Yıldıray OĞUR
Diyelim ki gece üstünüz açık yatmışsınız. CHP iktidarda. Hayal mi kâbus mu siz karar verin. Yazarken bile inandırıcı durmuyor tamam, ama hadi diyelim ki başbakan da Kemal Kılıçdaroğlu.
İktidara gelince yeni gömleğini çıkarıp, eski fötr şapkalı kolu yakası çekmiş eski gömleğini giyiyor CHP ve kamusal alanda başörtüsünü yasaklıyor.
Ve TSK bir cuma günü geceyarısı bir bildiri yayınlıyor ve şöyle diyor:
“Başörtüsü yasağını kaygıyla izliyoruz. Türk ordusu demokrasi ve özgürlüklerin teminatıdır. Demokrasiye inanmayanlar Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri, bu niteliklerin korunması için kendisine kanunlarla verilmiş olan açık görevleri eksiksiz yerine getirme konusundaki sarsılmaz kararlılığını muhafaza etmektedir ve bu kararlılığa olan bağlılığı ile inancı kesindir.”
Ne diyorsunuz? Ordunun bu bildirisi yerinde midir? Böyle bir ordunuz olsun ister miydiniz?
Bu soruyu sordum çünkü son Yüksek Askerî Şûra’nın ardından yapılan bazı yorumlar bazılarımızın sivilleşmeden muradının böyle bir ordu olduğunu düşündürüyor artık.
Soruyu apaçık soralım: Biz demokrat, mevcut hükümete karşı olmayan, “halkın değerlerine saygılı” bir ordu mu istiyoruz, yoksa sadece hukukun içinde kalarak işini yapan başka hiçbir şeye de karışmayan, mümkünse demokrat bile olmayacak kadar apolitik bir ordu mu?
Bu hayaller ve sorular öyle durup dururken insanın aklına gelmiyor.
İlham kaynaklarımdan biri geçen hafta Habertürk Tv’de neredeyse balkon konuşması kıvamında yeni Türkiye’den, güçlü ordudan bahseden Fehmi Koru.
Taraf’ın YAŞ kararları sonrası attığı “Diklendi ama dik duramadı” manşeti için söylediği “Bunu iki takım arasındaki maç sanıyorlar herhalde. Hâlbuki hepsi aynı takımda” dediği anda özellikle.
Koru, her ne kadar hemen ardından “karşılıklı jestlerden” bahsedip teşbihinde epeyce hata yapmış olsa da bu teşbihi, yeni muktedirin erken yeni düzen kurma amatörlükleri diye geçiştirmeyecek bir lapsusu dışarı vurmakta.
Devlet-ebed-müddetçi sağ-muhafazakârlarımız güçlü orduyu hep sevmiştir. Memleketin en irtica paranoyası yaratan kalkışmalarından birinin Atatürk’ün Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak’ın cenazesi olduğunu unutmak ne mümkün. “Ordumuz iyi, komutanlarımız kötü” olmuştur en fazla. Hükümetler hep orduyla uyum içinde çalışmıştır. 28 Şubat’ta Erbakan’ın son âna kadar komutanları kapılardan karşıladığı fotoğrafları da unutmak zor. Bu uyum iktidarların orduya uyması anlamına gelmiştir tabii.
Şimdi ordu iktidara kendini uyduruyormuş gibi görününce yeniden piyasaya sürülen bu sağ muhafazakâr devletçi ezberleri tedavülden kalkalı epey oldu.
O yüzden Fehmi Koru’nun “ordu hükümet takım arkadaşı” teşbihini mesela Kayseri’deki bir konferansı sırasında anlayabilen çıkmayacaktır. Hele de bu halk son 10 yılda bu ordunun takım arkadaşının ayağına çelme takanını da, yüzde yüz gollük pozisyonda topu dışarı atanını da, boş adama pas vermeyenini de görmüşken.
Bu takım pek takım oyunu oynamıyor galiba. En azından son dokuz yılda AKP’nin sahadaki tek dişli rakibi bu takım arkadaşlarından başkası değildi. Bu ezeli rekabet sahada da kalmadı. Takım arkadaşının eşini davetine çağırmayan, onun olduğu davete gitmeyen, takım arkadaşının eşinin hastaneye girişine bile izin vermeyen bir takımdaşlık Koru’nun bahsettiği.
Star’da yazmaya başlayan Fehmi Koru’nun (Hayırlı olsun) yakın arkadaşı Taha Kıvanç da böyle düşünüyor. “İstifa için biraz geç kalmadınız mı” sorusunu, mizah dergisi kapaklarında dalga geçilmesi teklif dahi edilemez ordumuzla dalga geçmeye cüret ederek “Daha karpuz kesecektik”e çeviren Taraf’ı makul bulmadığını yazmış. “Diklendi ama dik durmadı” manşeti içinse “Sonuçta kendi ordusuyla savaşacak değil ya bir hükümet” diyor.
Maalesef dünya Koru’nun zannettiği kadar masum bir yer değil. Dün bu takım arkadaşlarından bir kısmı hakkında, hem de diğer takım arkadaşları aleyhinde psikolojik savaş siteleri kurmaktan tutuklama kararı çıktı.
Eğer Koru’nun teşbihinde hata yoksa aynı takımın oyuncusu hükümetin, arkadaşlarını bu zor günde yalnız bırakmaması beklenir.
Demek ki teşbihte epeyce büyük bir hata varmış.
Erkenden yeni statükonun sınırlı sorumlu kooperatif sözcülüğüne soyunanlar, normal ülkelerdeki gibi bir ordumuz olmasından başka hiçbir radikal talebi olmayanları marjinalleştirip bunun üzerinden bir Ankara uzlaşması kurmayı düşünenleri uyarmak isterim.
90 dakika bitmeden maçın skorundan memnun olduğu için tribünden düdük çalan fanatik taraftarlara benziyorsunuz.
Maçın doksan dakika olduğunu unutmayın derim.
Tabii bir de bu 90 dakika boyunca birlikte ter döktüğünüz gerçek takım arkadaşlarınızı...
Yazarlar
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUOtoriterliğe dair bir hukuk manifestosu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Enflasyon düşüyor, müsterih olun’ 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUNe de çabuk unutuluyor… Hatırlatıyorum… 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKABD’nin “özeleştiri” yapacağı günlerden korkalım 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.06.2025
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025