Yıldıray OĞUR
CHP 36. Olağan Kurultayı’ndaki genel başkanlık seçimini, dişli rakibi Muharrem İnce’nin aldığı 447 oya karşı, 790 oy olan Kemal Kılıçdaroğlu kazandı.
Seçim sonrası İnce, kurultay sırasında adaylık başvurusunda yaşananlar, Kılıçdaroğlu’nu aday göstermek için imza verip kendisine oy veren delegelerin içinde bulunduğu korku ortamından hareketle parti içi demokrasi eleştirileri yaptı.
Hatta bazı yorumcular, Kılıçdaroğlu’nun delegeleri artık kendisinin belirlediğini, parti içinde etnik ve mezhebi dengelerin baskın geldiğini, hatta mezarından Atatürk çıkıp gelse bile genel başkanlığı kazanamayacağını yazdılar.
Ama bir kısmı haklı olan bu eleştirilere rağmen iki adayın yarışabildiği, eleştirilerin dillendirilebildiği, adaylardan birinin 447 oy alabildiği bir kurultay, Türkiye’nin mevcut parti içi demokrasi standartları düşünüldüğünde, ortalamanın epey üstünde demokratik bir kongre sayılabilir.
Özellikle de il ve ilçe kongrelerinde bile iki aday çıkmasına izin verilmeyen, izinsiz çıkıp kazanan il başkanlarının hemen görevden alındığı, genel başkan seçimli kongre yapmamak uğruna partinin bölünmesinin bile meşru göründüğü ya da eş başkanlarının dağdan atama yoluyla geldiği üç büyük rakibinin parti içi demokrasi standartları düşünüldüğünde...
CHP’deki parti içi farklı eğilimleri ve hizipleri, fısıltılara kulak kabartmak, iz sürmek zorunda kalmadan hala açık kaynaklardan izlemek ve analiz edebilmek mümkün.
Ve eğer güncel siyasetin çekişmeleri ve tarafgirliği içinden bakılmazsa, bu farklı eğilimler ve tartışmalar, “36. Olağan Kurultay” rakamının da hatırlattığı gibi, Türkiye’nin kurucu partisi ve ideolojisinin bugün geldiği noktayı anlamak açısından bize önemli şeyler söylüyor.
Aslında CHP içindeki ideolojik tartışmaların uzun bir tarihi var.
Taa 1965’te İsmet İnönü’nün, Abdi İpekçi’ye verdiği röportajda CHP’nin ‘ortanın solu’nda olduğunu söylemesiyle başlamış bir tartışma bu.
Bu adla bir kitap yazan Bülent Ecevit de İnönü’ye karşı genel başkanlığı, partinin “gardırop devrimciliği yapan statükocu bir parti” olduğunu söyleyerek kazanmıştı. CHP, Ecevit’le dönemin yükselen sol dalgasını yakalamaya çalıştı.
12 Eylül’den sonra Erdal İnönü’nün SHP’si ise Avrupa sosyal demokrat partilerine benzeyen, DEP’le ittifak yapabilecek kadar devletin partisi çizgisinden uzaklaşmış bir partiydi.
90’ların laik tartışmalarına rağmen, CHP’nin başına, Bosna Savaşı’nda Saraybosna’ya desteğe giden, Cuma namazlarını kaçırmayan, benzer bir değişimi savunan Yeni Sol çizgisindeki Baykal gelmişti.
Ama bütün bu kitabı tartışmalar, çizgi değişiklikleri sonucunda 2010 yılına geldiğimizde karşımızda 28 Şubat’ı savunmuş, her kritik dönemeçte askeri vesayetten yana tavır almış, başörtüsü yasağından taviz vermemiş, çözüm sürecine ve her türlü demokratikleşme adımına karşı çıkmış ulusalcı, sert laik, Kemalist bir CHP’den fazlası yoktu.
2010’da Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına geldiği Türkiye ise bu yasakların ve tabuların tartışıldığı, askeri vesayetin zayıfladığı, liberal değerlerin yükseldiği, çözüm sürecinin başladığı ve bu değişim dalgasıyla AK Parti’nin sürekli iktidar olduğu bir Türkiye’ydi.
CHP, bu yeni döneme göre önce katı laiklik politikalarını gevşetti, başörtüsü yasağının önce üniversitelerde daha sonra kamuda serbest kalmasına ses çıkarmadı. Çözüm Süreci’ne karşı duruşunu yumuşattı, Kürt sorunuyla yeniden ilgilenmeye başladı, bazı sembol isimleri parti saflarına kattı. Batıyla ilişkilerini düzeltti, dünyayla arasındaki ulusalcı perdeyi indirdi. Gezi olaylarından sonra ise sokağa, sol, goşist hareketlere yaklaştı, buralardan isimleri Meclis’e taşıdı.
Sonuç itibarıyla Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığında geçen sekiz yıl sonra artık bambaşka bir CHP var karşımızda.
Ama bugün artık Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olduğu yıllardaki Türkiye yok. O yıllarda yükselen liberal ve demokratik değerler inişe geçti, laiklik, milliyetçilik, Kemalizm yeniden yükselişe geçti, eski siyaset kavramları geri döndü, pozisyonlar değişti.
Tabi bu kırılmalar CHP içinde de tartışmalara dönüştü.
Dışardan ve çıplak gözle bakıldığında CHP’de eski klasik, ulusalcı, laik, Kemalist CHP çizgisine yakın bir kanat ve karşısında da daha sol, sosyalist hatta sol-liberal eğilimli daha az milliyetçi ve daha az ulusalcı başka bir kanat görünüyor. CHP’nin yeni İstanbul İl Başkanı’nın meşhur tweetiyle, bu tartışma “Mustafa Kemal’in askerleri”yle “Mustafa Kemal’in yoldaşları” arasında.
İkisi arasında ne kadar fark olduğu belirsiz ama CHP, kurucu ideolojisinin revize edilmesi çevresinde bir tartışma yürütüyor.
Eğer şartlar daha hafif ve ortam rahat olsaydı belki de 2001’de AK Parti’nin “Milli Görüş gömleğini çıkardık”ına benzeyen bir tarihsel değişim ve hesaplaşmaya dönebilirdi bu.
Ama bugün için öncelikle var olamaya çalışan, pragmatik nedenlerle bu kanat ve eğilimler arasında çeşitli tonlarda salınan bir partiden bahsediyoruz.
Örneğin genel başkanlık seçiminde parti tabanını etkileyen bir konuşma yapan, her ne kadar merkeze yakın bir isim olsa da ulusalcı hassasiyetleri de temsil eden Muharrem İnce, Kılıçdaroğlu’nu HDP’lilerin dokunulmazlığının kaldırılmasına destek verdiği için de eleştirdi.
Ama eski CHP çizgisini savunan, genel merkezi laiklik, Kürt meselesi, ulusalcılık başlıklarında klasik CHP çizgisinden sapmakla suçlayan eski İstanbul Barosu başkanı Ümit Kocasakal ve eski YARSAV başkanı Eminağaoğlu, kendilerini genel başkanlığa aday gösterecek kadar bile delege imzasını bulamadılar.
Bu eski klasik çizgi artık daha çok CHP dışında, Vatan Partisi’ne yakın medya ve siteler üzerinden sesini duyuruyor.
Ama aynı anda Kılıçdaroğlu ve mevcut yönetimi, referandumdan sonra sokaklara çıkmadığı, Meclis’ten çekilmediği, HDPlilerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına, Afrin harekatına destek verdiği için sağcılıkla, pasiflikle eleştiren radikal sol bir kanat da var. Bu kanat hem parti içinde hem medyada, özellikle de gençler arasında etkili.
Belki de hem Dersimli hem eski bir bürokrat olan Kılıçdaroğlu’nun bu kadar seçim mağlubiyetine rağmen koltukta oturmasını sağlayan da bu farklı eğilimler arasında hepsine varlık şansı tanıyan bir uzlaşmayı temsil ediyor olması.
Ama herhalde bütün bu tartışmalar içinde en tuhaf olanı iktidar kanadı ve muhafazakar kesimden mevcut CHP yönetimine yöneltilen eleştiriler.
Muhafazakarlar yıllarca CHP’yi “halkın değerlerinden kopuk” olmakla, elitist olmakla, statükocu olmakla eleştirdi. Haklı eleştirilerdi bunlar, CHP de bu eleştirilere göre değişti.
Ama bugün muhafazakar kesimin kanaat önderleri CHP’yi sadece “yerli ve milli” olmamakla eleştiriyorlar.
Ama bu “yerli ve milli olmamak” eleştirisiyle, eski “milletin değerlerine düşmanlık” eleştirisi arasında da epey fark var.
Çünkü bu yeni tasnife göre 2015’lerde bile hala başörtülü avukatlarla uğraşan Kocasakal, CHP’nin sessiz kaldığı kamuda başörtüsü serbestliğini yargıya taşımış Eminağaoğlu, “cumhuriyet devrimleri uygulansın” kampanyaları yapmış, AK Parti’nin kapatılmasını desteklemiş, 27 Mayıs’ı hala darbe olarak görmeyen Vatan Partisi, CHP’yi yeterince Kemalist bulmayıp partiden ayrılmış eski CHPliler, ulusalcı askerler mevcut CHP’den daha “yerli ve milli.”
Bir zamanlar katı Kemalist uygulamaların mağduru olmuş, partileri kapatılma aşamasına gelmiş iktidar kanadından isimler CHP’yi, “Atatürk’ün çizgisinden sapmakla” eleştiriyor. Eski klasik CHP çizgisini savunan ulusalcılarla, bazı muhafazakarın CHP eleştirilerinde aynı cümleyi görmek mümkün: “Atatürk’ün partisini ne hale getirdiniz.”
Yani muhafazakarların şimdi arzuladıkları “yerli ve milli” CHP, dün karşı çıktıkları “milletin değerlerine düşman” CHP’ye epey benziyor.
Ya “milletin değerleri”ndeki öncelikler listesi değişmiş ya da yerli ve milli değerler daha öncelikli hale gelmiş görünüyor.
Bu tasnifde eski CHP’yi “yerli ve milli”, yeni CHP’yi “gayri milli” yapansa; Kürt meselesi, Suriye ve Batı ile ilişkilerde aldığı pozisyonlar ya da genel olarak iktidarın beka mücadelesi adını verdiği mücadeleye karşı tavrı, iktidarı dünyaya şikayet etmesi gibi eleştiriler...
Bu eleştirilerin bir kısmı da, beş altı yıl önce AB reformları sırasında, başörtüsü meselesi için AİHM’e gidilirken, çözüm süreci için adımlar atılırken, ulusalcılar tarafından AK Parti’nin karşısına çıkarılmış eleştirilere epey benziyor.
O eski devletçi, Kemalist, ulusalcı CHP’yi özlemle hatırlayan muhafazakarlar, herhalde biraz da eski günlerdeki tartışmaların geri gelmeyeceğiyle ilgili bir özgüvenle, devletin artık “bizim devletimiz” olmasına da güvenerek bunu yapıyorlar. Bugün için anlaşılabilir bir özlem bu. CHP de Suriye meselesi başta olmak üzere çeşitli başlıklarda sol, goşist ve mezhebi duyarlılıklarla tavır aldıkça bu eleştirilere zemin açıyor.
Ama uzun vadede muhafazakarlar için, acaba 90 yıllık bir resmi ideolojinin dönüşmesi, kendini yenilemesi mi, yoksa bugünün ihtiyaçları için eski Türkiye’nin fikirleri ve yüzlerinin geri dönmesi mi daha faydalıdır diye bir soru ortada duruyor.
Hem “milletin değerlerine saygılı” hem “yerli ve milli” CHP seçeneği ise şu anda menüde yok.
Ama zaten CHP’nin ne olacağını muhafazakarlar değil, seçmenleri belirleyecek. Onların öncelikler listesini ise iktidarın Türkiye’yi nasıl yönettiği...
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBahçeli Kürt meselesine, Kürt meselesi Türkiye’ye yön verirken… 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Türk – Türk ayrışması” 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanÇarpık duruma sevinmek, siyasetçiden hukuk dilenmek… 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump büyük bir yenilgiye uğradı 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREnflasyonla mücadelede Milei ve Şimşek 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025