Alper GÖRMÜŞ
Balyoz davasında 18 yıl hüküm giyen Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz’un oğlu ve avukatıMehmet Selim Yavuz’la “Balyoz” dizisi sürerken birkaç kez telefonla konuştuk. O konuşmaların birinde, eğer isterse, dizinin bitiminde köşemi bir günlüğüne onun yazacağı bir yazıya ayırabileceğimi söyledim. Aşağıda okuyacağınız yazı, işte o yazı...
***
Öncelikle Alper Görmüş’e yazılarını kendi köşesinde eleştirebilme imkânını bana tanıdığı için teşekkür ediyorum.
Geçen hafta bir hanımefendiyle tanıştım. Babası 27 Mayıs’ta ömürboyu hapse mahkûm edilip 4,5 sene yatmış olan bir DP vekiliymiş. Bize yapılanın haksızlık olduğunu söyleyerek şunu ekledi: “Ben 50 senedir bunu çekiyorum, maalesef siz de hayatınızın sonuna kadar çekeceksiniz.” Bu şok edici beyan beni çok etkiledi. Henüz 34 yaşındayım ve hayatımın sonuna kadar bu haksızlığın beni kovalayacağı gerçeği yüzüme çarpıldı. Hem de benim ve babamın zerre günahımız olmamasına rağmen. İşte Türkiye’nin mağdur yaratma konusundaki becerisi.
Benim babam suçsuz yere yatıyor. Bunu sadece davayı takip ettiğim, davadaki hukuksuzlukları bildiğim için söylemiyorum. Ben bu 364 tane adamla üç yıldır gece gündüz beraberim. Yüzlerce kez kendi aralarında konuşmalarına şahit oldum. Tüm objektifliğimle dinledim. Kulağımı kabartıp bir açık aradım. Hepsi üç yıldır aynı şeyi söylüyor: “Balyoz bir yalandır ve biz bunun kurbanları seçildik.” Çoğu birbirini tanımayan 364 kişiye üç yıl boyunca aynı yalanı isteseniz de söyletemezsiniz. Beceremezsiniz.
Bugünkü askerler Türkiye’nin yeni zencileridir. Askerî vesayetin kaldırılması için (amaç doğru) aleyhlerine komplolar kurulmuş, sahte belgelerle tutuklanmış, düzmece davalarla kovuşturulmuş ve 18 yıl gibi cezalara mahkûm edilmişlerdir (yol kirli ve yanlış). Askerî vesayetin kaldırılması uğruna adaletin bu şekilde ayaklar altına alınması hepimizin ortak olduğu bir suçtur. Çünkü o düzmece davaların kararlarının tepesinde “Türk Milleti adına” yazar. Yani hepimiz verdik o kararları. Hiçbirimizin sorumluluktan kaçma gibi bir lüksü yok.
Taraf yazarlarının adaletin bu şekilde ayaklar altına alınmasında büyük payları olduğunu söylemeye gerek yok. Şüphesiz yıllarını sol görüşe vermiş demokrat gazeteciler olarak nasıl olup da adaletsizlikle suçlanabildiklerini anlamayacaklardır. Aynen demokratlık konusunda hepsini cebinden çıkaracağını düşündüğüm babamın şimdi darbecilikle suçlanmasını anlamaması gibi. Neyse, dünyada haksızlık yapılan ne ilk insan biziz, ne de son insan olacağız. Bu da bizim tesellimiz oluversin.
Şimdi Alper Görmüş’e gelelim:
Evvela suç içeren belgelerin imzalanmamasının TSK’da teamül olduğu şeklindeki iddia pek tutarlı gözükmüyor. Eğer böyle bir teamül olsaydı 12 Eylül’ün planı olan Bayrak Harekât planında da imza olmazdı.
Ayrıca A. Görmüş’ün kurguladığı “model”e göre belgelerin imzasız olması ve zaman çelişkileri içermesi askerlerin bilerek yaptığı bir gizlemeyse, o zaman neden plan semineri ses kaydına alınmış? Bu gizleme yapıldığı şeklindeki iddiayı çürütmez mi?
Her tarafı şüphe dolu bu davada matematik bir kesinlikle ispatlanabilen ilk gerçek şu: Meşhur 11 no’lu CD (i) tek oturumda yazıldığına ve içine bir şey ilave edilmediğine (bunu TÜBİTAK raporu söylüyor): (ii) içinde 2009 senesinde kurulmuş bir şirketin ismi geçtiğine göre en erken 2009’da üretilmiş olabilir. Tüm “model”lerde akıl yürütme bu gerçekle başlamak zorunda! Görmüş de bunu yadsıyamaz. O halde 2009’da bu CD’yi kim üretti? Bu niye şimdiye kadar araştırılmadı? Gerçekten gerçekleri arayan gazetecilerin bu soruları sorması gerekmez mi?
A. Görmüş’ün meşhur güncelleme teorisi ise hâlâ şu gibi soruları cevaplayamıyor: Bir belge güncellenmişse niye üstveri bilgilerinde bunu gösteren dijital izler yok? Bir belge güncellenmişse niye o belgedeki eski veriler oldukları gibi kalmış? 2009’da artık olmayan dernek, vakıf, öğrenci, vs. niye hâlâ güya güncellenen belgede? Niye asıl güncellenmesi gereken görevlendirme listeleri 2003’teki subayları gösteriyor? Niye artık lağvedilmiş olan 15. K.Ordu gibi birlikler listelerde duruyor? Niye belgenin son kaydedeni o tarihte görevli subay olarak gözüküyor? Sorular çoğaltılabilir. Her şeyin ötesinde bu soyut güncelleme teorisinin ispatı nerde? İspat olmadan mı insanlara 18 yıl ceza vereceğiz?
11 no’lu CD’nin aynısı olan 1 no’lu CD’nin Gölcük’ten çıkmasına gelelim. Öncelikle orta boy bir ilçe büyüklüğünde olan Gölcük Donanması’nın herhangi bir binasının herhangi bir odasının herhangi bir çekmecesinden kötü niyetli kişilerce rahatlıkla bir CD çıkartılabileceği şeklindeki “model”in gayet olası olduğunu kabul etmeliyiz. Ayrıca üretilen yanlış imajın aksi olan hakikat, Gölcük’teki aramanın yapıldığı yerin son derece korunaksız olduğudur. Benim burada asıl kafama takılan husus ise dijitallerin içeriklerinin es geçilerek nerede bulunduğundan hareket edilmesi. Dikkat edilirse Scorsese’ye taş çıkaracak “model”lerle (son yazıdaki gerçekten akla ziyandır) açıklanmaya çabalanan aynı tarih, zaman çelişkilerinin yarattığı şüphe Gölcük dijitallerinde de fazlasıyla mevcut.
TSK’nın komuta kademesinde 2003-2004 yıllarında AKP iktidarı üzerinden dönen bir çekişme olduğu bugün genelgeçer olarak kabul ediliyor. A. Görmüş’ün Balyoz’un dijital olmayan delilleri diye lanse etmeye çalıştığı şeyler ise bu çekişmeye işaret etmekten öteye gidemiyor. Görmüş bunların Ç. Doğan ile ilgili olanlarının Balyoz’un delili olduğu yanılgısına düşmüş durumda. Yazdıklarını tekrar okursa bunların komuta kademesinin kendi arasındaki şahsi münasebetlerden ibaret olduğunu ve 325 kişiye ceza verilen Balyoz davasının ispatı olamayacağını görecektir.
Bunlar arasında Balyoz davası ile ilgili sayılabilecek tek şey Balbay’ın günlüğündeki MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’un (Balbay bunu reddetmektedir ve Atasagun da mahkemece dinlenmemiştir) “1. Ordu ihtilale hazır” şeklindeki beyanıdır. Fakat her ne hikmetse aynı MİT 02.04.2010 tarihli resmî yazısı ile Balyoz diye bir şeyden habersiz olduğunu mahkemeye bildirmiştir.
Aytaç Yalman’ın bir darbe önleyip önlemediği veya hangi darbeyi önlediği konusu hepimiz için bir muammadır çünkü anlaşılamaz bir şekilde tanıklığına başvurulmadı. Ayrıca şimdi Balyoz’u önledi diye lanse edilen A. Yalman’ın 28.04.2011 tarihli Hürriyet gazetesine verdiği beyanda “Dava konusu ile ilgili bilgi ve belgeye sahip olmadığımı özellikle belirtmek isterim. Adaletin tecelli edeceğine olan inancımı belirtirken, suçsuz olduklarına inandığım arkadaşlarımın özgürlüklerine kavuşacağına bütün kalbimle inanıyorum” demesi de ilginçtir.
Görmüş, son yazısında Ö. Örnek’in Balyoz’dan haksız yere hüküm giymiş olabileceğini söylemiştir. Bunu, çok detaylı günlüklerde Balyoz’a dair somut bir şey olmamasının Balyoz’u yanlışladığı gerçeği karşısında söylediğini değerlendiriyorum.
Son olarak A. Görmüş’ün dijitallerdeki çelişkileri açıklayabilmek için çeşitli modeller öngörmesinden bahsedeceğim. Haklıdır. Söylediklerinin hepsi teoride mümkün olan varsayımlardır. Fakat işin bir de adalet boyutunu unutmamalıyız. Biz, 21. yy’da “böyle de olmuş olabilir” şeklinde varsayımlarla insanlara (evet bu askerler nefes alıp veren insanlar) 18 yıl ceza mı vereceğiz! Kimsenin (hele çorbada bolca tuzu olanların) ben bunu bilmem mahkeme bilir demeye hakkı yoktur. Yanlışa yanlış demek kendini demokrat sayanların boynunun borcudur.
Dolayısıyla ben muhtemelen kendilerine adil ve demokrat diyen Taraf yazarlarından şunu beklerdim: Tabii ki ellerine gelen belgeyi haber yapacaklar. Buna bir itirazım yok. Ama bu belgenin sahte olduğuna dair savunmaları da aynı objektiflikle haber yapmalıydılar! “Ey Mahkeme; Niye A. Yalman’ı, H. Özkök’ü dinlemiyorsun; niye dijitallerdeki şüpheleri bilirkişi ile gidermiyorsun” diye de haber yapmalıydılar. Eğer bunları yapsalardı kendilerine söyleyecek tek bir sözümüz olamazdı ama onlar fanatizmi seçtiler ve maalesef suçsuz insanların yıllarca hapis yatmasına vesile oldular. Galiba ömürlerinin sonuna kadar onları kovalayacak şey de bu.
Son olarak birilerinin çıkıp delikanlıca “siz Balyoz’dan değil askerî vesayet kalkacak diye yatıyorsunuz” demesini bekliyorum. Eğer öyleyse sorun yok. Babama 18 yıl verdiniz bana da bir 18 verebilirsiniz. Seve seve yatarız.
Tekrar Alper Görmüş’e teşekkür ediyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025