Ali AYDIN

Mazlum olmak iyi olmak için yetmiyor
8.02.2015
2098

 Son yüzyılımız, insanın kadim tarihine trajediler eklerken son derece cömert davrandı.

İşgaller, savaşlar, kıyımlar ve katliamlar… 

Modern çağ kolektif imhanın, sofistike katliamın, kökten çözümün (!) hasılı, soykırımın da mucidi oldu. Modern çağın ileride bir otopsisi yapılırsa eğer Zygmunt Bauman’ın cümleleri bir ön tespit olarak okunabilir.

Modern çağ, diyor Bauman, soykırım üzerine kurulmuş ve daha fazla soykırım aracılığıyla ilerlemiştir. Dünün katliamlarının verdiği utancın, bugünün kıyımlarına karşı yetersiz bir teminat olduğu kanıtlanmıştır ve ilerici aklın olağanüstü anlamlandırıcı yetileri bu yetersizliğin devam etmesine yardımcı olmuştur.

Şimdi bunu not edelim ve devam edelim.

Zalimin ve mazlumun bir döngünün içine hapsoldukları ve zaman zaman yer değiştirdikleri manzaraları görmek zalim/mazlum, galip/mağlup, ezen/ezilen ilişkisini de ezbere konuşamayacağımızı söylüyor bize.

Nazi hâkimiyeti süresince Sırpları kadın, çocuk, genç, yaşlı demeden katleden Hırvatlar katliam ve tecavüzleri ile Sırplar için adeta okul oldular. Hırvat katliamlarının mağduru olan Sırplar yıllar sonra tüm dünyanın gözü önünde Boşnak Müslümanlara uygulanan soykırımın da faili oldular.

Amerikan işgaline uğrayarak Amerika’nın zulmü ile tanışan Vietnamlılar da Kamboçya’ya girdiklerinde o zulümden ne çok şey öğrendiklerini gösterdiler tüm dünyaya.

II.Dünya Savaşı sırasında Nazilerin soykırım girişimine maruz kalan Yahudiler ise soykırım konusunda Nazi sonrası dönemde ortaya çıkacak fail boşluğunu nasıl doldurabileceklerini, Filistin halkına yönelik olarak uyguladıkları  işgal ve imha stratejileriyle gösterdiler

Bugünün mağduru, yarının müstakbel bir zalimi olabiliyor pekâlâ. Ya da mazlumlar, zalimlerinin yüzünde müstakbel geleceklerine bakıyorlar çoğu zaman. Birer otorite halini alır almaz da tıpkı Cioran’ın dediği gibi kendi Bastillerini yaratmakta bir an olsun gecikmiyorlar.

Güçlü ya da muzaffer olmak, galip ya da egemen olmak ahlaklı olmak ya da ahlaken yücelmiş olmak anlamına gelmiyor. Dolayısıyla pekâlâ, mağdur ve mağlup olmanın da ahlaken bir üstünlük manası taşımadığı söylenebilir.

Mağdurun, mazlumun ve güçsüzün daha ahlaklı ya da daha iyi görünmesine neden olan ise zulmetme araçlarından yoksun olmalarıdır. Dolayısıyla daha iyi olmak ya da daha iyi görünmek daha az zulmetme fırsatına sahip olmak ile ilgilidir bu durumda.

Böylece problemin sonuna değil, problemin bizzat kendisine gelmiş oluyoruz…

Çözelim, diyen bir adım öne çıksın!

[email protected]

Twitter: @_aydinali

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar