Alper GÖRMÜŞ
Başbakan Binali Yıldırım’ın, Ergenekon ve Balyoz davalarıyla ilgili olarak ekim ayı içinde yaptığı iki önemli değerlendirme, tam anlamıyla bir sükût suikastine tâbi tutuldu. Yeni Şafak yazarı Mehmet Acet, 17 Ekim’de kaleme aldığı “Başbakan’ın o sözleri neden görmezden gelindi?” başlıklı yazı da bu sessizliğe dairdi.
Başbakan’ın değerlendirmeleri gibi, o değerlendirmeleri partinin içinden aldığı bilgilerle “açan” Mehmet Acet’in yazısı da çok önemliydi.
Bu yazıda, AK Parti kulislerine yakın bir gazeteci olan Acet’in makalesinin tümünü dikkatinize sunmak istiyorum. Böylelikle, hem Başbakan’ın değerlendirmelerini hatırlamış olacağız hem de bu sözlerin, partideki hangi eğilimin bir yansıması olduğuna dair bir fikrimiz olacak.
Uzun alıntının ardından, Başbakan’ın çıkışının önemine dair ben de birkaç şey söyleyeceğim. Bir sonraki yazıda ise (26 Ekim), eski Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın, Ergenekon ve Balyoz’u “kumpas” olarak nitelediği 2014’ten bugüne Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ile hükümete yakın medyanın bu teze nasıl sahip çıktığını ve bir süredir neden bu tezle araya mesafe konmaya başladığını ele alacağım.
Gelin önce Mehmet Acet’in önemli makalesine bakalım...
Bu arada, başlıktaki sitemin, kendi gazetesi de dahil hükümeti destekleyen medyaya da yönelik olduğunu unutmayın, çünkü onlar da ilgisiz kaldılar Başbakan’ın sözlerine... Belli ki bu çıkış oralarda da rahatsızlık yaratmıştı; neden öyle olduğu, çarşamba günkü yazının temalarından birini oluşturacak.
Mehmet Acet’in 17 Aralık tarihli makalesi
Başbakan Binali Yıldırım, Balyoz ve Ergenekon davaları ile ilgili Ekim başından bu yana dikkate değer iki konuşma yaptı.
Geçen hafta milletvekilleri ile yaptığı kapalı görüşmeden yansıyan sözleri şöyleydi: “Ergenekon ve Balyoz sapına kadar vardı ama FETÖ tarafından sulandırıldı.”
Kapalı bir toplantıda söylendiği halde bu sözlerin basına sızması üzerine bu davaların sanıkları, avukatları ve taraftarları Binali Bey'e hücum ettiler.
Demediklerini bırakmadılar.
Oysa Başbakan bu konulardaki görüşlerini, 2 Ekim'de AK Parti Gençlik Kolları'nın düzenlediği toplantıda, hem herkesin duyabileceği açıklıkta, hem de çok daha etraflı bir şekilde anlatmıştı.
Üzerinde durulmayı fazlasıyla hak ettiği halde o sözler, söylendiği tarihte ne yukarıda saydığımız kesimlerin ne de basın yayın kuruluşlarının dikkatini çekti.
Belki de Başbakan duymak istemedikleri şeyler söylediği için bu böyle oldu.
Ama o sözler son derece önemliydi ve günlerce tartışılmayı hak eder nitelikteydi.
Şöyle demişti Başbakan:
“Darbe teşebbüsü Erzincan'da başladı. O savcıyla başlayan bir süreçti. İşler sıkıntılı, yargıda bir reform paketi hazırladık ve HSYK'nın yapısını yeniden tanımlayan bir reformu halka götürdük ve halk kabul etti. Katarından kurtulalım derken, beterine rastladık. Bu sefer FETÖ'cüler çıktı.”
Başbakan’ın kast ettiği isim: İlhan Cihaner
Binali Yıldırım'ın Erzincanlı olduğunu biliyoruz.
Memleket gündemini yakından takip edenler açısından bu sözlerin ne anlama geldiği de aşikar.
Yıldırım, 'O savcı' derken şu an CHP'den milletvekili olan İlhan Cihaner'i kast ediyor.
Cihaner, Erzincan'da açtığı davalardan ötürü Ergenekon davasından yargılanmış bir isim.
Şimdi anlıyoruz ki Başbakan Yıldırım, Cihaner'in o dönem yürüttüğü soruşturmalarla AK Parti'yi hedef alan darbe teşebbüslerinin (yargı üzerinden) bir parçası olduğuna inanıyor.
Erzincanlı bir başbakanın böyle bir tespit yapması önemli.
Başbakan'ın yukarıda alıntıladığımız cümlelerin öncesinde söylediklerine bakarsak mesele daha bir anlaşılır hale geliyor.
Yıldırım, “Darbe teşebbüsü Erzincan'da başladı” demeden hemen önce şu sözleri sarf ediyor:
“Kapatma davasını atlattık, bu sefer yargının darbe girişimiyle karşı karşıya kaldık. Onunla mücadele ettik. Olmuyor, yargıda reform yaptık. Onu da referanduma götürdük.”
Her şey ortada.
Başbakan bu sözleriyle 14 Mart 2008'de AK Parti'ye karşı açılan kapatma davasını ve sonrasında gelişen hadiseleri sıralıyor.
Ha, o günleri çok yakından takip etmeyenler belki sürecin şu kısmını unutmuş olabilir.
12 Eylül 2010 referandumu, o dönemin HSYK'sının İlhan Cihaner'le ilgili sürece elindeki gücü kullanarak müdahil olması üzerine gelişmiş, HSYK'nın yapısını değiştiren anayasa değişiklik süreci AK Parti'nin iradesiyle öyle başlamıştı.
Zaten başbakan “Katarından kurtulalım derken, beterine rastladık. Bu defa FETÖ'cüler çıktı” derken bunu kast ediyor.
Gerçekten de öyle oldu.
Neden derseniz FETÖ'nün o dönemki niyeti memleketin demokrasisi ve hukuk devleti ilkesine katkı vermek değil, önceki sahiplerinden boşalan yerleri doldurmaktan ibaretti.
Bütün bu anlattıklarımız, bizi en başta aktardığımız cümleye götürüyor.
Başbakan'ın o cümlesine.
AK Partili milletvekilleri ile yaptığı kapalı toplantıda ne demişti Binali Bey?
“Ergenekon ve Balyoz sapına kadar vardı ama FETÖ tarafından sulandırıldı.”
15 Temmuz’u fırsata çevirmek isteyenlere dikkat!
Başbakan'ın bu sözü AK Partili vekillere hitaben söylemiş olmasının nedenlerini tahmin edebiliyoruz.
Birincisi; AK Parti çevrelerinde bu görüş, Başbakan'ın ifadesinde tam karşılığını bulduğu şekliyle, son dönemde yaygın bir şekilde dillendiriliyor.
AK Parti, kurulduğu tarihten itibaren birçok darbe girişimine maruz kaldığı halde, bu girişimlerin aktörlerinin kimler olduğu bilindiği halde, bu aktörlerin hiçbiri hiçbir şey yapmamış gibi toplumun huzuruna çıkınca, bu durum parti içinde ciddi bir rahatsızlık konusu oldu.
İkincisi; 15 Temmuz'un savuşturulmasında kayda değer bir katkıları olmadığı halde, 15 Temmuz'u asıl hangi kesimlerin savuşturduğu gayet açık bir şekilde bilindiği halde, aynı kesimlerin 15 Temmuz'u kendi kazanımları için bir fırsatçılığa dönüştürme çabaları.
27 Mayıs 1960, 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997, 27 Nisan e-muhtırası, 2008 AK Parti kapatma davası…
Tabi böyle bir durumda bu tarihleri hiç yaşanmamış saymamız ya da bir tür 'Toplumsal alzheimer hastalığına' yakalanmış olmamız gerekecek.
Darbeler tarihinin FETÖ ile başlayıp FETÖ ile bittiğini düşünmemiz gerekecek. Yine bu durumda, kendilerinin tertemiz bir sicile sahip olduklarını ve geçmişte yaşanan darbelerin ve girişimlerin hiçbirinde rollerinin bulunmadığına inanmaya başlamamız gerekecek.
... Çünkü ekilen rüzgâr fırtınaya dönüştü
Siyasetin, siyasetçileri pragmatik davranmaya zorlayan bir yapısının olduğu muhakkak... Fakat pragmatik davranıştan fayda üretmek de özel bir maharet gerektiriyor; denebilir ki bıçak sırtı bir pozisyon bu, tuş etmeye çalışırken tuş da olabilirsiniz.
17-25 Aralık’tan sonra, AK Parti ile Ergenekon-Balyoz süreçlerinde yargılananlar ve onların etrafındaki siyasi güçler arasındaki gerilimin azalacağı belliydi; çünkü her ikisinin de “baş düşman”ı Gülencilerdi.
Hükümet, bu sonucu temin için iki yoldan birini tercih edebilirdi...
Birinci yol: AK Parti, Gülencilerin sahte ve manipüle edilmiş delillerle davaları murdar ettiği için gerçek delillerin de hukuken sakatlandığını, bu nedenle davaların sürdürülemez olduğunu savunup bitmelerini sağlayabilirdi... Yani iktidar, Ergenekon ve Balyoz’un “kumpas” değil “sapına kadar gerçek” olduğunu, fakat Cemaat’in marifetleri nedeniyle davaları hukuken savunamadığını söyleyebilirdi.
İkinci yol: Tıpkı Ergenekon ve Balyoz sanıkları gibi davaların tümüyle kumpas, tümüyle senaryo, tümüyle sahte olduğunu savunabilirdi.
İktidar ve iktidarı destekleyen basın birinci yolu seçseydi, Ergenekoncular ve Balyozcular sütten çıkmış ak kaşık pozlarında ensemizde boza pişiremezdiler. Fakat öyle olmadı, iktidar ve iktidarı destekleyen basın ikinci yolu seçti ve ondan sonra olanlar oldu.
Ben, 20 Nisan 2014’te Al Jazeera Turk’te kaleme aldığım “Cemaat ile hesaplaşmada hükümet-Ergenekon işbirliği muhtemel” başlıklı yazıdan sonra sürekli olarak “ikinci yol”u seçen iktidarın başına gelecekleri yazmaktayım.
Çarşamba günü o yazılardan yola çıkarak, Ergenekon ve Balyoz için “kumpas”tan “sapına kadar gerçekti” noktasına nasıl gelindiğini bir kez daha özetleyeceğim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025