Alper GÖRMÜŞ
Cumhurbaşkanı Erdoğan (9 Ekim 2023): “Emeklilerimize bir defaya mahsus olmak üzere 5 bin lira ödeme yapmayı kararlaştırdık. Hem emekli olup hem de fiilen çalışmaya devam eden emeklilerimizi bu düzenlemenin dışında bırakıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan (24 Kasım 2023): “Açıkçası emeklilerimizin bir kısmının dışarıda bırakılması şahsen bizim de içimize sinmeyen, bizim de hakkaniyetli bulmadığımız bir durumdu. Dahası bunun çiftçi ve esnaf emeklilerimizin içinde yer aldığı diğer emeklilerimizde bir gönül kırgınlığına sebep olduğunu üzüntüyle müşahede ettik. Pazartesi günkü kabine toplantımızda Çalışma ve Maliye Bakanlarımıza gerekli düzenleme ve düzeltmelerin süratle yapılması talimatını verdim. Bakanlarımız hazırlıklarını bugün itibarıyla tamamladılar. İnşallah önümüzdeki hafta ilgili kanun teklifini Meclisimize sunacağız. İlk düzenlemeden yararlanamayan çiftçi ve Bağkur’lu esnaf emeklilerimiz başta olmak üzere 4 milyon 689 bin emeklimizin de tek seferlik 5 bin lira ödeme imkanından faydalanmalarını sağlayacağız. Böylece 15 milyon 120 bin emeklimizin tamamına bir defaya mahsus 5 bin liralık ödeme gerçekleştirmiş olacağız.”
Şu koşullarda ciddi ciddi “emeklilerin yükünü hafifletmek için” diyerek sunulunca insanda fars duygusu uyandıran 5 bin TL ikramiyenin iki aşamada uygulanmasının yarattığı duyguyla bir defada herkese uygulanmasının yarattığı duygu arasında önemli bir fark var: İki aşamalı uygulama “Evet, yanlış yapabiliyorlar ama halkın tepkisini de gözeterek icabında yanlıştan dönmesini de biliyorlar” duygusunun yolunu açmıyor mu?
Bu, yönetimin tamamının istifade ettiği bir fayda, bir de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hanesine yazılan ilave fayda var.
Evet, 9 Ekim’de yapılan ilk duyuruda Erdoğan çalışan emeklilere ikramiye verilmeme kararının altında kendisinin de imzasının bulunduğunu söyledi ama 24 Kasım’da “düzeltilmesi için Bakanlar Kurulu’na talimat veren” cumhurbaşkanı olarak Erdoğan kendisini sanki dahli olmayan bir hükümet kararını düzelten kişi olarak sunmuş olmadı mı? Kim hatırlayacak 9 Ekim’deki “Hem emekli olup hem de fiilen çalışmaya devam eden emeklilerimizi bu düzenlemenin dışında bırakıyoruz” cümlesini? Bunu, ilk kararın bütçeyi toparlamak için her türlü kısıtlamayı göze almış görünen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in bastırmasıyla alındığı yorumlarıyla birleştirin, o zaman Erdoğan’ın bu ‘aşamalı uygulama’dan sağladığı fayda daha net ortaya çıkacak.
Bunun baştan itibaren böyle planlandığını iddia etmiyorum, öyle olsaydı Erdoğan ilk kararı kendisi duyurmaz, ortaya çıkan rahatsızlığı izledikten sonra ‘Hatalara halk adına müdahale eden Cumhurbaşkanı’ olarak duruma müdahale ederdi.
Bu örnek için iddia etmiyorum ama, ‘Hatalara halk adına müdahale eden Cumhurbaşkanı’ imajı yaratmanın bilinçli bir strateji olduğunu iddia ediyorum. Böyle örnekler var ve ben bunlara geçmişte zaman zaman değinmiştim. Bu örneklerde Erdoğan geniş kitleleri rahatsız eden gelişmeleri izliyor, sonra da onları ilk defa duymuş gibi ‘müdahale’ ediyor, yanlışları gideriyor, halkın incinen duygularını sağaltıyordu.
Eski örneklere geçmeden önce en tazesini hatırlatayım: Otoyollara yapılan büyük zammın Erdoğan’ın kararıyla yılbaşına kadar ertelenmesi…
Olay şöyle gelişti: Karayolları Genel Müdürlüğü, otoyol ve köprü ücretlerine 25 Ekim 2023 Çarşamba günü saat 00.00’dan itibaren geçerli olmak üzere zam yapıldığını açıkladı. Zam oranları o kadar yüksekti ki anında büyük bir tepki oluştu ve bir gün sonra Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, zamların ertelendiğini duyurdu:
“Kamuoyunun bilgisine. Otoyol ve köprü geçiş ücretlerinde 25 Ekim’den itibaren yapılan düzenleme, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatlarıyla Ocak 2024’e ertelenmiştir. 25 Ekim’de (bugün) alınan geçiş ücretlerindeki fark vatandaşlarımıza iade edilecektir.”
Karayolları Genel Müdürlüğü’nün aldığı kararın AK Parti tabanı dahil geniş kitlelerin tepkisini çekeceği malumken, kurumun cumhurbaşkanlığını bilgilendirmeden böyle bir karar alma ihtimali hiç yok denemez ama herhalde güçlü bir ihtimal olduğu da öne sürülemez. Ben mesela Erdoğan’ın bu örnekte ‘bilmiyormuş gibi’ yaptığını düşünme hakkımızın olduğunu düşünüyorum. Hadi bu da tartışmalı olsun, fakat öyle olduğu apaçık örnekler de yaşadık. Birkaçını hatırlayalım…
Halkın yaygın olarak itiraz ettiği uygulamalar ve Erdoğan’ın, ‘son noktayı’ koyması
Erdoğan’ın ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk cumhurbaşkanı olarak göreve başlamasından birkaç ay sonra Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Türkiye ekonomisini denetleyip raporlamak üzere McKinsey adlı bir denetim firmasıyla anlaşma yaptıklarını açıkladı.
Ekonomik bağımsızlık konusunda edilmiş onca laftan sonra gelen bu gelişme doğal olarak muhalefet partilerini harekete geçirdi. O kadar ki, iktidarı destekleyen kalemler dahi açık destek veremiyorlardı anlaşmaya.
Ve bir noktada Erdoğan sahneye çıktı, bu anlaşmayı feshettiğini duyurdu.
İşin ilginç yanı şuydu: Erdoğan’ın anlaşmayı bozduğunu duyururken kullandığı ağır eleştiri yüklü cümleler ve takındığı tavır, eleştirdiği şeyde kendisinin de sorumluluğu bulunan bir kişinin cümlelerine ve tavrına benzemiyordu.
Açıkçası, Erdoğan bu anlaşmadan hiç haberi yokmuş gibi davranıyordu: İlk defa duymuş, duyar duymaz da feshetmeye karar vermişti.
Oysa böyle bir şey mümkün değildi. Berat Albayrak’ın anlaşmayı duyurduğu tarihle Erdoğan’ın feshettiği tarih arasında en az bir ay vardı, arada bir sürü tartışma olmuştu. Zaten böyle bir anlaşmanın Erdoğan’a danışmadan yapılması mümkün değildi. Belli ki Erdoğan doğan tepkilerin büyüklüğü karşısında böyle bir adım atma ihtiyacı hissetmiş, fakat olan bitenden haberi yokmuş gibi davranmıştı. Tersi durumda aynı şeyi “hata yaptık, düzeltiyoruz” diye yapması gerekirdi.
McKinsey hadisesi, Erdoğan’ın “Bilmiyor(muş) gibi yapma” pratiğinin ilk örneği değildi. Erdoğan, kendisinin dışında bir de hükümetin olduğu eski sistemde özellikle popüler konularda, gündelik hayata dair şikâyetlerde buna benzer çok örnek sergilemişti. 2017’de kaleme aldığım bir yazıdan hatırlayalım:
2017’nin Ağustos ve Eylül ayları boyunca araç sahiplerini doğrudan ilgilendiren bir tartışma yaşandı. Hükümet, Motorlu Taşıtlar Vergisi’ne (MTV) yüzde 40’lık büyük bir zam yapacağını açıklamıştı (enflasyon yüzde 15’ti). Karar, büyük bir tepkiyle karşılandı, fakat hükümetten herhangi bir geri adım gelmedi. Nihayet Ekim başında Cumhurbaşkanı Erdoğan devreye girdi ve zam oranının yeniden gözden geçirileceğini açıkladı.
MTV zammı tartışmalarına paralel giden ve yine aylar süren bir başka tartışma da otomobillere sonradan takılan cam filmlerine ceza getirilmesine dair hükümet kararnamesiydi. Bu da büyük bir tepki topladı, fakat hükümet yine oralı olmadı. Sonunda Erdoğan “son noktayı koydu” ve cam filmi cezası kaldırıldı.
UBER ve taksiler arasındaki çekişme, Erdoğan’ın “son noktayı koyduğu” bir başka sorundu. Hükümetin, özellikle büyük şehirlerdeki tüketicilerin tepkisinden çekinerek aylar boyunca paralize olduğu tartışmada Erdoğan, “taksici esnafını ezdirmeyiz” dedi ve olay kapandı.
Her üç olayda da görüntü, Erdoğan’ın olan bitenden haberdar olmadığı, ne yapılmışsa ona sorulmadan yapıldığı şeklindeydi. Yani, başta MTV’deki fahiş zam olmak üzere kararlar ona danışmadan alınmıştı ve nihayet haberdar olduğunda da “halkın nabzını iyi tutan bir lider” olarak duruma müdahale etmişti.
Oysa belli ki bu netameli konuları bilmiyormuş gibi yapıyor, böylece sorumluluğuna katlanmamış oluyor, kamuoyunun tepkisini ölçtükten sonra da ‘halkın talebi’ doğrultusunda olaylara el koyuyordu.
2022’deki karşılanması zor elektrik faturalarında onun inisiyatifiyle yapılan mini tarife değişikliğini de buraya ekleyelim.
Yukarıdaki dört olayda da “Erdoğan son noktayı koydu” kalıbını kullandım… Sanmayın ki bu benim bulduğum bir kalıp; hayır, bu türden netameli meselelerde Erdoğan devreye girdiğinde iktidar basını istisnasız bu kalıbı kullanıyordu; Google’a bunu yazıp ararsanız Erdoğan’ın “son noktayı koyduğu” başka birçok örnek daha bulursunuz.
Tek adam yönetiminde bilmiyormuş gibi yapma taktiğinin zorlukları
Hatırlayacaksınız, Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarlık rezervinin eritilmesi tartışmasında Erdoğan o dönemde kendisinin olmadığını (parlamenter sistemin cumhurbaşkanlığını yaptığı dönem, 2014-2018 arası), döndükten sonra rezervlerin yeniden toparlamaya başladığını söylemişti.
Yani Erdoğan bazı gelişmelerin kendisinin dışında yaşandığını, fark eder etmez de müdahale ettiğini söylemeyi bir propaganda taktiği olarak kullanan bir lider. Fakat bir cumhurbaşkanı ve bir hükümetin bulunduğu eski sistemde inandırıcı olmasa da öne sürülebilecek bu argüman, her şeye karar veren, ona sorulmadan hiçbir şeyin yapılmadığı tek adam sisteminde öne sürülebilir mi?
Aslında sürülemez… Fakat başta McKinsey anlaşması olmak üzere sonrasındaki benzer uygulamalardan anladık ki bu verimli taktikten iktidarın vazgeçme niyeti yok.
Çünkü “Yanılabilen parti-hükümet ve sık sık onları ‘düzelten’ lider” formülünün sağladığı faydalar çok. Böylece, lider marifetiyle telafi mekanizması üzerinden adaletsizliğe geçit vermeyen bir iktidar izlenimi ve duygusu yaratılabiliyor.
İktidarın çok sevdiği ve kullandığı iki duygu yaratma stratejisi işte bunlar: “Muhalefetin yasa tekliflerinin tamamını reddederek hakkında ‘etkisiz, sünepe aktör’ hissi uyandırmak” (önceki yazı) ve “Yanılabilen parti-hükümet ve sık sık onları ‘düzelten’ lider” üzerinden adaletsizliğe geçit vermeyen iktidar hissi uyandırmak…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025