Abdurrahman Dilipak
Türkiye gibi ülkelerde siyaset yapmak biraz ip canbazlığı gibidir. Bunu Rodeo’ya da benzetebilirsiniz. Bizde boşuna siyaset “seyislik”le ilişkilendirilmiyor. Siyaset gömleği örfte “idam gömleği” anlamına da gelir. Dolayısı ile bu iş biraz canbazlık işidir. Yani canı ile oynamak / can’la oynamak anlamına gelir. Adam asılan meydana “Siyaset meydanı” denir örfte, “Siyasetgâh” ise darağacına verilen isimdir.
Kardeş kardeşi kuyuya atıyorsa, hatta öldürüyorsa, bu isimlendirme “boşuna” değil.
İp canbazlığında bütün sır, elinizdeki uzun sopada. Dengeyi onunla sağlarsınız.
Bu sıralar dış ülkelerle daha fazla ilgiliyim. Bu anlamda bugünlerde MÜSİAD’dan bir grup işadamı arkadaşla Özbekistan’dayım.. Burada da kendi aramızda yine en çok Türkiye’yi konuşuyoruz. Türkiye nereye gidiyor, gelecek günlerde neler olabilir..
İş dünyası gidişattan pek memnun değil. Bu sadece Türkiye ile ilgili bir konu da değil. Bölge, dünyanın durumu ortada. BM’deki tartışmaları izledik.
İçeride siyasilerle anlaşıyorsun, bürokraside sorun çıkıyor, ikisi ile de anlaşıyorsun iş ortağı ile sorun yaşıyorsun, dışarıdan biri çarka çomak sokuyor. Her şey çok hızlı değişiyor ve ilgili ilgisiz birçok kişi “fuzuli şagil” olarak işe burnunu sokuyor. Bu felaket bir durum. İşin çözümü için mi çalışıyorlar, yoksa engelliyorlar mı, o da belli değil. Sözler veriliyor yerine getirilmiyor. Ankara ile anlaşıyorsun yerel yönetimde sorun çıkıyor, hepsi tamam bir kurul devreye giriyor.. Basın ayrı bir âlem, muhalefet de öyle. Bu şartlarda ülke yönetmek kolay değil. Ciddi bir sabır gerekiyor. Kifayetsiz muhterislerden devletin yakasını kurtarması gerek. İş bilmeyen yetkililer ve yetkisiz iş bilenler arasında git-gel bitmiyor tabi. Türkiye jeopolitik, jeostratejik açıdan dört bir yandan politik rüzgârlara açık bir ülke. Uluslararası güç dengelerinin tam merkezindeyiz.
“Uluslararası güç dengeleri” diyorum da, hangi denge! Tek bir Amerika mı var, tek bir İngiltere mi! Tek bir Avrupa mı var.
Doğu ile batı arasında uyum var mı? Bölgede uyum var mı? İslam ülkeleri arasında bir uyum var mı!
ABD müttefikimiz güya. Peki, FETÖ’yü, PKK’yı, PYD’yi kim himaye ediyor? DHKP-C’yi kim himaye ediyor? Fehriye Erdal Belçika’daydı, birileri de Almanya’da! Siyaset bütün dünyada hızla itibar kaybediyor. Hukuk devleti, insan hakları sadece kâğıtta kalmış sanki. Dün, AK Parti kuruluşunda bugün FETÖ dediklerimiz partinin çevresindeydi. 28 Şubat sonrası ana tehdit BÇG idi. FETÖ bunu fırsat bilerek ordu içindeki muarızlarını temizlemek için Ergenekon ve Balyoz hamlesini başlattı. Bu arada FETÖ emniyet, istihbarat, finans gibi bütün stratejik kurumlara yerleşmişti. Son anda Erdoğan, Ergenekon ve Balyoz’un üzerine gitmekten vazgeçip, onların geri çekilmesi şartı ile FETÖ’nün üzerine yürüdü. Zaten FETÖ de artık iktidara el koyma noktasına gelmişti.
Bir arkadaş bu durumu kritik ederken, “FETÖ mü devlete sızmış, devlet mi FETÖ’ye orası pek belli değil” diyordu. Daha sonra Erdoğan, Ergenekon ve Balyoz’la suçlanan ekipten destek alarak FETÖ’nün üzerine yürüdü.. Dün Erdoğan’a karşı, Ergenekon ve Balyoz’un avukatlığına soyunanlardan CHP FETÖ’nün safına savruldu, MHP AK Parti ile ittifak kurdu. Doğu Perinçek, ılımlı Kemalistler AK Parti ile yakınlaştılar. Bütün bunlar konjonktürel kırılmalar ve dalgalanmalar. Aslında bu dengeler, iç dinamikler ve dış dinamiklerin etkisi ile yeniden şekillenebilir. Türkiye bu arada Rusya ile de bir stratejik ittifak kurdu. Çin’le yakınlaştı, D8 ülkeleri ile daha yakın ve sıcak ilişkiler kurulmaya başlandı. Tabi bundan hem Mahathir ve hem de D8 ülkeleri Genel Sekreterinin çabalarının rolü büyük.
AK Parti yeni siyasi oluşumların ardından ABD, AB, Rusya arasında bir denge noktası bulmaya çalışıyor. ABD’de, Türkiye’de, Trump’tan Kushner’e, Pentagondan FBI-CIA’ya, FED’den Amerikan finans çevrelerine, Kongre ve Temsilciler Meclisi’ne kadar her yerden birileri ile temas noktası bulunmaya çalışılıyor. İngiltere ile de öyle, AB ülkeleri ile de. Öte yandan bütün bunlar arasında ciddi bir Türkiye karşıtı lobi var. Hatta Türkiye’deki mevcut yönetimlerle görünürde iyi ilişkiler içinde olan bir takım unsurlar, arka planda yeni oluşumlar, potansiyel toplumsal muhalefet çevreleri, dini oluşumlarla, doğrudan ve dolaylı olarak temas noktaları arıyorlar. Medya ve STK’larla, finans ve sermaye çevreleri ile de aynı şekilde doğrudan ve dolaylı temas noktaları var..
Bu arada; mesela ABD’den tek ses mi çıkıyor sanki! Trump bir şey söylüyor, FED başka bir şey, Pentagon başka bir şey, Kongre başka bir şey! Trump zaten fincancı dükkânına dalmış bir fil gibi!
Aslında Erdoğan’ın alternatifini bulsalar bir saniye bile tereddüt etmezler. Onu oluşturmaya çalışıyorlar. Erdoğan’ın dini çevrelerdeki itibarını zayıflatmak için cemaat tartışmaları ve aile tartışmaları onlar için önemli bir fırsat. Bir de İmamoğlu örneğinde gördüler, sertlik yanlısı politikalar AK Parti’yi yalnızlaştırıyor. Onun için Erdoğan’ı sürekli tahrik etmek isteyeceklerdir. AK Parti’yi herkesle ve her konuda kavgalı hale getirmek istiyorlar. Bu arada; “Cemaat” denen yapıları, farklı siyasi oluşumlarla ilişkilendirip atomize ve ardından nötralize etmek istiyorlar.
Türkiye’de siyaset yeni bir yere evriliyor.
Bugün AK Parti merkezinde tartışılan ne varsa yarın CHP ve ötekiler için de aynı konu tartışılacak.
Yani sadece “İslamcı” denen çevreler yeniden yapılandırılmıyor, sol, liberal, milliyetçi, laik, Kemalist çevreler de bu süreçte yeniden yapılandırılmaya tabi tutuluyor.
İngiltere’de de benzer bir durum var, Almanya’da, İtalya’da, Fransa’da da.. Brexit konusunun İngiltere’de geldiği noktaya bakın. Muhafazakârlar nerede duruyor, İşçi Partisi nerede! Kraliçe nerede, halk nerede! Sağ, sol oldu, sol sağ. Bir toplum ideolojik anlamda bir günde cinsiyet değiştirdi. Rahmetli İdris Küçükömer’in Kemalist Sol’un aslında Türkiye’nin en muhafazakâr partisi olduğu, İslami sağ kesimin ise en inkılapçı ve özgürlükçü hareketi haline geldiği şeklinde bir tespiti vardı.
Bana kalırsa Erdoğan batıdan müttefik arayışından önce kendi tabanı ille yeniden o duygusal bağı kurması gerek. Alamet-i farikası olan değerleri yeniden canlandırması gerek. Birçok şey söyleniyor ama halk suali mukadderlerine cevap bulamıyor. Bu kadro ile bu yolsuzlukların, adalet, aile gibi uzun bir liste halindeki krizlerin üstesinden gelmesi zor. Tek sorun ekonomi değil. Ortada baş gösteren bir güven bunalımı var. Karşılık bulmayan beklentiler, cevap bulamayan eleştiriler var. Şimdi her şeyi yeniden gözden geçirmek gerekiyor. Eski halin devamı mümkün değil. Eski hal muhal, ya yeni hal, ya izmihlal.
Hasan Celal yaşasaydı, ANAP’ın nasıl dağılma noktasına geldiğini o anlatsaydı. Artık bu mümkün değil. Ama o dönemin tanıklarının anlatacaklarını dinleyerek bu eksikliği giderebiliriz. O dönemi yaşayanların anlatacaklarından bugün için çıkartılacak önemli dersler olduğunu düşünüyorum.
Selam ve dua ile.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022
7.03.2022
17.02.2022