Abdurrahman Dilipak
Her gün bir yerdeyim. Edirne Van, Bartın’dan gelip, Malatya’dan Denizli’ye gidiyorum..
Bakın insanlar rahatsız. Bunun AK Partilisi, CHP’lisi yok, herkes tedirgin. İnsanlar bu işin böyle gitmeyeceğini bir yerde kopacağını gördü. Siyasetçiler söylem ve eylemleri ile bindikleri dalı kesiyorlar. Birçok kişi “kurtulmak” diye, rakibinden kurtulmaktan söz ediyor. Onlar olmasa sanki memleket güllük gülistanlık olacak.
Son olarak Sinan Aygün ile Mansur Yavaş arasındaki 25 milyonluk rüşvet tartışmasını görüyorsunuz. Belediye başkanı da tartışmanın içinde, belediye bürokrasisi de. Belediye Meclisi de işin için de, CHP genel başkanı da. İşin için de FETÖ de var. Hadi çıkın işin içinden çıkabiliyorsanız.
Sinan Aygün CHP milletvekili. Mansur Yavaş CHP belediye başkanı. İkisi birbirine girdi. CHP grubu sus-pus, millet ittifakından da ses yok. CHP medyasının AK Parti’ye karşı meydan okuyan “ateş parçaları”ndan da ses çıkmıyor.
Arkadaşlar, bu işler çığırından çıktı. Bir kara delik oluştu, bir dehşet dengesi oluştu kamu piyasasında. Adına rant mı dersiniz, rüşvet mi, gasp mı, hırsızlık mı? Bunun sağcı, solcu, liberal, milliyetçi, ulusalcısı geçineni yok. Hepsinde bu tür birileri var ve bunlar da bulundukları yerde itibar gören, güç ve otorite sahipleri genelde. Kiminin kripto ilişkileri var, kiminin “yargı dokunulmazlığı” sanki. Bu işler öyle “sır” filan da değil. Bu işlerin bu kadar şüyu bulması, vukuu kadar beter bir durum ayrıca.
Siyasetçilerin oğlu, kızı, damadı, gelini, eniştesi, kayınbiraderi, kaynana, kayınbaba, dayı, hâlâ, amca teyze, yeğen farketmiyor, herkes bir şekilde bu pisliğe bulaşmış. Millet akraba-i taallukatını toplayıp gelmiş yetmiyor hemşeri desteği de alıyor.
Yiyin efendiler yiyin bu hanı iştiha sizin / Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Tevfik Fikret, “Han-ı Yağma” şiirini, 1912’de, devlet içindeki yolsuzlukları eleştirmek için yazmıştı. Arkasından 18 Mart 1915 yılında Çanakkale başladı. 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi’ni imzalattılar. 18 Mart 1915 yılında Sevr’i önümüze koydular. 24 Temmuz 1923’de Lozan’ı önümüze koyup, ölümü gösterdiler ve hastalığa razı ettiler.
Fuzuli “Şikayetname”sini ne zaman yazmıştı! “Selam verdim, rüşvet değildir diye almadılar. Hüküm gösterdim, faydasızdır diye iltifat etmediler. Gerçi görünürde itaat eder gibi davrandılar” (…) “Gördüm ki sualime cevaptan başka nesne vermezler ve bu berat ile hacetim kılmağın reva görmezler, çaresiz mücadeleyi terk ettim ve mey’us ü mahrum guşe-i uzletime çekildim.”
Minareyi çalan kılıfını hazırlamıştır. Hırsız çalma “fetva”sını bir “Belam”dan almıştır. Şeytan onları “Allah ile aldattı”!. Bakınız Fatır suresi 5-6: “Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın, o aldatma ustası da Allah hakkında sizi kandırmasın.. Şüphe yok ki şeytan sizin düşmanınızdır, siz de onu düşman bilin.”
Kanuni 1534’de Bağdat seferinde Fuzuli ile tanışır. Fuzuli şikâyetnamesini o yıllarda yazar. 1453’den 81 yıl sonra, daha bir asır bile geçmeden, Devlet-i al-i Osmani’nin en güçlü olduğu yıllar.
21 Temmuz 1718 - 28 Eylül 1730 Lale Devri! 84 yıl sonra da Lale Devri’dir. Dönem, tam da Fetih ile Lale Devri’nin orta zamanıdır. 1839 - 1876 Tanzimat, inkâr ve yabancılaşma. 1889-1918, Halifenin Selanik’te, Alatini Efendi’nin evinde mecburi iskâna tabi tutulduğu yıllar. İttihat Terakki işbaşındadır. İttihat Terakki’nin askeri kanadı çökünce siyasi kanadı Cumhuriyeti ilan etti.
Tarih övgü ya da sövgü kitabı değildir, ibret dersidir. Bir toplumun orak hafızası ve tecrübeler birikimidir. İbret almayanlar için tekerrür eder.
Araf 176’da mealen buyurulur ki, “O, dünyaya meyletti ve nefsinin hevâsına uydu. Onun ibret verici hâli, üstüne varsan da, kendi hâline bıraksan da, dilini sarkıtıp soluyan köpeğe benzer.”
Müslüman, “Belam” gibi beddua etmez, lânet okumamalı, aksine onları cehennem çukurunun kenarından kurtuluşuna vesile olmak için Taif’e giden Peygamber gibi olmalıyız. Hz. Yusuf’un kardeşlerine davrandığı gibi davranmalıyız. Peygamberimizden, savaş yolunda, “kâfirlerin yok olması için” beddua etmesini istediklerinde, “Ben lanet etmek için gönderilmedim. Ben, herkese iyilik etmek için, insanların huzura kavuşması için gönderildim” buyurdu. Enbiya 107’de de mealen, “Seni âlemlere rahmet olmak üzere, iyilik için gönderdik” buyuruluyor.
Yönetim, bir yandan kendi içindeki “AKP”lilerin baskısı altında. Bir yandan muhalefet ve öte yandan uluslararası komplolar ve baskılarla karşı karşıya!
Bakın, Allah’ın kolaylaştırdığından daha kolay, zorlaştırdığından daha zor bir iş yoktur. Allah’ın yardımını kalmadan kurtulamazsınız. Ama Allah, cahil, zalim, fasık ve müfsidler, mürtefinler topluluğuna yardım etmeyeceğini söylüyor. Onlarla beraber olmayın. Onları çevrenizden uzaklaştırın, haram mal içinde cehennem ateşinden bir parça taşır, sizi ve diğer mallarınızı da yakar!
Bu vurguncu taifesi “Brütüs”lerle doludur. Yarın dostlarını satarlar. “Zalimlere yardım etmeyin, sonra ateş size de dokunur” denmedi mi. Haram mal, haram makam saadet getirmez. “Dehşet dengesi” güvenlik sağlamaz. Allah o topluma tuzak kuran ve kapalı kapılar arkasında yapılan pazarlıklarla plan yapanların hilelerini onların başına geçirir. Ne ömürlerinin ve ne de işlerinin bereketi olmaz.
Gelin sözü dinleyelim ve yanlışına hep birlikte karşı çıkalım. Hayırda yarışalım. Şunu görelim artık, “sağı-solu birbirimize karşı kazanacak bir zaferimiz yok, birlikte kazanacağımız tek zaferimiz var”. Erdem üzerine bir olalım. Vahdet yolunda İttihad dinde birlik, erdem yolunda akıl, adalet duygusu, ahlak ve vicdanda birlik İttifak, başkalarının temel hak ve hürriyetlerine yönelik tehdit oluşturmama ilkesi üzerinden, nimet ve külfet dengesine dayalı İtilaflar gerçekleştirelim. İşi ehline verelim, istişare ve şura yapalım ve haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun mazlumdan yana, zalime karşı olalım. Sözü dinleyelim, işe bakalım, doğrusuna destek verip yanlışına karşı çıkalım. Babamız ya da düşmanımız da olsa, bunu bu konuda hesaba katmayalım. Bir topluluğa olan öfkemiz bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmesin. Merhametimiz gazabımızdan, sevgimiz nefretimizden büyük olsun. Başka çare yok, yoksa gidişat iyi değil. Ve asıl mesele, asgari ücret, münhasır ekonomik bölge, Kanal İstanbul ile açıklamayacak kadar can alıcı. Ama birileri bu gerçeği görmek, duymak istemiyorsa, ne yapabiliriz ki! Ah! “Dili yok kalbimin ondan ne kadar bizarım”. Bir de, siyaset, iş, içtimai hayatta öyle şeyler oluyor ki, kim kimdir anlayamıyorum. Alamet-i farikalarını kaybetmiş kalabalıklarla varılacak yer bellidir. “Aman efendim aman, galiba ahir zaman”. Bir “kollarımı makas gibi açarak” haykırmadığım kaldı! Fe eyne tezhebun! Gidişat iyi değil, zaman kaybediyoruz. İş işten geçmeden, çok geç olmadan, kim ne yapacaksa.. Korktuğumuz sadece İstanbul depremi değil.
Selam ve dua ile.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022
7.03.2022
17.02.2022