Yıldıray OĞUR
Son yüzyılın en büyük kuramcılarından John Rawls, özgürlüğün, servetin hakkaniyetli olarak dağıtılmasını öngören Adalet Kuramı’nı herkesin tüm kimliklerinden, bilgilerinden, servetlerinden arındığı bir “Cehalet perdesi/peçesi”nin arkasında kurmayı teklif eder. Cehalet, burada adaletin, hakkaniyetin önünü açacaktır.
Haftalardır Türkiye’de yürüyen yargı tartışmasının arkasında yapıldığı Cehalet Perdesi ise tam tersine bir işlev görüyor: Adaletsizliğin sebebi oluyor, hakkaniyetin üzerini örtüyor.
Son HSYK değişikliği hakkında atılan “Yargı Bağımsızlığı tehdit altında” çığlıklarının bir kısmının sebebi bu cehalet olabilir, ama değilse de bu kurnazlıktan başka bir şey değildir.
Ama hakikati tüm çıplaklığıyla ortaya koymadan kimin cehaletten kimin kurnazlıktan bağırdığını anlamak, mümkün olmaz.
Kulislerde konuşulan, herkesin bildiği ama kimsenin açıkça anlatmadığı Yargı’nın hikâyesidir bu. Hikâye bire bir muhataplarından teyitlidir, pek çoğu kesin bilgidir, yayılabilir…
Genelde yanlış bilinir. Frankenstein o ucube yaratığın değil, ölümsüzlüğe çare bulmak gibi ulvi amaçlarla o yaratığı yapan doktorun (Tıp öğrencisi Victor Frankenstein) adıdır.
Bu hikâyede Dr. Frankenstein’in kim olduğunu hep birlikte arayacağız. Ama bunun için önce bu ucube nasıl ortaya çıktı buna bakmak gerekli.
Cemaat mensuplarının sistematik bir şekilde yargıya girmeye başlamasının tarihini 1980’lerin ortasına kadar götürenler var. DYP-SHP iktidarında hatta 28 Şubat döneminde yargı ve yargı bürokrasisine geçişler sürer. Bir iddiaya göre dönemin Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş’ın bile yakın çevresine kadar ulaşmış, kendini iyi saklayan bir yeni yargı kuşağıdır bu.
Daha sonra yargıdaki bütün operasyonları beyin kadrosunun Adalet Bakanlığı’na geçişi ise DSP’li Hikmet Sami Türk döneminde gerçekleşir. İlk Dr. Frankenstein’a ulaştık.
1991-2001 arası edinilen mevziler ve kurulan network sayesinde 2002’den sonra üstelik Kemalist HSYK eliyle önce Devlet Güvenlik Mahkemeleri ve ardından Özel Yetkili Mahkemeler’de kritik savcılıklar ve hakimliklere nüfuz edilir.
İlginçtir ve pek sorgulanmamıştır. Ergenekon ve benzeri soruşturmaları yürüten savcılar ve hakimleri 2007’den önce Özel Yetkili Mahkemelerdeki o pozisyonlara daha sonra tasfiye edilecek o Kemalist HSYK getirmiştir. İki numaralı Dr. Frankenstein.
Eski HSYK, kendi elleriyle kazdığı mezarın farkına 2007’de Ergenekon soruşturmalarının başlamasıyla varır. (2006’daki Ferhat Sarıkaya örneğini tekil bir örnek olarak değerlendirirler.)
Ama iş işten geçmiştir. Çünkü 2007’den sonra hem Adalet Bakanlığı bürokrasisinde üst düzey pozisyonlar kontrol altına alınmıştır hem de Ergenekon davaları üzerinden hükümet ve kamuoyunun davalara desteği bu savcı ve hakimleri koruma altına almıştır.
2007’den 2010’a kadar bir tarafında asker ve yargının karşısında sivil iktidar, liberaller ve özgürlükçü solculara kadar geniş bir kamuoyu desteğinin olduğu bir iktidar mücadelesi sırasında bu yeni yargı kuşağı mevzilerini güçlendirir. Polis ve yargıda sorun çıkaran isimler tasfiye edilmeye başlanır. Adalet Bakanlığı’nın üst düzey bürokrasisi üzerinden örgütlenme hızlanarak sürer.
Hükümetin zeminin ayakları altından kaymakta olduğunu hissetmeye başlaması KCK operasyonlarıyla olur. 2009’da devlet-PKK müzakerelerinin bir sonucu olarak PKK’nın ateşkesinden bir gün sonra başlatılan KCK soruşturmalarında özellikle kelepçeli fotoğraf ve o fotoğrafın servis edilmesi yargı ve polisteki otonom yapı hakkında hükümet çevrelerinde şikayetlerin daha yüksek sesle dillendirilmesine neden olur.
Ama AKP kapatma davasından sonra asker-yargı blokuyla iktidar arasında kavga şiddetlenmektedir. 2010’da HSYK krizinin patlamasıyla hükümet bu yeni yargı bürokrasisiyle kader birliği yapar. Ergenekon davalarındaki hakim ve savcıları görevden almak isteyen HSYK’yı Adalet Bakanı ve müsteşarı toplantılara katılmayarak kitler.
Referanduma giden süreç de bu krizle başlar. Amaç siyasetin üzerindeki bu yargı vesayetini kırmak, HSYK’da siyasetin elini güçlendirmektir. HSYK üyelerinin Meclis’ten seçilmesine ilk itirazlar ilginç bir yerden Anayasa Mahkemesi’nden gelir. Başta YARSAV olmak üzere CHP, Kemalist çevreler, merkez medya yazarları bugün hararetle savundukları referandumdaki HSYK düzenlemesini “Yargı’nın siyasete teslim olması, kuvvetler birliğinin yok olması, sivil diktatörlük” gibi tanımlarla eleştirmektedir. Anayasa değişiklik paketinin genel çerçevesi Adalet Bakanlığı’ndaki etkili olan cemaat bürokrasisi tarafından hazırlanır. Paket Meclis’ten geçer.
Pakete kritik dokunuş ise YARSAV ve onun üzerinden CHP’nin iptal için götürdüğü Anayasa Mahkemesi’nden gelir. Mahkeme HSYK ve yüksek yargı seçimlerinde her üyenin bir aday için oy kullanabileceğine ilişkin ibareyi iptal eder. Yani seçimlerde her hakim ve savcının boş üye sayısı kadar oy kullanmasının önü açılır. Yani adı konmamış bir blok liste seçiminin.
Anayasa Hukuk profesörü Mithat Sancar bu kritik değişiklik için şöyle diyor: “Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararını incelediğinizde inanılmaz bir mühendislik çalışmasıyla karşı karşıya olduğumuzu anlarsınız. Bugüne kadar pek çok iptal kararı okudum, inceledim. Bu karardaki kadar ince mühendislik hesapları görmedim. Bir maddenin bir fıkrası, bir cümlesi değil; bir kelimesi iptal edildi. Bu o kadar üstünde düşünülmüş bir müdahale ki."
Peki YARSAV ve CHP neden blok liste ister? Yargıda çok güçlü olduklarını düşündükleri için. Dr. Frankenstein’ların sayısı üç mü oldu?
Bu sırada Fethullah Gülen’in meşhur referandumda “Mezardan ölüleri kaldırıp oy verdirmek lazım” konuşması gelir.
Referandumda paket geçer. Siyaset üstündeki yargı vesayeti kalksın diye evet verenler ise herhalde en fazla Dr. Frankenstein’in yanında makas tutan stajyer olabilir. Bunun farkına varamayan benim gibi liberalleri ve solcuları ise Dr. Frankenstein listesine rahatlıkla ekleyebiliriz.
HSYK seçimleri gelir. Ortada seçim propagandasının bile yasak olduğu ama adı konmamış bir blok liste sistemi vardır.
Adalet Bakanlığı bürokratları liste yapar, YARSAV adaylar gösterir, Demokrat Yargı, Adalet Bakanlığı bürokratlarıyla görüşüp ortak liste yapmayı teklif eder. Tam bu sırada ilginç bir şey olur ve Demokrat Yargı karışır, derneğin muhafazakâr kanadı dernekten ayrılır. İstifa edenler arasında son olarak Zekeriya Öz’le görüştüğü söylenen Ombudsman Nihat Ömeroğlu ve Yargıtay’dan İsmail Cirit de vardır.
İşte burada Dr. Frankenstein’in önlüğünü tekrar Adalet Bakanlığı üstüne geçirir. İbrahim Okur, Ahmet Hamsici, Hüseyin Yıldırım gibi bakanlığın üst düzey bürokratlarına fazlasıyla güvenen hükümet seçimlerde golü yer. Cemaat blok listesi, Adalet Bakanlığı’nın listesi olarak sunulur, her şehirde Başsavcılar eliyle toplantılar düzenlenir ve en yüksek oyu alır.
Aynı kadrolar hakim oldukları Adalet Akademisi’nden gelecek üyelerin ve Cumhurbaşkanlığı’ndan gelecek 4 üyenin belirlenmesinde de etkili olur. Böylece HSYK’nın kontrolü tümüyle cemaatin eline geçer.
Referandum sonrasındaki kritik değişikliklerden biri de Yargıtay ve Danıştay üye sayısının arttırılması olur. Yeni atananların çoğunluğunun cemaat mensubu olduğunu herhalde söylemeye gerek yok.
Yargı Bağımsızlığında son durum şöyle: Yargıda cemaatin yüzde 15’lik bir ağırlığı olduğu söyleniyor. Ama kritik koltuklar cemaatin kontrolünde. Örneğin İstanbul’da görevli özel yetkili hakim ve savcıların yüzde 90’ı cemaatten. Savcı ve hakimlerin kaderlerini elinde tutan HSYK bugün tümüyle cemaatin elinde. Yargıtay ve Danıştay’da bu oranın yüzde 60’a vardığı söylenmekte. Yargıtay’ın terör ve örgütlü suçlara bakan en kritik 9. Ceza Dairesi ve 4. Hukuk Dairesi de tamamen cemaatin kontrolünde. Yani bundan sonra yüksek yargıdan Anayasa Mahkemesi ve Yüksek Seçim Kurulu’nunsa seçilecek isimlerin cemaat mensubu olması da kesin. Hukuk Fakültelerine geçiş yapılabilen Adalet Meslek Yüksek Okulu’nda da cemaat güçlü. Oradan da yeni kadrolar gelmekte. Bazı camiaya yakın hukuk büroları üzerinden yüksek yargıdaki meselelerini halleden iş adamları yüksek yargıdaki bu örgütlenmenin uzun süredir farkında, herhalde ona göre vaziyet alıyorlar uzun süredir.
Bu arada azıcık deşmeyle öğrenilebilen bütün bu gerçekler ortada iken “AKP yargıyı ele geçiriyor” diye referandumdaki HSYK’ya karşı çıkıp bugün bunca şaibeye, iddiaya rağmen yeni HSYK’ya yargı bağımsızlığı kılıfında sahip çıkanları da Dr. Frankenstein listesinin başına ekleyelim.
Bu soruşturmayı yaparken duyduğum en ilginç iddia referandum öncesinden başlamak üzere cemaat mensubu yargıç ve savcıların üye olduğu ve bir zamanlar şiddetle karşı çıktığı yeni HSYK’yı şimdilerde şiddetle savunan yeni YARSAV yönetiminin de cemaate çok yakın durduğu…
Cehalet Perdesi böylece indi. Manzara budur. Bu manzara karşısında herkes “Yargı Bağımsızlığı” derken bir kez daha düşünsün. HSYK düzenlemesinin aciliyetini hakkaniyetle bir kez daha değerlendirsin. Durum ciddidir.
Emeği geçen bütün Dr. Frankenstein'lara duyurulur…
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Mami, IKE ve Hüseyin-2
1.11.2025 - Mami, IKE ve Hüseyin-1
29.10.2025 - PKK neden Schrödinger'in kedisine benzedi?
27.10.2025 - Neşe’nin kapsayıcılık sorunu…
21.10.2025 - Neyse ki Meclis zabıtları asla kaybolmuyor
18.10.2025 - Öcalan o kanalları ilk kez izledi ve…
13.10.2025 - Hatay’ı haritasına ilk kim koymuştu?
11.10.2025 - Çözümde tümseklere rağmen tekerlek dönüyor
8.10.2025 - Sumud tecrübesi bize neler söylüyor?
6.10.2025 - Çözüm sürecinin bir yılı: Uzanan bir elden, resepsiyona…
4.10.2025
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBahçeli Kürt meselesine, Kürt meselesi Türkiye’ye yön verirken… 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREnflasyonla mücadelede Milei ve Şimşek 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump büyük bir yenilgiye uğradı 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Türk – Türk ayrışması” 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanÇarpık duruma sevinmek, siyasetçiden hukuk dilenmek… 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları






















































































































































hltgltkn
bundan böyle yazılarnızı daha çok okurum. okurken keşfetmeyi öğretiyorsunuz