Ali AYDIN
2016-2017 yıllarını kapsaya toplu sözleşme süreci devam ediyor. 4688 Sayılı “Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu” kapsamında yürütülen çalışmalar, hükümet tarafından sunulan teklifin komikliği yanında kanun kapsamında sözleşme masasında yer alan sendikaların birbirlerini itibarsızlaştıran tutumları ile ibretlik bir görüntü oluşturuyor. Yaklaşık olarak 5 milyon kişiyi ilgilendiren sözleşme sürecine ilişkin bir takım değerlendirmeler yapmak zarureti söz konusu.
Birinci husus, siyasal literatürdeki karşılığı saklı kalmak kaydıyla 4688 sayılı kanunun 3. maddesinin f bendinde “Sendika: Kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve meslekî hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için oluşturdukları tüzel kişilikler” olarak tanımlanmaktadır. Sendikaların ilgili oldukları hizmet kollarına ilişkin her tür değerlendirmesi ideolojik-politik okumalarına yaslanmaktadır ve nihayetinde farklı sendikaların var olmasını mümkün ve makul kılan da bu durumdur. Ancak aynı hizmet kolunda farklı ideolojik-politik okumadan beslenen farklı sendikaların olmasından, ortak çalışma sürdüremeyecekleri anlamı çıkmaz, çıkmamalıdır. Zira bütün bu farklı okumaların yanında ilgili oldukları alanlarla ilgili mali ve özlük konuları geniş bir birliktelik alanını oluşturmaktadır ve özellikle“sözleşme süreci” tam da bu birliktelik alanında yapılacak iyileştirmeleri içermektedir. Bu birlikteliğe vurgu yapmak, ‘kamu işveren heyeti’ne karşı kamu çalışanlarının talep ve beklentilerinin karşılanması da ancak bu birliktelik alanındaki dayanışma ve ortak hareket etme bilinciyle etkili bir güce kavuşturulabilir.
Bilindiği gibi 3.toplu Sözleşme 2016-2017 yıllarını kapsamaktadır.Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının bu iki yıl için enflasyon hedefi %5’tir. Hükümetin orta vadeli programında enflasyon beklentisi yine iki yıl için %5’tir. Bu iki yıl için Dünya Bankası’nın enflasyon tahmini %6,5’tir.2.Toplu Sözleşme, yetkili sendikanın büyük kabahatinin yanı sıra hükümetin yoksayan-dışlayan yaklaşımı nedeniyle kamu çalışanları için kayıp yıllar olmuştur. Yaşananlardan ders alması gereken sendikaların başlayan 3.sözleşme sürecinde tavır, tutum ve söylemleri ikinci bir sözleşme faciası ile karşı karşıya olduğumuzu düşündürtüyor. Çünkü sendikalar ideolojik-politik farklılıklarını en çok askıya almaları gereken zaman dilimi olan “sözleşme sürecini” birbirleriyle karşıtlıklarını derinleştirmek, gerginliklerini kamuoyuna sergileyerek heba ediyorlar. Elbirliğiyle hükümet karşısında cephe siyaseti yürüteceklerine sözleşme masasında güçlerini birbirlerine yöneltiyorlar. Oysa 4688 sayılı kanununun 28 maddesinde toplu sözleşme;“kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarını düzenleyen mevcut mevzuat hükümleri dikkate alınarak kamu görevlilerine uygulanacak katsayı ve göstergeler, aylık ve ücretler, her türlü zam ve tazminatlar, ek ödeme, toplu sözleşme ikramiyesi, fazla çalışma ücreti, harcırah, ikramiye, doğum, ölüm ve aile yardımı ödenekleri, cenaze giderleri, yiyecek ve giyecek yardımları ve diğer mali ve sosyal hakları kapsar” şeklinde tanımlanmaktadır.Yani çalışanların mali ve özlük durumlarında yapılacak iyileştirmelerin neler olacağına ilişkin hükümet tarafıyla yapılacak pazarlığa vurgu yapar. Akıl ve mantık bu masaya güçlerini birleştirerek ortak bir ses, ortak bir irade yansıtmalarını icbar ederken konfederasyonlar birbirlerini güçsüz kılmak, itibarsızlaştırmak için hükümet cenahının elini güçlendirmek için yarışıyorlar. Sendikacılık, başlayacak toplu sözleşme öncesinde gönlünden geçeni 8+8, 12+12 vs. gibi keyfe keder talepleri dile getirerek değil birlikte hareket ederek kamu çalışanlarının talep ve beklentilerine cevap verebilecek bir ortamı yaratabilmekle olur. Mahalle kavgasına indirgenmiş şekilde araziyi parsellemeye çalışanların, bir taraf olduklarını unutarak güçlerini buharlaştırdıkları bu akıl tutulması durumunu tüm kamu çalışanları başta olmak üzere tüm kamuoyu ibretle seyrediyor.
Her toplu sözleşme öncesindeÖzgür Eğitim-Sen, kamu çalışanlarının haklarını kamu işveren heyeti karşısında savunmakla mükellef olan sendikalara bir çağrı yapıyor. Çağrının özü şu:
“Toplu sözleşme masasını sendikal rekabet yeri yapmayı bırakın! Toplu sözleşme masasını sendikal dayanışma masası yapalım. Sendikal rekabetin yapılmayacağı tek yer toplu sözleşme masasıdır! Tekliflerimizi birleştirerek kamu işveren heyetinin karşısına tek bir teklifle çıkalım.”
Şimdi anlaşılıyor ki bugüne kadarki toplu sözleşmeler dikkate alındığında; gerek kâbusa dönen 2.toplu sözleşme gerek şu an hâlihazırda trajikomik bir hâl almaya başlayan 3.toplu sözleşme olsun, kamu çalışanlarının özlük ve mali haklarda yaşadıkları dramatik kayıpları önlemenin tek yolu ve sözleşme sürecinin tek ilacı Özgür Eğitim-Sen’in çağrısında saklı.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Batı - batı-dışı ve kendinden kaçmak
17.04.2021 - Besim Dellaloğlu ile eğitim üzerine
10.04.2021 - 'Hayatın içindeki müfredat' bir sembolik şiddet mi?
31.01.2021 - Eğitimi Kuşatan Dünya
26.01.2021 - MEB ve kendi kendini sabote etmek
31.12.2020 - Asgari ücret açlık sınırını geçebilecek mi?
21.12.2020 - Apar topar eğitim!
12.10.2020 - MEB yine bilgi notu mu isteyecek?
17.09.2020 - Korona sonrası dünyaya dair: Kim ne dedi?
11.09.2020 - ‘Aydın’ bir cemaat okur-yazarı mıdır?
5.08.2020
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Müfit Günal
Darbeden başka hiç umutları kalmayan gurupların 5 ağustozda Silivride yapacakları, son çırpınışları.