Ali Saydam
Daha fazlası olabilir bazı durumlarda…
Haber şu idi:
“THY, Berlin'deki Tegel Havalimanı'na verdiği reklamla Almanları kızdırdı.”
Tegel Havalimanı'nda büyük bir alanı kiralayan THY, ikram ve ağırlama hizmetlerini öne çıkaran reklamlarından birinde “İstanbul'daki Lounge'ımız bazı havalimanlarından daha büyük” (Our lounge in İstanbul is bigger than some airports) diye yazıyormuş. Sen misin CIP Lounge'u vesile yaparak 'büyük'lenen? Bild gazetesine göre reklam 'Küçük düşürücü'ymüş. Tegel Havalimanı ile dalga geçiliyormuş. Bir de Berlin'deki havalimanını bir türlü bitiremedikleri için skandallar içinde birbirleriyle boğuşmuyorlar mı…
Öte yandan, bizimkiler durur mu. Hemen atladılar…. Rahmetli Ömer Lütfi Mete'yi anarak 'Bizim zihni vaftizlenmiş' ecnebi aydınlarımızı hatırlamanın tam sırası. Yeni Havalimanı'mızın Almanya'yı rahatsız ettiğine dair açıklamalarla alay etmek özellikle sosyal medyada sık sık tekrarlanan bir alışkanlık haline geldi. Yeni Havalimanının maliyetiyle Almanya'nın kat be kat fazla dış ticaret fazlasını karşılaştıranlardan başlayarak, bir vesileyle Almanya'nın nimetlerini gözlemlemiş olup da, “Padişahın atı bana baktı' misali sevinenlere kadar bir 'Bizi neden kıskansınlar ki, her şeyin alâsı onlarda zaten var' muhabbetidir gırla gidiyor.
Cumhuriyet'te Çiğdem Toker hanım önceki günkü yazısında, paranın kimden ve nereden geleceğinden çok kazancına bakan işadamı zihniyetini görmezden gelerek, Yeni Havalimanı'na yatırım yapan Almanlar'ı örnek gösteriyor; “Almanlar Yeni Havalimanı'nı kıskandı mı?” başlıklı yazısında diyor ki:
“Almanya'nın 3. Havalimanı'nı nasızl kıskandığını en iyi İGA A.Ş. bilir.
İGA'nın 53 bin metrekarelik alanda 25 yıllık süre için gümrüksüz satış mağazası ihalesini Alman ortaklı Unifree Duty Free kazanmıştı. Alman Gebr. Heinemann'ın ortaklığında iki firma, 400'ün üzerinde yerli ve yabancı lüks markayı tek çatı altında topluyor. (…)
Meraklısı, Almanya'nın çelik ve mühendislik devi Thyssen Krupp'un 3. Havalimanı için tam 143 adet yolcu bindirme köprüsü siparişi aldığını hatırlar.
... Böyle bir kıskançlık işte.”
Oysa ki Çiğdem hanım, sermayenin vatanı olmadığını, küreselleşme konusunu sizden benden çok daha iyi bilenlerdendir. İş insanı, kârı nerede görürse orada yatırım yapmayı görev bilir. Peki, tarih bilgisi ve tarih bilincinden nasiplenenler için Batı'nın yıllar boyu kontrolü altında tuttuğunu sandığı ve ancak kendi iradesiyle büyümesine razı olabileceği bir ülkenin, “Boyundan büyük işlere” kalkışmasını (!), “Miilî bağımsızlık” gibi emperyal güçleri rahatsız edici çıkışlar yapmasını hadsizlik olarak göreceği aşikâr değil midir?
Bir reklam, bir reklam olmayabiliyor, anlayacağınız… Hedeflediğinden çok farklı sonuçları tetikleyebiliyor.
Tarihî Şûra'nın ardından…
Açılış konuşmasını yaparken Sayın Cumhurbaşkanı'nın büyük önem verdiğini ifade ettiği, üç yoğun gün süren III. Millî Kültür Şûrası'nın ardından, yüzlerce sayfa rapor, yüzlerce somut öneri ve en önemlisi Sayın Bakan Nabi Avcı beyin her şeyi özetleyen veciz konuşması kaldı. Altını gönül rahatlığıyla imzalayacağımız konuşmadan 'bir tad bir nefes'lik kısa bir bölüm alıyorum:
“Dünyanın iyiliği için Türkiye' vecizesi, düzenlediğimiz III. Millî Kültür Şûrası'nda parola olmuştur. Şûra'nın bize vadettiği bu veciz ifadeyi şiarımız olarak kabul ediyor bakanlık olarak sahipleniyoruz. Milli Kültür Şûrası'nın ortak mesajı olarak diyoruz ki: Dünya'nın iyiliği için Türkiye…
Medeniyet tarihinin en parlak sayfalarının yazıldığı Türkiye dünya kültür mirasının da en kıymettar hazinelerinin ev sahibidir.
Şûra'mız kuvvetle teyit etmiştir ki bütün zenginliğiyle bu evi, evimizi, dilimizi, ülkemizi, kültürümüzü, irfanımızı bütün tehdit ve saldırılara karşı özenle koruyacağız. Kültürümüzü, sanatımızı, edebiyatımızı, değerlerimizi korumakla yetinmeyeceğiz bütün insanlık için geliştireceğiz.
Millî Kültür Şûrası'nda gerilimli ve kutuplaştırıcı politik iklimin kültürel hayatımızı geçmişte nasıl yoksullaştırdığına işaret edilmiş, Türkiye'nin zengin birikimini bir araya getiren III. Millî Kültür Şûrası'nın çoğulcu ve demokratik karakteri ilgili bütün taraflarca takdir edilmiştir. İnsanı ve hayatı yücelten toplumun manevî ve ruhî iklimini zenginleştiren bütün sanat ve kültür çalışmalarının himaye edilmesinin gereği hemen hemen bütün komisyonlarımızın üzerinde durdukları bir husus olmuştur.
Uzlaşma kültürüne anlamlı bir katkı sunan bu Şûra bir kere daha göstermiştir ki Türkiye medeniyet birikimi itibariyle çatışmayı, rekabeti, kavgayı, reddi mirası değil; vefayı, sevgiyi, merhameti, adaleti ve dayanışmayı esas alan büyük bir birikimin mirasçıdır.
Yüzyıllardır irfan geleneğimizden beslenen kültürümüzde yaratılışların en şereflisi olan insan haysiyetini korumak her şeyden önemlidir. İnsan başta olmak üzere bütün varlığın hukukunu korumak, şehrin hukukunu korumak, başkalarının hukukunu korumak millî kültürümüzün harcıdır mayasıdır.
Şûra kapsamında yapılan tartışmalardan birinde de öne çıkarıldığı üzere, kültür doğrudan doğruya insana ilişkin bir meseledir ve insanın eseridir.
Öyleyse insan tasavvurumuzu daima aklımızda tutmalı her daim insan haysiyetini yüceltmeliyiz ki, hem insanımızı hem toplumsal dokumuzu hem de evrensel insanî değerleri koruyabilelim, savunabilelim.
Bu yüzden 'Dünyanın iyiliği için Türkiye' diyoruz.”
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2020
15.10.2019
24.09.2019
12.09.2019
10.09.2019
25.06.2019
7.05.2019
11.04.2019
4.02.2019