Yıldıray OĞUR
Batı’nın, Amerika’nın Türkiye’deki uzantısı ilan edildi. İçimizdeki Soros’tu. Hatta Kızıl Soros’tu. Rotchildlerden girip Sabataycılıktan çıkanlar oldu. Ona dokunmanın devrim olduğu söylendi. Ona dokunmak Batı’nın zorba ve emperyalist politikalarına dokunmaktı. İşte şimdi kültürel iktidar yıkıldı diye sevinç çığlıkları atanlar oldu. Hükümet ancak şimdi ona dokunacak güce kavuşmuştu. O kadar güçlüydü. Ona dokunan yanardı.
‘Şimdi göreceksiniz ABD, Avrupa nasırlarına basılmış gibi nasıl ayağa kalkacak’ diye bahis oynayanlar çıktı. On yıllardır beslenip büyütülüp kullanılan Batı’nın bir ajanı olduğu yazıldı. Siyasi hasımlarıyla fikri tartışmalar yapmak yerine onları devletin eliyle susturmak isteyenlerin gözaltına alınmasından sonra yazdıkları bu iddialardan istense bir kaç klasör iddianame çıkabilirdi. Mevcut iddianame profiline de uygun olurdu. Ama işadamı Osman Kavala 350 gündür tutuklu ve henüz iddianamesi dahi yazılamadı.
Bu 350 gün boyunca arkadaşları, birkaç insan hakları örgütü dışında, onun için ‘adamı’ olduğu söylenen ABD’den, Avrupa’dan da güçlü bir ses çıkmadı. Ülkemizdeki temsilcisi olduğu söylenen, üst akıllar, Soroslar, Rotschildler onun serbest kalması için uğraşmadı. Organizatörü olduğu söylenen Geziciler ayağa kalkmadı. Parçası olduğu İstanbul burjuvazisi, TÜSİAD, işadamları ise tek kelime söyleyemedi.
***
Amerikancı, CIA ajanı olduğu söylenen Osman Kavala’yı ilk kez 2003 yılında Irak işgaline karşı düzenlenen eylemlerde gördüm. AK Parti Meclis’e ABD askerlerinin Türkiye üzerinden Irak’a girmesine izin veren 1 Mart tezkeresini getirdiğinde Osman Kavala TBMM önündeki kalabalık içindeydi. Sonra NATO Türkiye’de zirve yaparken, Kadıköy’deki 100 bin kişilik mitingdeydi.
27 Nisan muhtırasına tepki olarak Darphane-i Amire’de düzenlediğimiz Demokrasi Sınıfı buluşmasında da oradaydı. Ergenekon davalarına Türkan Saylan’ın gözaltına alınmaya çalışılmasından sonra mesafe koydu. 2010 referandumunda boykot kampanyası düzenlediklerinde onları eleştiren yazılar yazmıştık. Balyoz davasında delillerin sahte olduğuyla ilgili hepimizin kulaklarını kapattığı bir zamanda ilk itirazlar ondan geldi.
Çözüm sürecine yaklaşımını, mesafesini eleştiren yazılar yazdım. Ama artık bunların bir önemi yok. Fikri mücadele kalemle, yazıyla, konuşarak verilir, polis ve savcılık eliyle değil.
Fikirlerini, duruşlarını beğenmediği insanlar için hukuku savunamayanlar eleştirdikleri hukuksuzlukların potansiyel failidir. Anayasa Mahkemesi’nin gözaltı için bile sebep bulamadığı bir iddianameyle haklarında müebbet verilen Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan, Mehmet Altan’ın fikirleri ve aldıkları pozisyonlar yüzünden hapiste çürümelerini isteyenlerin bu ülkeye hukuk, demokrasi getirme ihtimalleri o yüzden yoktur.
Dosyasından Emniyet’in hiçbir terör örgütüyle irtibatı olmadığına dair istihbarat raporları çıkan ama üç terör örgütüyle irtibattan tutuklanan Alparslan Kuytul için, Yargıtay’ın silahlı bir örgüt değiller ama amaçlarına ulaşmak için ileride muhakkak silah kullanmaları gerektiğinden terör örgütü sayılmalarına hükmedip tutuklandığı Hizbuttahrirciler için, fikirleri, konuşmaları, tweetleri haberleri yüzünden hapiste yatan farklı fikirlerdeki insanlar için hukuku eşit bir şekilde savunmadan hiçbir yol almamız mümkün değildir.
***
Osman Kavala, basında çıkan iddianamemsi haberler hakkında yazdığım bir yazı üzerine gönderdiği mektubunda şöyle yazmış:
“Yazınızın sonunda değindiğiniz adaletin yerine gelmesi için Avrupa’ya verilecek tavizlere bel bağlamak, beni de çok rahatsız eden bir mesele. Özgürlüğüne yabancı kurumların daha fazla değer vereceğini ümit etmesi, insanın vatandaş olmaktan kaynaklanan özgüvenini ciddi biçimde yıpratıyor. Her şeye rağmen önümüzdeki dönemde tutuklama uygulamalarının Anayasa ve AİHS normlarına daha uygun hale gelmelerini ihtimal dışı görmüyorum. Yöneticilerimizden gelecek birkaç olumlu mesaj tutuklama rejiminin hızla değişmesini sağlayabilir. Tabi istenirse...”
Hakkında söylenenlerin ağırlığına, neredeyse dış güçlerin adamı olarak gösterilmesine rağmen sessizce ve isyan etmeden hakkında adaletin tecelli etmesini dışarıdan değil bu ülkeden bekliyor Osman Kavala.
Bakalım Trump’ın tutuklu ABD vatandaşına gösterdiği hassasiyeti, 350 gündür iddianamesiz tutuklu yargılanan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına bu ülkenin yöneticileri gösterebilecek mi?
Yazarlar
-
İsmet BerkanHukuk devletinden uzaklaşmak boşuna değildi, tam da bugünler içindi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUMerkeziyetçilik bütün kötülüklerin anasıdır! 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURErbil’deki tartışma: Zor yakalanan mı zor olan mı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERGeri Çağırma Hakkı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVer elini kayyumokrasi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ1 Eylül Dünya Barış Günü ve toplumsal sorumluluk 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPiyasaları kim hazırladı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSuriye’de haberler kötü 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNYıkıcı korku değil kurucu cesaret 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNYargı İstanbul Yönetimini Görevden Alınca CHP Direniş Kararı Aldı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAUmut Hakkı, Özgürlük ve Demokratik Gelecek: Toplumun Vicdanına, İktidara ve Halklara Çağrı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRT20 Yılda Ne Değişti? 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilMillî mi, Evrensel mi? Muhafazakâr Savunma Sözlüğünün Anatomisi 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBarış Umudu 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluKim demiş İslam ülkeleri bir araya gelemiyor diye 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞAnayasa Madde 66: Türk vatandaşlığı 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazRüşvetçileri merak eden bir savcı var mı? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMalazgirt ruhu: Sultan Alpaslan ve Cevdet Sunay yeni Türkiye’ye el sallıyordu 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBir Demokrasi Kurultayı hikâyesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNLevant’taki İsrail düşü Türkiye için kâbus mu? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞDİYANET NE ZAMAN ”KENTLİ” OLACAK? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Kusursuz fırtına’nın tam ortasında: Türkiye krizler kavşağında hangi yola sapacak? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.09.2025
30.08.2025
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025