Alper GÖRMÜŞ
Mısır’da diktatörlüğe karşı geliştirilen özgün direniş pratiğinin, hak mücadelesi içinde bulunan bütün halklara, bu arada Türkiye Kürtlerine de ilham kaynağı olmasının kaçınılmazlığı üzerinde duruyordum...
Bu kaçınılmazlığı algılamayan, ya da belki “eşeğin aklına karpuz kabuğu getirmeyelim” uyanıklığıyla algılamamış gibi davranan medyanın, Güneydoğu’da başlayan “sivil itaatsizlik” karşısında nasıl şaşırdığını, nasıl paralize olduğunu geçen yazıda (8 nisan) ele almıştım.
Bugün ise, sivil itaatsizliğin hükümeti, devleti ve muhafazakâr basını paralize etmesi üzerinde duracağım. Bu kesimlerin, sivil itaatsizlik eylemlerine PKK’nın şiddet eylemlerinden bile daha büyük tepki göstermiş olması, üzerinde dikkatle durulması gereken bir nokta olarak çıkıyor karşımıza...
Madalyonun öbür tarafında ise, sivil itaatsizliğin, birinci günde Ahmet Türk’ün dillendirdiği çerçevenin dışına taşma temayülü göstermesi var. Türk, “Panzerler bizi ezseler dahi hiçbir eyleme karşılık vermeyeceğiz” demişti ama, işler tam öyle gitmedi. O kadar ki, geçtiğimiz hafta Abdullah Öcalan devreye girmek ve “Taşa sopaya gerek yok” demek zorunda kaldı.
Yani, siyasi mücadeleyi “şiddetsiz” götürme konusu, “yüz yıllık şiddet”in coğrafyasında o kadar da kolay bir şey değil. Sivil itaatsizlik, Ahmet Türk’ün başta çizdiği çerçevede kalsa, hükümet ve devlet asıl o zaman ne yapacaklarını şaşıracaklardı ama, olmuyor işte.
Bu “olmama” halinde, devletin, nasıl mücadele edeceğini bilmediği pasif direnişi çığırından çıkartıp, nasıl mücadele edeceğini çok iyi bildiği aktif saldırı haline getirebilmek için giriştiği kışkırtıcılığın da rolü var.
Demek ki hadisenin gerçek bir tablosuna ulaşabilmek için hem asıl özne olan Kürtlere ve onun politik temsilcilerine hem de kendisine karşı “itaatsizliğe” girişilen devlete ve hükümete bakmak gerekir.
Hükümet, muhafazakâr medya ve Mısır
Abdullah Öcalan Kürtlere “Mısır”ı ilk olarak 4 şubatta hatırlattı: “Diyarbakır’da halk, Mısır’daki gibi günlerce sokaklardan ayrılmazsa, taleplerini dile getirirse, işte o zaman barış gelir, bakın bakalım o zaman AKP kalır mı kalmaz mı, işte o zaman Erdoğan’ın kendisi bu sorunun çözümünü talep edecektir.”
Bu çıkış hükümet, devlet ve muhafazakâr medya çevrelerinde önce duymazlıktan gelindi... Sivil itaatsizlik fiilen başladığında ise işaret fişeğini Öcalan’ın attığı keşfediliverdi ve eylemler o hat üzerinden itibarsızlaştırılmaya çalışıldı.
Başbakan Erdoğan da “Bu sivil itaatsizlik değil, sivil iradesizliktir” sözleriyle, işin kaynağını fâş etmek istemişti. Fakat sorun şuradaydı ki, sivil itaatsizliğe katılan Kürtler, bunu kendi iradeleriyle değil de Öcalan’ın iradesiyle yapmış olmaktan yüksünecek insanlar değildi. “Öcalan’ın iradesi irademizdir” diyen ve bu beyanı imzalayan milyonlarca Kürt olduğunu hepimiz biliyoruz.
Öte yandan: Başbakan ve hükümet, bu eylemlerin Mısır’daki gibi, yani halkın bütün partileri, bütün örgütleri by-pass ederek giriştiği hakiki bir sivil itaatsizlik, hakiki bir şiddetsizlik biçimine bürünmesini tercih eder miydi, bundan hiç emin değilim. (Neden böyle düşündüğümü, Neşe Düzel’in Murat Paker’le yaptığı söyleşiye göndermelerle yazının sonunda izah etmeye çalışacağım.)
Yine hiç emin olmadığım başka bir hususu da Başbakan Erdoğan’ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan dile getirdi.
Akdoğan, Star gazetesinin Açık Görüş eki için kaleme aldığı “‘Zor’la sivil itaatsizlik!” başlıklı makalede, Kürtlerin, kavramı geliştiren kişi olarak kabul edilen Henry David Thoreau’nun tanımladığı ve Hindistan’da Mahatma Gandhi’ninki türünden bir sivil itaatsizlik uygulamaları durumunda, buna hiçbir itirazlarının olmayacağını yazdı.
Dediğim gibi, bundan da hiç emin değilim.
Akdoğan’ın makalesinden küçük alıntılarla, tam olarak neye itirazlarının olmayacağına daha yakından bakalım...
Önce Thoreau’nun tanımı... Akdoğan şöyle aktarıyor: “Yönetim siyasetinin ya da yasaların değişmesini isteyen, aleni, şiddetsiz, vicdani, fakat aynı zamanda siyasi olan, yasa dışı bir eylem...”
Gandhi tarzından anlaşılan da şu: “Gandhi devrimciydi ama yıkıcı değildi, pasif direnişçiydi ama teslimiyetçi değildi, tam aksine mücadeleciydi. (...) Gandhi, silaha, şiddete, kaba kuvvete, çatışmaya karşıydı, ama en sessiz başkaldırıyı ortaya koydu. Onun eylemleri gerçekten sivildi. Ne emir komuta zincirine tabiydi, ne de örgütlü bir güce ve çatışmacı bir kuvvete dayanıyordu.”
Bence haklı eleştiriler bunlar. İlaveten, şimdi tanık olduğumuz Kürt sivil itaatsizliğinin neden Gandhivari bir sivil itaatsizlik olamayacağını da gösteriyor. Fakat öyle olmasaydı; BDP hem Öcalan’dan hem de PKK’dan bağımsız şekilde, hatta onların hilafına bu girişimde bulunsaydı dahi benzer bir rahatsızlık duyulmayacak mıydı? Bence duyulacaktı, hem de fazlasıyla...
Ayrıca, bu türden eleştiriler, Öcalan’ın bundan sonraki mücadeleyi “silahlı örgüt” üzerinden değil de “sivil itaatsizlik” üzerinden götürmeye yönelme ihtimalini güçlü bir şekilde hesaba katmadığı için kendi açısından riskler de taşıyor... Bir süre sonra, PKK’nın bütün silahlı güçlerini Türkiye sınırları dışına çıkardığını, ardından da “üzerlerine panzer gelse de” yerlerinden kımıldamayacak sıradan Kürtlerin bütün Kürt illerinin sokaklarında piknik yaptığını düşünün... Taleplerini biliyoruz; dünya kamuoyunun bu taleplerle oturup sonuç bekleyen insanların zorla dağıtılması karşısında göstereceği tepki karşısında hükümet ne yapabilir?
Son günlerde muhafazakâr basında uç veren, “Peh! Mısır’mış! Yahu, Mısırlılar Türkiye olmak için ayağa kalktı” türünden iç rahatlatma girişimleri de geçersiz... Bu bakış açısı, Kürtlerin büyük (ve en etkili) bölümünün algısından ve hissiyatından zerrece habersiz bir bakış açısı... Bu bakış açısı, beğenin beğenmeyin, geçenlerde BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın formüle ettiği gibidir: “Bizim Mübarek’imiz, Kaddafi’miz Başbakan Erdoğan’dır...”
Sivil itaatsizlik “Gandhivari” bir açılım gösterirse...
Gandhi örneği eşsiz bir örnek ve tekrarını beklemek, bugünün dünyasında pek mantıklı görünmüyor. Belki ancak dünyanın herhangi bir yerindeki bir sivil itaatsizliğin ona yaklaşmasından söz edilebilir.
Hükümetten ve açık destekçilerinden gelen tepkilerin kabuğunu soyup içine baktığımda, benim çıkardığım sonuç şu: Zor ve uzak bir ihtimal ama sivil itaatsizlik “Gandhivari” bir açılım gösterirse, hükümetin bundan mutlu olmaması ciddi bir ihtimaldir.
Yabana atılmaması gereken bu ihtimali doğuran şey, Türkiye’de siyasi otoritenin şiddet içermeyen mücadele yöntemleriyle başa çıkma hususundaki “yeteneksizliği...” Neşe Düzel’in, Dr. Murat Paker’le yaptığı söyleşide (Taraf, 4 nisan) sorduğu soruya Paker’in verdiği cevapta olduğu gibi:
“– Bizim devlet, şiddete başvuran muhalefeti mi tercih ediyor?
“– Tabii, uzun vadede bu tür muhalefet geleneksel devlet siyasetinin işine geliyor. Egemen Türk resmî politikası yakın zamana kadar şiddet yöntemleri kullanan Kürt muhalefetinin sıfıra inmesini hiçbir zaman istemedi. Siyasi alanı çok daraltarak, onu, şiddet yöntemleri kullanmaya itti. Çünkü ülkede silahlı bir muhalefet olduğunda, egemen devlet anlayışı, Ergenekonvari zihniyetini, yapılanmalarını ve eylemlerini sürdürmek için gereken meşru zemini buluyordu. İktidarını şiddet üreterek pekiştiriyordu.”
***
TkMM’nin adaylardan 10 isteği
Türkiye küçük Millet Meclisleri (TkMM) her ilde partilerin milletvekilleriyle illerin sivil toplum örgütlerini ve kanaat önderlerini karşı karşıya getirmeyi amaçlayan bir oluşum olarak doğdu. Şahane bir fikirdi, üstelik Şanar Yurdatapan gibi bir yürütücüsü vardı ama vekillerin “işlerinin çokluğu” (!) nedeniyle işler beklendiği gibi gitmedi, her ilde her ay yapılan toplantılarda vekillerin yerleri çoğunlukla boş kaldı.
Şimdi, seçimler yaklaşırken TkMM yeni bir atağa kalktı. Buna göre her ilin TkMM’leri genel ve yerel taleplerden oluşacak 10 maddelik bir paket hazırlayıp milletvekili adaylarına sunacaklar; onların da taleplere not düşme hakları var tabii.
Bu iş “seçim fuarları” marifetiyle yapılacak. Yani, mayıs ve haziran aylarının ilk haftasında yapılacak toplantılara bütün partilerin milletvekilleri davet edilecek ve talepler, tabir caizse yüzlerine okunacak. Ardından da seçilmiş adaylar üzerinden takip süreci başlayacak.
Bence müstakbel milletvekilleri mayıs ve haziran toplantılarına epeyce ilgi gösterecekler. Çünkü eski toplantılarda zaten milletvekili seçilmiş şahsiyetler davet ediliyordu, şimdi ise vekillik aslanın ağzında!
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Sırada Türkiye mi var?
19.06.2025 - ‘Siyasi çözüm’ Gülen cemaatinin tabanındaki ‘aidiyet suçluları’nın psikolojik travmalarına merhem olabilir mi?
17.06.2025 - “DEM, demokrasiye ihanet ediyor” korosuna karşı cesur, âdil, ahlaklı bir cevap; Özgür Özel’den…
8.06.2025 - Demokratikleşme olmadan barış mümkündür fakat bunu durmaksızın tekrar etmekte bir problem var
1.06.2025 - Vicdan duygusunun sızamadığı bir sevme biçimi olarak ultra milliyetçilik
11.05.2025 - Kürt sorunu, PKK sorunu, PKK’lılar sorunu
8.05.2025 - İrfanından nasiplenebilecek miyiz?
4.05.2025 - “Medyanın yüzde 70’inin genel yayın yönetmeni olarak devlet ve iktidar” bahsi
29.04.2025 - Müsâdeme-i efkârdan müsâdemenin doğduğu dünyanın dışından yazılmış bir kitap okudum
25.04.2025 - Sırrı Süreyya Önder: Bir önyargı parçalayıcısı…
21.04.2025
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
mustafa düger
ahmet abi orhan miroğlu mehmet metiner gibi milletvekili olmadan tarafı karalamaya devam edebilir,dikkat edin,allah onu ıslah etsin,bunlar oldukça dürüst ve namuslu insanlar daha çok ihanet görür
sakine
A.Altanı haklı buluyorum.O.Miroğlu kendini ne sanıyor,geldiği yere küfrederek bir yere varamaz olsa olsa M.Metiner olur.Ondan da çok var.A.Altanın değiştiğine inanmıyorum herkes gibi oda AKP nin kürt meselesini çözeceğine inananlardandı ve de destekledi ama hepimiz gibi o da hayal kırıklığına uğradı.Altan kardeşler tam demokratlar ve bu ülke de demokrasinin yerleşmesi için mücadele ediyorlar.Yoksa öyle bir dertleri olmasa havadan sudan yazarak da para kazanırlardır.
Arslan Yilmaz
Sayin Ahmet Bey, Evet Basbakan degisti, hem de cok degisti ama siz de cok degistiniz. Lütfen elestrileri (aynaya bakarak) biraz ciddiye alin. Yoksa ,-özellikle baslangicta - objektifligin sembolü olan ve bu nedenle severek okudugum gazeteniz de degisecek.Saygilarimla A. Yilmaz
miroglu nun altan a kendi agzından cevabı
miroglu nun altan a cevabı ve olayın detayları için bakınız: http://www.habervaktim.com/haber/mirogludan-bomba-aciklamalar--261839.html
Ad Soyad Giriniz...
Miroğlunun son analizinde ortaya koyduğu gibi, tarafın pkknın psikolojik harbine uygun bir konumlanmayla tarafını belirlemesi, miroğlu ile yollarının ayırmasına sebep verdi..
Ad Soyad Giriniz...
bu açıklamada altan için söylenecek söz kurulacak cümle çok ama sadece şu yazacağım yeterli diye düşünüyorum Haklı olma ihtiyacı sıradan insanlara özgüdür...Albert Camus sen sıradansın ahmet.....
altan vs miroglu-1
altan ın, kurtçuluk teması etrafında açtığı tezgah ve pazarlama kampanyasının inanılılırlık imajı ve amaçları, sırf yaşadığı ve ödedikleriyle ve sorunu her hucresine kadar duyan bir kredibilite dağı miroglu nun kimliği ve tutumunun da etkisiyle, hak mucadesine destek olmayıp turkiyede etnik kışkırtıcılık temelinde yürütülen daha geniş çok yonlu ve cok ayaklı operasyonel işbirliğinin bir ayağı olma yüzünü/misyonunu açıga vurduğu aşamada, miroglu nun taraftan postalanması aciliyet kazanmıştı.
altan vs miroglu-3
ayrılma konusu, altan ın sonradan dünyevi yararlılık ve kazanım gudusu etrafında donen kurtculugunun, kurt sorunun her şeyi ile dunya gelmiş bedel odemiş miroglunun tutumu karşısında, etnik kışkırtma ve sosyal -politik manipulasyon yonunun açığa vurması olup, bu durumda yan yana aynı gazete kolonlarında bir arada gitmezliğinin çelişki ve kopuşu, butun anti sansür söylemine karşın, taraf patronu altan ın sindiremeyeceği ve basiretli girişimci olarak riskini gozgore gore alamayacağı bir durum
altan vs miroglu-2
altan ın yazısının miroglu ya yanıt kısmı, 1,5 aydır miroglu nun yazılarına ilişkin ön alıntıyı gazetenin 1. sayfasına koymayıp altan ın ayrımcı uygulama yaptığına ve bunun ne denli saygısızlık oldugunu pas geciyor, ve olay tek seanslık bir durum olarak yansıtılıyor. taraf okurları bu açıdan altan ın ne denli durust bir acıklama yaptığını gazete nushalarına bakıp anlayabilecek durumdalar.
GAZETECİLER
Olmadı be Miroğlu, hiç yakışmadı… Biliyoruz ama bildiğimiz halde yazmadık… Aylar önce anlaştın Mustafa Karaalioğlu ile… Hakkındır… Ve ananın ak sütü gibi helâldir… Taraf’ta üç otuz paraya yazmaktansa STAR’da bol sıfırlı maaşa yazmak en tabii hakkındır… Ama be Miroğlu; Yakışmadı… Ayıp ettin… Hiiiç kıvırmayacak, “ben STAR’da yazacağım için ayrılıyorum” diyecektin… Ama… En zor zamanlarında sana arka çıkan, PKK’ya karşı seni kahramanca savunan Ahmet Altan ve Taraf’a “bok” atmayacaktın… İşte bu ayıbın yüzünden kaybettin…
metin k
"Çok namuslu olduğumuzdan değil, .. eğlenceli, ..daha tatminkâr hiç bir şey bulmadığımızdan." bu ifade hiç de alçakgünüllük sayılmasın, gerçeğin ancak bir kısmı. aslında bu tarzı tutturmanın eğlenceli ve tatminkarlığının yanına karlılığını da saymak eksik kalan yanı kısmen tamamlardı. kürtçülük etrafında yürütülen inşa süreci, aktif ve dinamik bir piyasa segmentin de ortaya çıkarıyor ve bu segmenti hedefleyecek kan kokusunu alma hissi altan gibi kopekbalığı duyarlılığına sahip romancıda gani var
altan vs miroglu
altan, kurtçuluk teması etrafında açtığı tezgah ve pazarlama kampanyasının, sırf yaşadığı ve ödedikleriyle ve sorunu her hucresine kadar duyan bir kredibilite dağı olaraki duran miroglu nun, bu kampanyanın kışkırtıcılığını, ve hak mucadesinin otesinde operasyonel işbirliği tarafını açıga vurduğu yerde birliktelik gidemezdi..taraf ın altan yuzu, boylece bir kadre kararmış oldu.
kaya
Ahmet Altana sonuna kadar güveniyoruz Allah ondan razı olsun
Kudisi
Zamanında günde 2 Taraf Gazetesi almış insan olarak soruyorum Altan Bey.Sana AKP yalakalığı yap diyen olmadı.Aynen eski duruşun ne ise devam edebilirdin.Ama ne olduda tam 180 derece dönüş yaparak tam "SÖZCÜ" gibi Tayyibe vuruyorsun.Eğer mertliğin kaldı ise bunu açıkla,bizde sana destek olalım
Hasan
Galiba AKP, Miroglunu bir dahaki secimler için Mehmet Metiner yerine hazırlıyor. Özellikle, Metiner kendini ve sayın Erdoğanı rezil ettikten sonra vitrine yeni bir Kürt lazım.
Ahmet
Miroğlunu Miroğlu yapan Taraftı.Kendine zarar verdi bu şişen egonun sergilettiği davranışı ile.
İbrahim Çallı
Ne olduğu çok basit, paşasının medya ayarından sonra bu "köftehor" m.vekili olmak için taraf, pkk, kürt, sol, bla bla ne varsa eleştirmeye başladı, malum gazeteniz maaş veriyor, ama devlet bu şahsa ömür boyu maaş verecek. aslında cevap vermenize bile değmez, metiner ile burkayı harmanla, üstüne de biraz eronat serpiştir alacağın malzeme bu şahıs olur, ismini telaffuz etmek istemiyorum çünkü onurlu amcası aklıma geliyor.
liberalizm
ahmet altana inancım tam... Bu güne kadar ne yazılar yayınlandı bu mu yayınlanmayacak...
Hakki Sayin
cok guzel bir yazi ahmet bey...orhan miroglu neden bunu yapti ki, onun adina da uzuldum gercekten.
Fikri Karakuş
Maalesef öyle Türkiye karanlığa doğru yol aldı ileriyi görmek zor ve kabuletmekte çok zor olacak. Kısaca Türkiyenin hangi badirelelrle buralara gekdiği ve gideceği ortamla ilgili bana göre düşündürücü olan bir kaç sosyal durumu paylaşmak istiyorum:Cumhuriyet kurulurken atılan (yanlış) adım ki bu laisizm en önemli faktörlerden birisi daha sonra Feodalist alt yapıya:Ağalık,Aşiret ve toprak refirmunun yapılmaması,ve Demokrasini bilinçli bir şekilde ertelenmesi keyfiyetinin sonucu bu gündür!