Ahmet TAKAN
Alice harikalar diyarında, çağ atlayan, asrın liderinin yönettiği, dünyanın en kabadayı en zengin en müreffeh ülkesinde bazen böyle şeyler de başımıza gelebiliyor!.. Olur böyle vakalar türünden… Siz, teknik arıza diye de nitelendirebilirsiniz…
Başkent Ankara’da yaşamımı sürdürmekte olduğum, ikamet adresimin de bulunduğu semtte son zamanlarda sık sık elektrik kesintileri yaşıyoruz. Geçen günlerde üniversite son sınıf öğrencisi olan oğlum bu yüzden bir dersten ikmale kaldı.
Nasıl mı oldu?..
Biliyorsunuz, pandemi yüzünden üniversiteler de kapalı. Öğrencilerin vize ve final sınavları internet üzerinden yapıldı. Bir pazar günü benim oğlanın “Zor sınavlardan biri” diye nitelendirip haftalar boyunca kapanıp çalıştığı dersin final sınavı sırasında elektrikler kesildi. Böyle olunca evin internet sistemi de devre dışı kaldı. Oğlan, panik içinde beklemeye başladı. Ha gelir derken 3 saatten fazla sürdü kesinti. Elektrikler geldiğinde final sınavı süresi çoktan bitmişti. Oğlan, sınavını tamamlayıp gönderememişti. Ve çaktı!.. Kayıtlarda sınava girmemiş gözüküyordu. Bütünleme sınavına kadar üzüntüsü ve hırsından odasından pek çıkmadı. Bizimle neredeyse hiç konuşmadı. Anasıyla birlikte kendimizi bu durumdan sorumlu hissettik. Bu çağda böyle bir Türkiye’yi çocuklarımıza bırakacağımız için!.. Allah’tan oğlan yılmadı. Bütünlemede dersi verdi geçti. Ama, anası o sınavdayken diğer oda da hatim indiriyordu!.. Elektrik duasına çıkmıştı!..
Benzeri bir olay dün de benim başımdan geçti. Eski model gazeteci olduğumdan sabah erken saatte kalkar ilk iş olarak tüm gazeteleri ve önem verdiğim köşe yazılarını okurum. Telefonlar ve gerekirse yüz yüze görüşmeler yapıp sonra yazımın başına otururum. Bismillah dedik güne başladık “şak” diye elektrikler gitti. 10 dakika bekledim. Başkente elektrik dağıtım hizmeti sağlayan şirketin müşteri temsilcisi hattını aradım. “Arıza mı yoksa planlı bir kesinti mi?” diye sordum. Telefondaki hanımefendi, gerekli sorgulamaları yaptıktan sonra bilgisayarından baktı. “Planlı değil ama kesintinin sebebi bildirilmemiş” dedi. Telefonuma en kısa süre içinde arıza nedeni ve enerjinin verileceği zamana ilişkin SMS bildirimi geleceğini söyledi. Vedalaştık. Bekledim. Telefonuma ekiplerin arıza bölgesine doğru hareket ettiklerine dair bilgi geldi. Bir süre daha bekledim. Elektrikler saniyeler içinde gidip gidip geliyordu. Bu en az 10 defa tekrar etti. Yazım aksayabilir veya gecikip yazı işlerimizi sıkıntıya sokabilirdi. Dayanamadım ilgili yeri bir daha aradım. Bu sefer karşıma çıkan hanımefendi kimlik bilgilerim hakkında daha kapsamlı bir sorgulama yaptı. Haklıydılar… Rus veya Yunan ajanı olabilirdim!.. Sözlü sınavı başarı ile geçtikten sonra meramımı tekrar anlattım. Enerjinin ne zaman verileceğini, arızanın nedenini ve saniyeler içinde gidip gelen bu elektrik yüzünden evdeki elektronik eşyalara bir şey olursa yasal haklarımın ne olduğunu sordum. Hanımefendi, önce, fiber kablo arızası yüzünden bu arızanın yaşandığını söyledi. Devam etti; Enerjinin 13.30’da verileceğini bildirdi. Evdeki aletlerin fişini çekmemizi tavsiye etti. Elektronik bir arıza olduğunda internet veya telefonla hasar kaydı bildirimi yapabilecekmişim, elemanlar gelip bakarlarmış, aletler kesintiden mi yoksa başka bir nedenden dolayı mı arızalandı diye. Tanrıya şükür ettim. Bu haklardan hiç biri eski Türkiye’de yoktu. Bu çağda saatlerce elektrikten yoksun evlerimizde oturuyoruz ama olsun!.. Pandemi sürecinde zam yapılan elektrik faturalarını şakır şakır tahsil eden şirkete hasar kaydı bildirebiliyoruz. Aletler çöplük olunca elemanlar gelip bakacak !.. Lider Türkiye!..
Dişlerimi sıkıp koltukta uzanırken telefonum çaldı. Şarjı da bitmek üzeriydi. İstanbul’da yaşayan çok sevdiğim bir siyasetçi dostum arıyordu. “Ne var ne yok” diye sorunca derdimi anlattım. Gülmekten kırılırken, “Mansur Yavaş’ı seçmeseydiniz kardeşim” dedi.
Ne alaka?..
“Hemen erken seçim isteyin. Mansur Yavaş’ı gönderin. Onun yüzünden elektriksiz kalıyorsunuz. Karanlığa mahkum edildiniz” diye ekledi. Biraz şakalaştıktan sonra, Ayasofya’yı, ATATÜRK’e hutbede hakaret eden geçmişte FETÖ’nün adamı olduğu söylenen Diyanet İşleri Başkanı kılıklı adamı, iktidarın SETA ve SADATçıların gazlamasıyla yürüttüğü maceracı sözde “aktivist” dış politikalardan konuştuk. Dostum, “Ayasofya şovunu ABD yol vermeden yapamazlardı. ABD ve FETÖ ilişkilerini hiç aklından çıkarma. Barışacaklar” dedi. Ben zaten BO-ŞA-NA-MI-YOR-LAR diyenim!..
Sohbet biterken dostumun çok önemli tavsiyesi oldu;
“Güne başlarken ilk iş olarak mutlaka Sabah Gazetesi oku. Ben öyle yapıyorum. Güne büyük bir moralle başlıyorum. Her şeyi toz pembe görüyorum. Sen de öyle yap, bana dua edersin!”
Yıl 1945… Almanlar gazetelerine bakıp ordularının Moskova’ya girdiğini sanarken ertesi gün Rus ordularını Berlin’de görmüşlerdi!..
Ha!.. 11 civarında kesilen elektrikler 14.30’da geldi…
★★★
Ah şu bizdeki “eski” AKP’li siyasetçiler… Aynı bizdeki “ eski” askerlere benziyorlar!.. Sonradan geçekleri görüp konuşmaya başlıyorlar.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı AKP eski Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, Enpolitik’de “Demokrasi ve Eşitlik” başlıklı bir makale kaleme almış. Tayyip Erdoğan’a ve bizdeki totaliter rejime göndermeler yapmış. Yazdıklarından birkaç satır;
“Müslümanlığı despotluk, başkalarına hayat hakkı tanımama, farklı olanı susturma, bir şeyhe bağlanır gibi bir siyasetçiye veya yöneticiye bağlanma olarak görenler var. Daha kötüsü, bir insanın peşinden giderken bunu bir fikir veya düşünceye hizmet olarak görmek. Bu ülkenin siyasal İslamcısı aslında İslamcı olmaktan ziyade Erdoğancı, milliyetçisi milliyetçi olmaktan çok Bahçelicidir. Böyle olunca da fikir ve düşünce hatta dini değerler ikinci planda kalmaktadır.
Dünya çapında fikir veya sanat adamı yetiştiremeyişimizin arkasında da siyasete hakim olan bu şeyh-mürit ilişkisi vardır. Bu ilişki biçiminde mürit edilgen bir varlıktır, asla siyasi şeyhine rağmen bir fikir serdedemez. Partilerin ufku liderlerin kapasitesi ile sınırlıdır. Kişiye odaklı siyaset anlayışı zamanla kişi kültüne neden olmakta, o kişiyi de güç zehirlenmesine itmektedir”
Ahh Selçuk Özdağ ah!.. Daha önceleri neredeydiniz?..
** Ulu Tanrı, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları











































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.01.2022
1.12.2021
10.11.2021
13.10.2021
12.10.2021
9.09.2021
31.08.2021
4.08.2021
13.07.2021
6.07.2021