Abdurrahman Dilipak
“Dârüsselâm” ya da “Medine-tül Fazıla”, “Barış Yurdu” ya da “Erdemliler şehri”..
Adalet yoksa barış da yok. Adalet yoksa ve barıştan söz ediyorsanız bu “teslimiyet”tir. “Pax West Rom”dur. Yani Batı Roma barışıdır. Orada adalet ya da erdem yok, merkezde güç vardır!
İslam toplumunda merkezde “Hak” olması gerekir. Onun için biz “Hakk’a tapan bir milletiz”. Aslolan Allah’ın rızasıdır çünkü. “Hukuk” “Hak”kı koruyan, ona tabi bir düzeni ifade eder.
Biz, “Alemlere rahmet olarak gönderilen bir Peygamberin ümmetiyiz. Allah da “Alemlerin Rabbi’dir”. Onun için biz “Nizam-ı Alem”den söz ediyoruz. “İ’layı Kelimetullah”tan söz ediyoruz. Onun için “Bütün insanlığın, mevcudatın hayrına olmayan bir çözüm teklifi, bizim teklifimiz olmayacaktır” diyoruz.
İslam geleneğinde “İnsan” tanımı da farklıdır. İnsan hem “Ekmel-i mahlukat, eşref-i mahlukat”tır, hem de “Belhum Adal” da olabilir. Aynı şekilde, “toplum” ve “iktidar” tanımı da farklıdır. İslam toplumunda yönetim, toplumun liyakatına orantılıdır. Ve İslam, kendine tabi olan “insan”ı “Hakk’ın ve halkın gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, haykıran sesi” olarak tanımlar. O “Yaratanın yaratılana vahyettiği yaşama biçimini ‘elestü bezmi’nde kabul etmiştir.” Bu “Misak” onu “Allah’ın rızasının tecellisinin vesilesi” yapar. Ve Allah insanı yaşadığı zamana ve mekana şahid kılar. Ve o insan, karşılığını yalnız Allah’tan bekliyor olarak yaratılmışlığın 5 emanetini yüklenir. Ayrıca, havanın, suyun, toprağın emaneti ondadır. Zamanın ve mekanın şahidliği ondadır. 5 temel emniyete gelince, mal, can, namus, akıl - inanç ve canlıların nesil ve fıtratları ve birbirine bağlı olan sistemlerinin korunması sorumluluğu Müslümanlara aittir. Bu, aynı zamanda bir “Cihad” eylemi olacaktır. Bunu gerçekleştirirken de, aynı Allah’a, Resulüne ve kitabına iman eden Müslümanlarla, “ihvan” olma bağlamında, istişare ve şûra ile karar veren ve farzı ayn konularında hep birlikte, farzı kifaye alanlarında kendi aralarında iş bölümü yaparak ittihad üzere “Müttehid, erdemli insanlar ve mazlumlarla erdem ve mazlumiyet çerçevesinde ittifak üzere “Müttefik”, başkalarının temel hak ve hürriyetlerine yönelik, açık ve yakın bir tehdit oluşturmayan, başkalarına karşı İlahlık ve Rablik taslamayan herkesle, karşılıklı nimet-külfet dengesine dayalı itilaf üzere “Mutelif” olmamız gerekir. O zaman “İhvanul Müslimin” evrensel bir gerçekliğe kavuşmuş olacaktır. Yani dünya ittihad, ittifak ve itilaf üzere bir barış düzenine kavuşacaktır. Bu düzenin merkezinde de adalet yer alacaktır. Devlet, toplumun inanç değerleri konusunda onlara karşı bir dayatmada bulunmayacak, “5 Temel Emniyet” dışında bir eğitim şartı ya da yönlendirme yapmayacaktır.
İslam toplumunda devlet bu anlamda “Adalet, Barış, Hürriyet” sacayağı üzerinde yükselecektir. Adalet yoksa bu düzende barış da yoktur. Adalet ve barış yoksa o ülkede hiçbir hürriyet güvence altında değildir demektir. O ülke artık “Dârüsselâm” değil, “Dârül İfsat”dır. Bir ülkede adalet, barış ve hürriyet varsa ve toplum o ülkede her insanın beş temel emniyetini garanti ediyorsa, o ülkeden insanları kovsanız da gitmezler. Bunlar yoksa bağlasanız da durmazlar.
Bu sistemin Nübüvvet öncesi “Mekarim-i ahlak” olarak “Hılful Fudul” şeklinde kendini gösterdiğini görüyoruz. Asrı saadette ise, Medine Sözleşmesi ve 5 temel emniyetin sağlanması ile zulüm, sömürü ve ifsadın yasaklandığını görüyoruz.
Hz. Ömer döneminde adalet kemale erer. Osmanlı devletinin devletleşme sürecinde toplum modeli, Hz. Ömer’in Kudüs beyannamesindeki “Millet sistemi”ne göre inşa edilmiştir. Osmanlı’da bürokrasi ise Bizans sisteminin ıslahı ile ve Selçuklu tecrübesinin harmanlanması ile şekillenmiştir. Zaman içinde genişlediği coğrafyalardaki sistemleri de özümseyerek gelişmiş ve 1700’lerin başında Lale devri ile yozlaşma ve yabancılaşma başlamış, Tanzimat’la inkar, İttihat Terakki ile kendi temel değerlerine karşı savaş dönemi başlamış, cumhuriyetle bu süreç tamamlanmıştır.
İslam toplumunda “birey” yok, “kişi” vardır. Kişi ve toplum “aile” içinde “kimlik, kişilik” kazanır, eğitimle değil. Allah bizi parmak uçlarımız gibi farklı yarattı. Farklılıklarımıza rağmen barış içinde bir arada yaşayalım diye, bizi kabileler halinde yaratırken bir yanda “Tearüf” etmemizi, “Bilişmemizi” istedi.
Batılılar “Hak merkezli yönetim”e, Nomokrasi diyorlar. Nomokrasi bizdeki durumu tam ifade etmez. Orada “Hak” tanımı da çok farklı. “Norm”dan söz ederken, Norm’u “Normalizasyonun aracı” haline getiriyorlar. Onlar bu anlamda eşcinselliği normal görebiliyorlar. CEDAW ile bunu bir Norm haline getirmeye çalışıyorlar. Bizdeki “İlah: Hüküm koyucu”, “Rab: Terbiye edici” tanımı onlarda yok. Bizim İlahımız ve Rabbimiz Allah’tır. Onlar seküler anlamda İlah ve Rabbi, “Tanrıya adanmış bir sorumluluk” şeklinde algılıyorlar ve ona karşı çıkmayı yasaklayarak, “Teokratik Otokrasi”ye sapıyorlar. Eğitim onun için onlarda çok önemli. Sadece bilgi değil algı da önemli. Onun için algı yönetimi ile kilisenin kontrolünde bir algılama sistematiği oluşturuyorlar. Bunun en başarılı örneklerinden biri de Montessori modeli. İşte o akılla düşünen ve algılayanlar İstanbul sözleşmesi ve CEDAW’ın nasıl bir felaket olduğunu anlayamıyorlar. NLP yöntemleri, başka algı operasyonları ile dizi filmler, media dili, siyaset ve piyasa dili, reklamlarla aslında algılarımız farkında olmadan yönetiliyor. Zaten böyle bir ortamda insanlar Deist ve Agnostik olmaya daha yakın oluyorlar. Daha Pragmatik, Rasyonalist ve Determinist oluyorlar. Hak’tan sapıyorlar. Bir süre sonra anlatsanız da anlamaz hale geliyorlar. “Gözleri var görmüyorlar, kulakları var duymuyorlar, kalpleri var hissetmiyorlar”. Bütün bu yanlışlar komedisi içinde bozgunculuk yaptıklarının farkına da varamıyorlar ve hâlâ kendilerini, “Biz ancak ıslah edicileriz” olarak tanımlıyorlar. Bu sapma, siyaset, media ve piyasa üzerinden bulaşıcı bir hastalık gibi topluma sirayet ediyor. Küçük bir hatırlatma: “Montessori 2030 perspektifi”nin logosu gök kuşağı renkleri ile boyanmış bir simit! LBGT’liler çok mutlu olacak! Yiyene afiyet, yedirene rahmet olmayacak!?
Biz “din” deyince, “Allah’ın dini”ni anlıyoruz. Hz. Adem (AS)’den Hz. Muhammed (AS)’e bütün Peygamberlere gelen dini anlıyoruz. Bu din, sadece Müslümanlara değil, bütün insanlığa hitap ediyor. Onların hukukunu da koruyor. Allah (cc) “Onların dini onlara, sizin dininiz size” diyor. “Onların kutsallarına hakaret etmemizi yasaklıyor. İşi ehline vermemizi istiyor, bilenlerle ve dürüst insanlarla istişare ve şûra yapmamızı istiyor. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana zalime karşı olmamızı istiyor. “El Emin” olmamızı, güzel örnek olmamızı istiyor. Onları cehennem ateşinden korumamız için “Müellefetül Gulub” yapmamızı istiyor.
Şimdi bizim bazı şeyleri yeniden düşünmemiz gerek. Övünmeyi ve dövünmeyi bir kenara bırakıp yeniden düşünmemiz, saflarımızı sıklaştırmamız ve kendimizi değiştirmemiz gerek.
Bu konu burada bitmeyecek. Devam edeceğiz. Daha söylenecek çok söz var. Selâm ve dua ile.
Yazarlar
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2024
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022
7.03.2022