Ali AYDIN
Milli Kültür Şurası'nın açılış oturumunda Alev Alatlı konuşmasına bir durum tespiti yaparak başlamıştı. Türkiye'de gündem maddesi olarak esamisi okunmasa da şu an dünyada yeni teknolojiler, nano teknoloji; sibernetikten genetiğe, dronelardan cyborglere uzanan bir dizi üretimin insan ve insanlığın birikimi üzerinde yaratacakları değişikliklerin tartışıldığından bahsetmişti. Bu tartışmaya bîhaber kalarak kültürü konuşmak abesti kuşkusuz ve Türkiye'deki fikrî ve düşünsel sefalet Alatlı'yı oturumun ilk konuşmacısı olarak kendisine verilen söz hakkını bu abesliği teşhir ederek kullanmaya zorladı. Alev Alatlı tıpkı eğitim gibi kültür alanında da reçeteye yazılacak ‘hapı' iştahla bekleyenler varsa diye de Albert Einstein'ın zamana ve zemine dayanaklı şu cümlesini aktardı: “Karşılaştığınız sorunları, o sorunları yarattığınız düşünce düzleminde kalarak çözemezsiniz!”
Bu cümle en çok da bizim için bir davet gibi duruyor. 200 yıl önce Modernleşme ve kalkınma isimli terene atlamış bir toplumuz. İstasyona koşar adımlarla girip trene son anda binen bu telaşede trenin hangi istikamete gittiğine dikkat etmediği için yanlış trene bindiğini iş işten geçtikten sonra anlayan yolcular gibiyiz. Batı bizden farklı olarak o trenin varacağı yeri sonuna giderek gördü. Kendi toplumları için kazılmış mezarlar buldu orada. Jean Baudrillard Batı toplumlarının gömülü olduğu mezarları kendine has anlatımıyla tasvir eder.
Epey bir zamandır eğitim sistemi üzerine yazılar yazıyorum ve sistemin modern dönemde kazandığı yeni karakter ile sakat doğduğunu anlatmaya çalışıyorum. Hem öğrenciler hem de öğretmenler açısından çekilecek çile, taşınacak yük halini alan bu düzeneği ısrarla teşhir etmeye yönelik eleştiriler yapıyorum. Bu eleştirilerin ‘evcilleştirilmiş eleştiri' olmadıklarının farkındayım. Sistemi hipnozla görünmez kılarak öğrenciye ve öğretmene sistemi değiştirmek yerine onun olumsuz etkilerini en aza nasıl indirebileceklerine dair haplar verip maruz bırakıldıklarının şokunu üzerlerinden atamayan insanlara kültür merkezlerinde damardan enjeksiyon yapmak benim işim değil! Tüm o sahne seanslarının sorunumuzla yüzleşeceğimiz anı tehir etmekten öte bir işlevini de görmedim şu ana kadar.
Son iki yazım öğrenci ve öğretmen mutsuzluğu üzerineydi. Sır, değildi. Hiçbir araştırma verisi olmasa bile kişisel gözlemimiz ve deneyimimiz üzerinden bu mutsuzluğun resmini çizebilirdik hepimiz. Her iki yazıyı da okuyan bir dostumuz, yazıları okuduktan sonra umutsuzluğunun arttığını belirttikten sonra “Peki, çözüm ne?”, diye sordu.
Eğer bir yerde eleştiri varsa, Abdulbaki Değer'in geçen hafta ifade ettiği gibi mevcuda razı olan değil “mevcudu inşa vizyonuyla didikleyecek nazarlar” varsa, orada umutsuzluk değil umut vardır. Bu yönüyle umut, çocuk bedenlerinin dahi güvenliğe muhtaç olduğu, insan onuru ve haysiyetinin ayaklar altına alındığı, dünya nüfusunun küçük bir azınlığın refahı için köleleştirildiği, sosyal, siyasal, ekonomik yönleriyle maruz bırakıldığımız, kurumları eliyle kuşatıldığımız mevcuda karşı yükseltilen itiraz ve eleştiri ile mukayyettir. Umutsuzluk suskunluğun ve teslimiyetin toprağında boy verir. Mevcuda razı gelmeyip eleştirel bir bilinçle, insan hak ve onuruna yakışanın peşinde olduğumuz noktada umutlu olunabilir ancak. Bu nedenle mevcut eğitim sistemini bağlı bulunduğu egemen üst sistemle rabıtasını kurarak eleştirmek ve eleştirimizi kafese koyup evcilleştirmek isteyenlere yüz vermeden bunu yapabilmek umut için az bir emek olarak görülmemeli.
Öte yandan belki soruda da bir yanlışlık var!
Neden çözümler değil de çözüm?
Mevcut sistem kendisini 20 milyon öğrenci için bir çözüm olarak sunuyor. Sonuç ortada!
Bir düşünelim, 20 milyon! Bu 20 milyon öğrencinin mizaç ve karakterleri, ilgi ve yetenekleri, geldikleri aile ve aidiyet kurdukları kültür ve inanç evrenleri, sosyo-ekonomik durumları…. Liste uzar… Ama düşünün bu 20 milyon ne kadar farklıdır değil mi birbirlerinden? Ve biz bu 20 milyon çeşitliliğimiz için tek bir çözümü dayatıyoruz. Oysaki çözüm değil çözümler olmalı. Bunlar mutlaka doğru olacak, istek ve beklentilerimizi tam manasıyla karşılayacak diye bir şey yok. Yeter ki arayışın olsun, çözümler çıkar! Ve bunlar ezelden ebede taşınacak kutsal şifreler filan da değildirler. Arzu edildiği takdirde bırakılır daha iyi olduğu düşünülen ile değiştirilebilirler.
Bir şeylerin yapılmasının yöntemi bir kurumla çok derinden ilişkilendirilirse artık hangisinin önce geldiğini bilemeyiz. Bu durumda o kurumu değiştirmek ve hatta kurumun amaçlarını gerçekleştirmesi için alternatif metotlar tasavvur etmek güçleşir. Bu nedenle tekniklerimizin nereden geldiğini ve neye yaradığını öğrenmemiz gereklidir, diyor iletişim bilimci Neil Postman.
Tasavvur konusunda yaşadığımız felç teşhis edeceğimiz, tedaviye muhtaç en büyük hastalığımız.
Biz eğitimi, kültürü Bakanlık tasarrufları ile uzayan kısalan bir şey sanıyoruz hâlâ!
Yüzbinlerce üyesi olan eğitim sendikaları ‘öğretmenler mutsuz' başlığını duyunca öğretmenin o ay kilosu 6 lira olan patlıcanı manavdan alamadığını sanıyor.
Düzey bu! Seviye bu!
T.S. Eliot şiirin asıl amacının okuyucuyu sakinleştirmek ve onun zihnini oyalamak olduğunu söyler. Şiirin okuyucuya yaptığı şey bir hırsızın bekçi köpeğine verilmek üzere yanında her zaman bir parça et bulundurmasına benzer, der yukarıda alıntıladığım Postman. Eğitimcilerin, sendikacıların, müteşebbislerin, dindar kitlelere seslenen kanaat önderlerinin ve siyasetçilerin pratik sorunlarla meşgul olması sahibinin evi hırsızlarca talan edilirken bekçi köpeğinin huzur içinde o bir parça eti yemesi gibidir diye de ekler.
Zihnimizi oyalayan ve sorunumuzla yüzleşmemizi geciktiren herkesi/her şeyi aştığımız yerde bizi bekleyen çözümlerle karşılaşmayı umabiliriz. Umut, biraz da hak etmektir!
Hak ediyor muyuz sizce?
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
10.04.2021
31.01.2021
26.01.2021
31.12.2020
21.12.2020
12.10.2020
17.09.2020
11.09.2020
5.08.2020