Alper GÖRMÜŞ
İktidara geldiği andan itibaren AK Parti’nin etrafını kuşatan düşmanca atmosferin kronolojik dökümüne hasredilmiş bu dizinin altıncı bölümündeyiz, fakat görüyorsunuz, henüz 2003’ü bile bitiremedik. Bu dökümü, şu soruların cevabını aramaya girişenlere yardımcı olsun diye yapıyoruz: AK Parti iktidarı hangi koşullarda Gülen Cemaati’yle ittifak kurdu ya da buna mecbur kaldı? AK Parti, 2002’den itibaren düşmanca bir atmosferle karşılanmak yerine meşru bir iktidar olarak kabul edilseydi Cemaat’le bu kadar yakın bir ilişki içine girer miydi?
Yukarıda da dediğim gibi, altı bölümde hâlâ 2003’te olan bitenleri bitiremedik. Yani, sonraki yılları da hulâsa etmeye kalksak, bu dizi hiç bitmeyecek. O nedenle, amacın hâsıl olduğunu da düşünerek, diziyi burada bitirmeye karar verdim.
Okurlar, sonraki yılların da 2003 gibi geçtiğini bilsinler ve yukarıdaki sorulara, bu bilgiyle cevap versinler...
Dizinin bu son bölümünde 2003’ü bitirecek, böylece 2004’teki Sarıkız ve Ayışığı darbe planlarının hangi zemin üzerinde yükseldiğini anlatmaya çalışacağım.
İlk cumhuriyet bayramı: Alerji yükseliyor
Hükümetin henüz altı ayı bile dolmamıştı, fakat Cumhuriyet gazetesi yazarı, anayasa profesörü Mümtaz Soysal'a göre, memleket bitmek üzereydi. Soysal, 19 Mayıs'ta kaleme aldığı “Sekseninci Yıl” başlıklı yazıda, beş ay sonra (29 Ekim 2003) cumhuriyetin 80. yılının kutlanacağını hatırlatıyor, dehşet içinde “bunlarla mı kutlayacağız” sorusunu soruyor, asla kabul edilemeyecek bu durumun önüne geçebilmek için sadece beş ayın kaldığı uyarısında bulunuyor ve nihayet birilerini açıkça göreve çağırıyordu:
“(...) Parlak bir çıkışla kurulan bu Cumhuriyet acaba artık yıkılış ve çöküş dönemine mi girmiştir? Herhalde böyle bir izlenimi asıl güçlendiren etken, bu Ekimde sekseninci yaşına basacak bir Cumhuriyette kuruluş yıldönümü kutlamalarını düzenlemenin cumhuriyetçiliği konusunda derin kuşkular uyandırmış bir iktidar takımına düşecek olmasıdır. (...) Sekseninci yıla girişe şunun şurasında beş ay kaldı. Gelecek 29 Ekim'in çelişki dolu olacak ve sinsi bir cenaze namazına benzeyebilecek olan o görüntüsü yaşanmak istenmiyorsa, ne yapılacaksa o zamana kadar mutlaka yapılmalıdır.”
Mümtaz Soysal'ın hitap ettiği gizli özne hakkında fikir sahibi olabilmemiz için, bu satırların yazıldığı Mayıs 2003'ten bir yıl kadar sonrasına uzanmalıyız...
Soysal, 2004’ün ilk aylarında -yani, 2007'de Darbe Günlükleri'ye öğreneceğimiz gibi Türkiye’de 'Sarıkız' darbe girişiminin fırtına gibi estiği günlerde- Kıbrıs Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın danışmanı olarak New York’taki “Kıbrıs Toplumlararası Görüşmeler”e katılıyordu. Soysal'ın, onunla aynı otelde kalan iki Radikal yazarına (İsmet Berkan, Murat Yetkin) “Bekleyin, ordu bu gece muhtıra veriyor” dediğini biliyoruz; ikisi de defalarca yazdı bunu.
Soysal, o günlerde “zinde kuvvetler”e açık çağrıda bulunan tek yazar değildi. Ondan birkaç gün sonra, emekli general, dönemin etkili kalemi ve televizyon programcısı,Akşam gazetesi köşe yazarı Kemal Yavuz da dahil olacaktı o koroya:
"İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesi, TSK'nin, sadece dıştan gelen tehdit ve saldırılara karşı değil, aynı zamanda ve kimi zaman bundan da önemli olabilecek iç tehdit ve saldırılara karşı da Türkiye Cumhuriyeti'ni, Cumhuriyetin vazgeçilmez ilkelerini, özellikle Atatürk ilke ve inkılaplarını koruma ve kollama görevi ile görevli olduğunu açık ve net olarak belirtmiştir. (...) Hükümet, kendi ideolojisi doğrultusunda, bildiklerini yürütmektedir. Toplumdan ve TSK'den bir tepki ile karşılaştığında, geçici olarak duraklamakta ya da bir adım ileri atmakta veya atar görünmektedir. (...) TC Devleti düzeni içinde, TSK'nin yerini ve önemini küçültücü manevralar çevirmeye çalışmaktadır. Görülen o ki, halkımız onlara 'Bölük Dur!' deyinceye kadar da bu sakat yolda ilerlemeye devam edecekler."
AYM Başkanı hukukçu: “Ordu’nun müdahalesini desteklerim”
“İrticai iktidar”a karşı ordunun “uyarı” görevini yerine getirmesine dair seslerin en pervasızlarından biri, Anayasa Mahkemesi başkanlığı da yapmış bir hukukçudan, Yekta Güngör Özden'den gelecekti.
Cumhuriyetçi Demokrasi Partisi'nin (CDP) başkanlığını da yürüten Özden'e göre ordu, “devlet içindeki irtica” olan AK Parti'yi uyarmak zorundaydı (Akşam, 16 Haziran 2003):
“(...) AKP Hükümeti'ni sert bir dille eleştiren Özden, gelinen noktada TSK'nın müdahale hakkının doğduğunu ileri sürdü. Özden, 'ordunun hukuk kuralları içinde yapacağı bir müdahaleyi destekleyeceğini' bildirdi. Kendisinin de yazarı olduğu Türk Solu Gazetesi'nde yayınlanan 'Ordu Göreve' başlıklı yazıyı değerlendiren Özden, makaledeki görüşleri yadırgamadığını söyledi.”
Hangi HSYK’dan kaçarken Cemaat HSYK’sına tutuldular?
Bugünden bakıldığında, 2010’daki referandumla Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) yapısının değiştirilmesinin nasıl feci sonuçlar ürettiğini görebiliyoruz... Fakat o düzenlemenin hangi HSYK’dan kurtulmak için yapıldığını hesaba katmadan bütünlüklü bir değerlendirme yapamayız. 2003’ün ortalarından bir örnekle, o HSYK’nın nasıl bir HSYK olduğuna bakalım...
2003 yılının mayısında, HSYK’nın 1738 kişilik hâkim-savcı kararnamesini yayımlayacağı günlerde kuruldan gelen sesler çok ilginçti.
Cumhuriyet gazetesi, 30 Mayıs 2003 tarihinde HSYK Başkanvekili Fehmi Ulusoy'un sözlerini haberleştirdi. Ulusoy'un demecine hâkim olan üslup, o yıllarda kaleme alınan Darbe Günlükleri'nde dile getirilen “Biz yıpranıyoruz, biraz da yargı taşın altına elini koysun” çağrısına yargının olumlu bir cevap verdiğinin somut bir örneğini teşkil ediyordu.
Cumhuriyet'in “İrticai kadrolaşmaya geçit yok” ve “irticaya geçit yok” başlıklarıyla sunduğu haber, spotlarda şöyle özetlenmişti:
“Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekili Ulusoy 'Cumhuriyetin bekçisiyiz' dedi...”
“Bizim dediğimiz olur...”
'''Bakan da müsteşar da kurulda azınlıkta. Etkileri hemen hemen değil, hiç olmaz. Oylamaya katılacaklar, ancak ikisinin oyu yetmez. İkisi muhalif olabilir. İkiye karşı beş oyla bizim dediğimiz olur' diyen Fehmi Ulusoy, 'Vicdanen müsterih olunsun. İsimleri tek tek, inceden inceye irdeliyoruz' dedi.”
CHP içinden ‘Silahlı ve silahsız kuvvetler elele’ çağrısı
30 Ağustos’a doğru, AK Parti’yi bir şekilde “gönderme” heyecanı iyice yükselmişti.
29 Ağustos'ta CHP içinden, tıpkı 28 Şubat'ta olduğu gibi “silahsız kuvvetler”in de “silahlı kuvvetler”in yanında mücadeleye katılması gerektiği yönünde bir çağrı geldi... Çağrının sahibi, 2002 seçimlerinde büyük bir gürültüyle CHP'ye katılan ve milletvekili seçilen Yaşar Nuri Öztürk'tü... Öztürk, Star gazetesindeki köşesinden şöyle yazmıştı:
"Bu ülkenin en seçkin ve yürekli evlatlarından biri olan eski genelkurmay başkanımız Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, birkaç yıl önce sanki bugünler için konuşmuştu. Demişti ki: 'Sivil güçler ayağa kalkmalı ve bize destek vermeli... Masa tek bacakla ayakta durmaz...'
"Sivil toplum örgütleri dağ başının dumanla kaplandığını, Çetin Doğan Paşa'nın muhteşem tespitiyle 'Havanın kurşun kadar ağır' olduğunu artık fark etmeli. Ve yürüyelim diyerek yola çıkmalıdır."
Yazı, "Kuvay-ı Milliye ruhu"yla bir araya gelen solcu-ülkücü-Atatürkçü'lerin "büyük gösterisi"nden sadece bir gün önce kaleme alınmıştı...
Gösteri pek da parlak geçmemişti, katılım umulandan az olmuştu... Fakat “silahsız kuvvetler”e yönelik çağrılar o günden sonra daha da artacak, “memleketin satıldığına”, “irticanın gelmekte olduğuna” inananların ya da inanmış görünmekten yarar umanların sayısı her geçen yıl daha da büyüyecektir.
2007'deki cumhuriyet mitingleri, 2003'te başlatılan çağrıların ne kadar etkili olduğunu gösterecekti...
14 Ocak 2004: Askerler Başbakan’a 35. Maddeyi hatırlatıyor
Türkiye, AK Parti iktidarını devirmek için harekete geçen silahlı ve silahsız güçler ittifakının seyrini en iyi, 30 Ağustos’ta Deniz Kuvvetleri Komutanı olan Orgeneral Özden Örnek’in günlüklerinden öğrendi.
Bu diziyi, günlüklerin Ocak 2004 bölümünde yer alan, askerlerin, Başbakan Erdoğan’a İç Hizmet Kanunu’nun 35. Maddesini hatırlattığı notlarla bitirelim...
14 Ocak 2004’te Genelkurmay Başkanlığı’nda yapılan toplantıya Genelkurmay Başkanı, Genelkurmay İkinci Başkanı, dört kuvvet komutanı, Başbakan ve Milli Savunma Bakanı olmak üzere sekiz kişi katılmıştı. Espriyle karışık “TRT bildirisi” hazırlığını gerektirecek kadar ciddi bir toplantı olarak tasarlanan 14 Ocak toplantısının notlarını ilk okuduğumda, o günlerde Başbakan'ın yakınındaki siyasetçilere söylediği ve benim de bir gazeteci olarak kulağıma gelen “durum, bildiğiniz gibi değil; bilseniz ürkerdiniz” şeklindeki sözler gelmişti aklıma... Toplantıda, askerlerin “değiştim diyorsun ama bunu bize ispat etmelisin” havasında Başbakan'ı sigaya çekme çabasında oldukları açıkça belli oluyordu (“23 Ağustos 2001’de ifade ettiğiniz değişimin ne derece gerçeği yansıttığını değerlendirmek istiyoruz”). Ayrıca kendisine TSK İç Hizmet Kanunu'nun meşhur 35. maddesi dahi hatırlatılıyordu (“Bildiğiniz gibi TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. Maddesi, ‘Silahlı Kuvvetler’in vazifesi; Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti’ni kollamak ve korumaktır’ hükmünü amirdir”).
İşte 2003 ve 2004 Türkiye’si böyle bir Türkiye’ydi. Sonrası da aynen öyle devam etti ve AK Parti, o koşullarda Gülen Cemaati’yle ittifakını kurdu ve geliştirdi.
Bu diziyi, ilk yazının giriş cümleleriyle bitiriyorum:
“Bir siyasi iktidarın, sonunda darbeye kalkışacak bir cemaatle yıllar boyunca ittifak yapmasını, ‘aldatıldık’ diyerek izah etmesinde sayısız sorunun olduğu muhakkak. Fakat madalyonun öbür yüzü de var. İktidarın hangi denizde o yılana sarıldığına bakmazsak, tablo eksik kalır.”
Ben, bu diziyle tabloyu tamamlamaya çalıştım. Karar sizin...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025