Ali BAYRAMOĞLU
Neden Türkiye'de devlet ya da siyaset ve otoriterlik arasındaki ilişki keskin ve değişmez bir ilişkidir?
Değişim sürecine rağmen, sivilleşme hamlelerine karşın, bugün hâlâ bu tür sorunlar yaşıyor, bu tür sorular sormak zorunda kalıyoruz...
"Neden" sorusunun yanıtını meşruiyet meselesinde mi aramak gerek, yoksa cumhuriyetin kimilerinin dilinden düşürmediği kuruluş felsefesinde mi?
Yoksa daha mı gerilere götürmek gerekiyor işi?
Belki de üçüne birden el atmak gerek...
Nitekim bu topraklara egemen hislerden birisi şöyle tanımlanabilir:
Tarihî miras olarak siyasi büyüklük duygusu ile yine tarihî miras olarak aşırı siyasi kırılganlık arasına sıkışmışlık, daha doğrusu bu iki uç arasında gidiş geliş...
Cumhuriyet öncesi Osmanlı dönemi, özellikle Balkan savaşlarından itibaren karşı karşıya kaldığı milliyetçi hareketler ve kendi içinde ürettiği yetersizliklerle "siyasi kırılganlık hissi"ni çok ağır yaşamıştır.
Buna karşılık aynı dönem kâh toprak kayıplarıyla, kâh Balkan savaşlarından sonra korkutulup kaçırılan Rumlarla, kâh Ermeni tehciriyle, kâh kaybedilen topraklardan akın akın gelen Müslüman tebaayla "Anadolu nüfusunun önemli ölçüde İslamlaşması, daha doğrusu İslam etrafında türdeşleşmesi" sonucunu yaratmıştır.
Osmanlı, toplumsal yapı itibariyle Cumhuriyet'e gayrimüslim unsurların önemli ölçüde tasfiye edildiği bir yapı bırakmıştır. Cumhuriyet ise bu mirası yönetmek ve şekillendirmek için iki önemli projeye sahip olacaktır.
1800'lerin ortalarından itibaren Kafkasya'dan, Kırım'dan, Balkanlar'dan Anadolu'ya akın akın gelen (Cumhuriyet başındaki toplam nüfusun üçte biri bu göçmenlerden oluşmaktadır) çoğu etnik olarak Türk olmayan Müslümanları Türkleştirmek...
Ulusal birliğin asli yapıştırıcısı İslam'ı, agresif laiklik anlayışıyla modernleştirmek, dönüştürmek, Müslüman'ı "ehlileştirmek"...
Miras ortadadır...
Bu iki proje kısmen başarılı kısmen başarısız olmuştur...
İlk ayakta başarılı yön şudur:
Kürtler dışındaki tüm Müslüman unsurlar Türkleştirilmişler, mal ve kimlik edinerek en azından Türk bilincine sahip olmuşlardır. Buna karşılık bu proje Kürtler konusunda başarısız olmuştur. Kürtler bu projeye direnmişler ve bugün Kürtlerin Türkleşeceklerine yönelik inanç her şeyden önce devlet katında yok olmuştur. "Kürt ve terör sorununun yok olmayacağı ancak kontrol altında tutulabileceği" yeni eğilimdir.
O zaman şu durum görmezden gelinemez:
Projenin aksak ayağı, sürekli bir kriz yönetimini, sürekli kontrolu gerektirmektedir. Diğer bir ifadeyle, gerçekleşmesi artık bir rüya bile olmayan "bu proje ayağı" gözden geçirilmediği, değiştirilmediği oranda, milliyetçi dalganın ve otoriterleşmenin ana musluğu işlevini görmeye devam edecektir.
Benzer bir mekanizma projenin ikinci ayağı açısından da söz konusudur.
İkinci ayakta da bir açıdan başarı vardır, ama öte yandan bir başarısızlık da bulunmaktadır.
İslami kesim varlığını sürdürmesi ve İslamı devletin işaret ettiği yönde algılamayı kabul etmemesi, devlet gözlüğüyle ehlileşmemesi projenin başarısızlığıdır. Daha da öte bu başarısız ayak bugün Türkiye'ye hakim toplumsal güçleri üretmektedir.
Tehlikeli ve ehlileşmemiş olarak kabul edilen toplumsal kesim, gücünü korudukça ve iktidarı meşru yollarla elde tuttukça, asker ve devlet bugün bu iktidarı, her alanda ona ortak olarak, her alanda baskılayarak ve iktidarsızlaştırarak denetlemek yolunu seçmiştir...
Otoriterliğin sıradanlaşmasının diğer kaynağı da budur.
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
2.08.2025
6.07.2025
4.07.2025
28.06.2025
26.06.2025
21.06.2025
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025