Yıldıray OĞUR
“İşte şimdi, evet tam da şimdi bu savaşa, bu yönteme sadece bir değil bin kez karşı çıkmalıyız... Yaşamımıza, dostlarımızın ve mücadele arkadaşlarımızın yaşamına karşı kurulmuş bu tuzakların bütün insani değerlerimizi paramparça ettiğini daha da yüksek sesle haykırmalıyız...
Bir iki sözüm de Batmanlılara...
Kaybettiğimiz hiçbir yaşamı geri getiremeyiz...
Ama Sedat'ın olduğu yerde, hele yaşamını yitirdiği yerde yaşam durmalıydı. Ama olmadı.
Bu mudur hak ve adalet duyarlılığınız?
Bu mudur vefa ve sadakat iradeniz?
Bu mudur özgürlük ve demokrasi özleminiz?
Bu mudur barış ve dostluk hedefiniz?
Kaç gündür neredesiniz?
Hava mı sıcaktı? Yoksa patlayan 'kendi mayınımız' olunca, parçalanan bedenler en sevgili insanlarımız olsa bile ayaklarımız ve basiretimiz mi bağlanıyor? Hastaneye, asri mezarlığa koşamaz hale mi geliyorsunuz?
Bir derviş gibi bütün yaşamını hak ve özgürlük mücadelesine adayan ve bunu beklentisiz yapan, görünmek istemeyen, ağır yürüyen, yüzünde gülümsemesi hiç eksik olmayan, bu yaşamda tek bağı ve inancı insan ve insanca yaşam olan dervişinize, sofinize (sufi, Hak âşığı) sahip çıkmanız bu muydu?..”
2010 yılında Hasankeyf karayolundaki petrol kuyularının ateşe verilmesi üzerine olay yerine gitmeye çalışan dört kişinin aracı PKK’nın olaya müdahale için gelecek polis veya askerler için yerleştirdiği mayına çarpmıştı.
Araçtaki dört kişi de hayatını kaybetti.
O dört kişi Batman’ın çok iyi tanıdığı isimlerdi.
İHD eski başkanı Sadi Özdemir, BDP yöneticisi kardeşi Salih Özdemir ile Sofi Özdemir ve Batman Barosu eski Başkanı Sedat Özevin…
Yukarıdaki isyan dolu satırların yazarı o dönem Diyarbakır Barosu Başkanı olan Sezgin Tanrıkulu’ydu. Radikal gazetesinde çıkan “Lanet olsun” başlıklı yazısında fail PKK olunca bölgedeki sessizliğe isyan etmişti. Çok tepki almış, hain diye eleştirilmişti.
Dün halefi Tahir Elçi de Diyarbakır’ın ortasında hakikatten kaçmak için seçilen o meşhur ölüm nedeniyle “iki ateş arasında kalarak” hayatını kaybetti.
Bu kez PKK sadece dağları, köyleri değil, aylardır şehirleri savaş alanına çevirmişti. Mayınları ise şehirlerarası yollara değil, sokak aralarına, apartmanların önlerinde kazdığı hendeklere yerleştiriyordu.
Diyarbakır Barosu, bir süre hayatı felç eden bu hendek siyasetini görmezden geldi. Hazırladığı raporlarda YDGH’nin, özsavunma adı altında şehirleri silahla dolduranların üzerinden atladı, faillerin adını vermekten kaçındı.
Ama artık bütün bölge için bu kirli savaş dayanılmaz bir hale gelmişti.
Daha bir hafta önce başka yerlerde olan bitenler Nusaybin’de de tekrarlanınca Tahir Elçi’nin başında olduğu Diyarbakır Barosu ve Mardin Barosu ortak açıklama yaparak ilk kez sadece sokağa çıkma yasağı uygulayan devlete değil örgüte de seslenmişlerdi:
“Bu operasyonun gerekçesi olan o bölgedeki yasa dışı silahlı grupların, silahlı faaliyetleri ve çokça konuşulan hendek, barikat gibi uygulamalar bir an önce sona ermelidir...”
Tahir Elçi’nin son tweetlerinden biri Nusaybin’de saldırıya uğrayan bir özel tv kameramanına destek tweetiydi. Failin adı yine geçmiyordu, ama o kameramanı provoke ettiği kalabalıkları saldırtan bir HDP’li vekildi.
Kolay değildi failin adını vermek. Bir tarafta en ufak eleştiride hain ilan edip silecek bir silahlı örgüt, karşısında da “PKK terör örgütü değildir” cümlesi için tutuklamaya çalışan bir devlet varken…
İki ateşin arasında kalmak tam olarak buydu.
Tahir Elçi’yi son kez, yine “iki ateşin arasında kalmış” ayaklarından vurulmuş dört ayaklı minarenin önünde gördük.
500 yıldır dört ayağı dört mezhebin barışını, dirliğini, kendisi ise tevhidi temsil eden minarenin önünde “burada savaşmayın, buradan uzak durun” diyordu.
O dört ayak da çökerse telaşıyla, heyecanıyla konuşmuştu.
Sonra şehrin ortasında iki polis öldürüp koşan PKK'lılar, onlara ateş açan polisler, onlara arka sokaklardan ateş açan öz savunma milisleri…
O sırada Tahir Elçi de sanki sadece kendisini değil de az önce korumak için önüne geldiği dört ayaklı minareyi de korumak için silahına davranmıştı…
Görüntüler ahlak ve vicdan sahiplerine her şeyi anlatıyor. Kimseyi ikna edemeyiz artık.
Şimdi soru şu. Diyarbakır’da, dört ayaklı minareyi korurken hayatını kaybeden 13 yaşındaki Uğur Kaymaz’ın avukatının, 1994’te 38 insanın uçaklarla katledildiği Kuşkonar’ın avukatının, devlete JİTEM var dedirten davanın avukatının, cesaretini toplayarak başladığı işi sürdürecek, bunca siyasi kazanımdan sonra hâlâ şehirleri savaş alanına çevirenlere daha da yüksek ve cesurca ses çıkaracak, mahalle baskılarına aldırış etmeden gözlerimizin önünde koşan katillerine “Lanet olsun” diyecek başka biri kaldı mı geriye?
Galiba dört ayaklı minare de yıkılıp yıkılmamaya o zaman karar verecek.
Yazarlar
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUOtoriterliğe dair bir hukuk manifestosu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Enflasyon düşüyor, müsterih olun’ 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUNe de çabuk unutuluyor… Hatırlatıyorum… 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKABD’nin “özeleştiri” yapacağı günlerden korkalım 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.06.2025
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025