye sahnesinde Türkiye 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖzgür Önderlikten , Özgür Topluma; 9 Ekim Komplosuna Karşı Halkların Demokratik Direnişi... 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREkonomide akıldışılık sona erdi mi? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDevletin sahipleri ve DEM Parti! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman ülkelerde adalet yok ama adalet masalları çok güzel! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin geleceği giderek daha az tartışılırken… 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRTürkiye yeniden karanlık film günlerine mi dönüyor? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezFenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraDevlet Millet Kucaklaşması 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze Planı: Bölgesel teslimiyete giriş 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayOVP’nin iç çelişkileri ve stratejik yönelimi 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTCumhurbaşkanı, “muhalefet”, “Kürtler” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ile Batı arasındaki “sözleşme” bozuluyor mu? 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“Siyasette zorlama yoktur!” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2025
1.09.2025
27.08.2025
7.08.2025
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025