Alper GÖRMÜŞ
Ümit Fırat, “Kürtlerin bu memlekette bakan, başbakan, cumhurbaşkanı olabildikleri; durum böyleyken hâlâ ayrımcılıktan söz etmelerinin anlaşılmazlığı” üzerine yürütülen mugalâtaya yıllar önce şu şahane cevabı vermişti:
“Doğru, Kürtler bu memlekette cumhurbaşkanı olabilirler ama Kürt olamazlar!”
Şerafettin Elçi bu memleketin ilk “hem Kürt hem bakan”ı olmaya kalktı, fakat olamadı; sırf buna yeltendiği için cezaevini boyladı.
Şerafettin Elçi en çok bu yanıyla bilindi, bir de dillere destan zarafetiyle...
2011 seçimlerinden önce Aktüel’de ona dair bir portre yazmıştım. Vefatı vesilesiyle, o portrenin kısaltılmış versiyonunu Taraf okurlarının dikkatine sunuyorum.
Barış ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) 12 Haziran seçimlerinde destekleyeceği bağımsız adaylardan biri olan Şerafettin Elçi, 1970’lerin sonunda Ecevit hükümetinin Bayındırlık bakanıydı... “Bakan, başbakan yahut cumhurbaşkanı” iken bir de “Kürt olmaya” kalkan bir Kürdün başına neler geleceğini en iyi onun hikâyesinden öğrenebiliriz:
“1970’lerin sonunda daha PKK yok, Kürt milliyetçiliği dalgası henüz başlamamışken, bir bakan olarak makamında Kürtçe konuşmuş olması Türk siyasetini uzunca bir süre kilitlemişti. Ecevit hükümetinde Bayındırlık bakanıyken 1979’da ‘Ben Kürdüm; Türkiye’de Kürtler var’ sözü ise, o dönem yeri göğü inletti. 12 Eylül darbesinden sonra bakanlık koltuğundan alınarak apar topar cezaevine götürüldü. 27 ay ‘bölücülükten’ yattı.” (Aslı Aydıntaşbaş, Milliyet, 14 Nisan 2011.)
Şerafettin Elçi, yalnız devletten değil, PKK’dan ve ona yakın legal partilerden de dertli bir siyasetçi olageldi: Devlet karşısında “Kürtlüğü” sorun teşkil ederken, PKK karşısında “dindarlığı” sorun teşkil ediyordu, bir de tavizsiz şiddet karşıtlığı...
Dindarlığı aileden geliyordu... Baskıya karşı direnmeyi, fakat direnirken asla şiddete başvurmamayı ise ortaokul çağlarında okuduğu bir kitaptan öğrenmişti:
“Ortaokul’da okurken müdürüm bana Finlandiya’nın kurtuluşunu anlatan ‘Beyaz Zambaklar Ülkesinde’ adlı kitabı tavsiye edip verdi. Kitabı okuduktan sonra çok etkilendim. İlk defa Finlandiya’nın İsveç’in sömürgesi olduğunu öğreniyorum. Romanın kahramanı bir öğretmen silaha başvurmadan halkı sivil olarak örgütleyerek, bilinçlendirerek önderlik yapıyor. Kitabı okuduğum dönem bilinçli biri değildim ama Kürt halkının içinde bulunduğu perişanlığı görüyordum. O günden sonra kitaptaki kahraman benim idolüm oldu ve bu halkı nasıl bilinçlendiririm, nasıl yardımcı olurum diye düşünmeye başladım. O anlayışla büyüdüm.”
Şerafettin Elçi’nin, yıllarca mücadele ettiği PKK çizgisinden bağımsız milletvekili adayı olması şaşırtıcı bulundu; bu davranışıyla, bugüne kadar kıskançlıkla koruduğu temel siyasi yaklaşımlarına ihanet ettiği ileri sürüldü.
Oysa o ne dindarlığından vazgeçmişti ne de şiddet karşıtlığından... Tam tersine, PKK çizgisi bir yandan dindarlığa yaklaşmış (daha doğrusu dindarlıkla uzlaşmak zorunda kalmış), bir yandan da silahlı dönemin kapanmakta olduğunu kabul etme noktasına gelmişti. Yani, adaylığın hangi siyasi koşullarda gerçekleştiğine bakmaksızın bir değerlendirmede bulunmak yanıltıcı olacaktır. Bana sorarsanız, bel kemiğini PKK’nın oluşturduğu siyasi çizgi bu adımları atmadan Elçi aday olsaydı, eleştiriler haklı olurdu. Şimdi ise değil.
Burada, portrenin “güncel” bölümünü kapatıyorum ve hayatı boyunca sadece inandığı değerler doğrultusunda hareket eden bu çileli siyasetçinin başına gelenler bölümüne geçiyorum...
Hayalden gerçeğe...
Şerafettin Elçi, ilk hapishane tecrübesini, “Beyaz Zambaklar Ülkesi” hayallerini belki de en yoğun biçimde kurduğu üniversite yıllarında yaşadı.
Elçi’yi Ankara Hukuk Fakültesi’ndeki dersliklerinden alıp İstanbul’daki Harbiye hücrelerine taşıyan süreçte ilk kıvılcımı, dönemin Akşam gazetesi, 15 Nisan 1959 tarihli manşetiyle çakmıştı: “102 üniversiteli, Kürtlük iddiasında bulundu...”
Mesele şuydu...
1959’da, aynı yıl sürgünden Irak’a dönen Molla Mustafa Barzani’nin peşmergeleri ile Irak askerî güçleri arasında şiddetli çatışmalar olmuş, bu arada iki Türkmen de ölmüştü.
Haberler Türkiye’ye ulaşınca, CHP Niğde Milletvekili, emekli asker Asım Eren hükümeti “aynı sayıda Kürdü öldürerek mukabelede bulunmaya” çağırdı.
İşte bunun üzerine 102 üniversite öğrencisi bu çağrıyı protesto etmek üzere bir metin kaleme aldılar. İmza yerinde “Türkiye Kürtleri” ibaresi vardı ki, Ankara’yı çılgına çeviren şey aslında buydu.
İkinci kriz beş ay sonra geldi: Musa Anter, Diyarbakır’daki İleri Yurt gazetesinde “Kımıl” adlı Kürtçe mizahî bir şiir yayımlamıştı. Cumhuriyet gazetesi bu “kriminal” gelişmeyi, “Doğu illerimizden birinin merkezinde çıkan bir gazetede anlaşılmaz sebeplerle Kürtçe bir şiir neşrediliyor”başlığıyla duyurdu.
Eh, bu kadarı da fazlaydı artık:
Elli kişilik bir liste hazırlandı, rastgele tutuklamalar başladı. O sırada henüz 20 yaşında olan Şerafettin Elçi de tutuklananlar arasındaydı. Dava, ilk tutuklamalardan ancak 14 ay sonra başlayabildi. Sanıkların tümü ilk duruşmada tahliye edildiler.
Elçi, Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra memleketi Cizre’de avukatlık yapmaya başladı. Fakat 12 Mart 1971 darbesinin ardından Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi üyeliği suçlamasıyla yargılandı, mahkûm oldu ve Diyarbakır Askerî Cezaevi’nde sekiz ay yattı.
Elçi’nin kaderi 12 Eylül’de de değişmedi. Bakanlığı dönemindeki “Kürtler var, ben de Kürdüm”sözleri ona 27 aylık bir fiili mahkûmiyet getirmişti.
Liberal-demokrat-barışçı
Şerafettin Elçi, Kürt meselesinin çözümünü federasyonda gören bir siyasetçi... Bu yanıyla, BDP çizgisinden ayrılsa da son günlerde verdiği söyleşilerde önemli olanın “kendi kendini yönetme”araçları olduğunu söyleyerek bunun çok da önemli olmadığını vurguluyor. Bence de öyle... Zaten Şerafettin Elçi’nin asıl önemi, içine girdiği siyasi harekete taşıyacağı muhakkak olan liberal-demokrat-barışçı çizgisinden geliyor.
Bitirirken, “ikbal için ilkelerini sattı” suçlamasının yersizliğine tekrar dönmek istiyorum... Elçi, 2007-2008’den itibaren verdiği söyleşilerde PKK çizgisinin şiddetten uzaklaşması durumunda onlarla ittifak yapılabileceğini, buna kapalı olmadığını sürekli olarak tekrarlıyor.
Bence, “Şerafettin Bey eli kanlı teröristlerin arasında ne arıyor” gibi ucuzluklardan kurtulup, onunla ittifaka razı olan bir hareketin değişme-dönüşme potansiyeli üzerine kafa yorsak hepimiz için daha hayırlı olur.
***
“Gayrı kardeşlik bir teranedir bu coğrafyada”
Mehmet Rumet Soylu, “Roboski” adlı şiirini bana da göndermiş. En çok şiirin son bölümündeki şu satırlar koydu bana:
“Ve, Kardeş Bellediklerimiz/ Keyif Çattılar Daha Kanımız Sımsıcak Yerdeyken/ Roboski; Sözün Bittiği, Yazının İşlemediği Coğrafya/ Gayrı Kardeşlik Bir Teranedir Bu Coğrafyada.”
Ümit Kıvanç’ın Roboski İçin Bir Film’indeki 31 Aralık 2011 gecesi Türkiye televizyonlarının hâli de benzer bir etki yaratmıştı üzerimde.
Bugün 28 aralık, üç gün sonra 31 aralık...
Bana öyle geliyor ki, yara soğudukça ve mesele siyasetten topluma kaydıkça, o gece “Kürtlerin kardeşleri”nin televizyondaki hâli, Başbakan’ın özür dilememesinden bile daha derin bir etki yapacak.
Yeri gelmişken...
Madem koca bir yıl geçti katliamın üzerinden, basındaki “yargı süreci devam ediyor, sabredelim”cilere soralım bakalım:
Birinci haftada da böyle diyordunuz... O zamanlar, “Peki, sonuç için ne kadar beklememiz makul olur” diye sorulsaydı, “bir yıl” diyebilir miydiniz?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025