Ali Saydam
Dün bir bugün iki… Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, gerek 15 Temmuz darbe girişiminin püskürtülmesinin ardından yaptığı açıklamalarda, gerekse 27 Temmuz'daki Taksim ve de 7 Ağustos'taki Yenikapı mitinglerindeki meydanlara hitaben konuşmalarında siyasetteki ortak tutumun uzlaşma kültürünün güçlenmesine katkı vereceğini söyledi durdu.
FETÖ Terör Örgütü için “Biz buna daha önce 'F tipi örgütlenme' diyorduk” diyen Kılıçdaroğlu aradan üç buçuk ay geçince aynı örgütün çok işine yarayacağı aşikâr açıklamalarına dönmeyi tercih etti. Kılıçdaroğlu, üç buçuk ay içinde süratle takibata alınan, derdest edilen, kaçış yolları kapatılan FETÖ örgütünün de hayat öpücüğü olan 'Diktatör ve bireysel hak, özgürlükler çelişkisi' söyleminin -'talihsiz rastlantı ile' diyelim-, Batı medyasıyla eş zamanlı olarak, öncülüğüne soyundu.
CHP Yenikapı ruhundan çok kısa sürede canının sıkılmasıyla İletişim'in 3C'si (Creativity, Consistency, Continuity) 'Yaratıcılık, Tutarlılık ve Süreklilik'ten de vazgeçivermiş, “darbe olmadı, diktatörlük verelim” diyen Batı'nın değirmenine su taşımayı tercih etmiş görünmektedir.
Kemal Bey, kızmasını isteyen köşe yazarlarına kendisini beğendirme ihtiyacını fazlasıyla duymuş olacak ki, tadından yenmeyecek ölçüde görülmemiş bir iletişim kazasıyla “Beyefendi Marmaris'te tatil yaparken Meclis topa tutuluyordu” ifadelerine ara vermeden dün bir yenisini ekranlardan yollayıverdi: “2002 ile 2016 Türkiyesi'ni kıyaslayın”…
Kendileri böyle diyerek, yine milleti karşılarına aldıklarının farkında değilmişçesine pot üzerine pot kırmaya devam etmektedirler. Hazin olan, seçmen kütüğüne kaydını yaptıramamak ve oy kullanamamaktan malûl Sayın Kılıçdaroğlu'nun 'gaf'ları ya da 'kırdığı potlar' değildir. Hazin olan, darbeleri kesinlikle istemediğini canını vererek kanıtlamış olan halkı anlamamakta direnen bir ana muhalefet partisine sahip olmamızdır.
Bu halk Cumhurbaşkanları'nın Marmaris'te başına neler gelmek üzere olduğunu gayet iyi bildiğinden sokaklara, meydanlara çıktı ve aynı halkın 2002 ile 2016 Türkiye'sini kıyasladığı zaman kalkınma yolunda hızla ilerleyen bir ülke gördüğünden Kılıçdaroğlu'nun kuşkusu olmasın.
Kemal bey neyi kastederse etsin, '2002-2016' dediniz mi, seçmenin aklına gelen, yaklaşık şu tablo ile ilgili algıdır:
Sağlık, ulaşım, yatırımlar, okuma yazma oranı (%96,2), inşaat, otomotiv vb alt yapı alanlarından yola çıkılarak, herhangi bir öneri getirmeden yapılacak her türlü eleştiri AK Parti'ye oy olarak geri döner.
Pekiyi AK Parti'nin hiç eleştirilecek yanı, faaliyeti yok mudur?..
Tabii ki vardır. Üst yapı konuları AK Parti'nin yumuşak karnı olabilir ancak. Kültür, sanat meseleleri. İletişim… Ülkenin yurt dışında doğru algılatılması (ille de Kamu Diplomasisi). Dilerseniz, 'sınırsız sorumsuz' bireysel hak ve özgürlükler…
Buralarda muhalefet yapmakta bir miktar ekmek var. O da 'bir miktar'… Çünkü bu konular halk genelinde ne yazık ki oya tahvil olmuyor. 15 Temmuz'daki gibi bıçak kemiğe dayanmadıkça, ancak CHP'nin şu anki oyları kadar karşılık buluyor…
İçindeki ruh ortaya çıkarıldığında, üst yapıya dair bazı konuların da halkta karşılığını bulabildiğine, AK Parti fenomeni iyi bir örnektir. Nitekim, AK Parti'yi iktidara alt yapı projeleri değil, millî ve manevî değerler konusundaki yaklaşımı taşımış, sonrasında da onu orada tutan ana eksen bu sefer alt yapıya kaymıştır…
Öte yandan üst yapının, soyut özgürlüklerin, sanatın, kültürün ön plana çıkarıldığı siyaset gündemiyle ne yazık ki reel bakış açısıyla 'evlerdeki tencere kaynatılamaz.' Halkın yaşam koşulları, işi gücü, ulaşımı, oturduğu evi, geçimi, tatil ihtiyacı bir ülkenin ekonomisinin gücüyle paralel olarak iyileşir, ya da geriler. Hıristiyan Batı'nın ise bizim halkın tenceresinin kaynayıp kaynamadığı veya halkın refah gücü umurunda değildir. Ne zaman umursamaya başlar? Ülke güçlenince…
Türkiye'nin bölgede 'güç' olmasından duydukları rahatsızlığın Kılıçdaroğlu farkında değil midir? Alman der Spiegel dergisinin zırt pıt Erdoğan ile birlikte kapağa aldığı 'Diktatörlük' teranelerinin kaynağının neresi olduğunu Sayın Kılıçdaroğlu bilmemekte midir?
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de demokrasi, iktidarın değil muhalefetin ne kadar güçlü olduğu ile düz orantılıdır. Ana muhalefetin (inşallah kendilerini bu sefer doğru ifade ederler de HDP üzerinden PKK'yı savunur durumuna düşmezler) bu kadar düşük profilde ilerlemesinden duyduğumuz rahatsızlığın nedeni budur…
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2020
15.10.2019
24.09.2019
12.09.2019
10.09.2019
25.06.2019
7.05.2019
11.04.2019
4.02.2019