Amberin ZAMAN
Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Türk uyruklu nişanlısı Hatice Cengiz ile evlenmek için gereken evrakları edinmek üzere Levent’teki Suudi Arabistan konsolosluğuna gidip bir daha ortaya çıkmaması üzerinden altı gün geçti.
Kaşıkçı’dan haber alınmadan geçen her gün, gazetecinin öldürülmüş olması ihtimalini arttırıyor. Suudi veliaht prensi Muhammed bin Selman, namı diğer ‘MBS,’ “Saklayacak bir şeyimiz yok” diyerek başkonsolosluk binasının kapılarını Reuters haber ajansına açtırsa da, Türkiye’nin Kaşıkçı’nın binadan çıktığını belgeleyen kamera görüntüleri için sorduğu “Nerede?” sorusu hala yanıt bekliyor.
Sabah gazetesi, olay günü Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’dan iki uçağın birer saat aralıkla İstanbul Atatürk havalimanına indiğini yazdı. Uçaklarda toplam 13 kişi olduğu ve diplomatik pasaport taşıdıkları için çantalarının aranmadığı iddia ediliyor. Bu da “Kaşıkçı’nın cesedi parçalanıp paketler halinde götürüldü” şeklindeki korkunç iddiaların güçlenmesine neden oldu.
Her ne kadar krallığında kadınlara araba kullanma serbestisi gibi ‘müthiş reformlar’a imza atsa da, Trump yönetiminin sürekli gaz verdiği MBS’nin maskesi çabuk düştü. 33 yaşındaki prens geçtiğimiz yıl kendisine rakip gördüğü kraliyet ailesi fertlerini lüks bir otele hapsetmesiyle, Lübnan başbakanı Refik Hariri’yi haftalarca alenen alıkoymasıyla ve 2015’te patlak veren ve binlerce kadın ve çocuğun ölümüne neden olan Yemen’deki kanlı savaşın mimarı olmasıyla gerçek yüzünü ortaya serdi. Yakın zamana kadar kraliyet ailesiyle yakın ilişkileri olan Kaşıkçı da baskılar artınca soluğu Washington’da aldı ve burada MBS’yi eleştirmeye koyulunca ölüm fermanını imzalatmış oldu.
Bundan sonra ne olur? Bütün dünya Kaşıkçı muammasına odaklanmışken elbette Türkiye’nin tavrı öne çıkıyor. Ve şimdiden Batı medyasında Türkiye’nin ifade özgürlüğü ve yerlerde sürünen insan hakları siciline dikkat çekilirken “Sırça köşkte yaşayanlar komşusuna taş atmamalı” nidaları yükseliyor.
AKP iktidarının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın korumalarının geçtiğimiz yıl Washington’da Kürt yanlısı protestoculara uyguladığı şiddet ve MİT’in yurtdışından kaçırdığı Gülencilere ek olarak İstanbul’da Rus ajanların Kafkasya kökenli muhalifleri ulu orta öldürülmesi karşısındaki suskunluğunu da hesaba katacak olursak, MBS’nin kan dondurucu planının neden Türkiye’de hayata geçirmiş olabileceği daha iyi anlaşılıyor. Zemin müsait.
Güçlü dünya lideri olma iddiasındaki Erdoğan durumun böyle olmadığını, Türkiye Cumhuriyeti topraklarının yabancı despotların iç hesaplaşma arenası olmadığını kanıtlamak zorunda. Aksi takdirde zaten küresel imajı sürekli darbe alan, yabancı yatırımcıların sırt çevirdiği Türkiye daha da zayıf konuma düşer. Erdoğan’ın İslam dünyasındaki prestiji de sarsılır. Çünkü Gazze’de, Humus’ta, Kahire’de Erdoğan hep ‘mazlumun yanında zalimin karşısında duran cesur lider’ olarak anılıyor. Washington’da gittikçe liberal bir pozisyona bürünen Kaşıkçı ise, İslam coğrafyasında açılım arzusunu dillendiren, ‘dini bütün’ bir figür(idi).
Kaderin cilvesi, Erdoğan bugün Kaşıkçı hakkında açıklama yaparken yanında ülkesindeki demokrasiyi oksijen çadırına mahkum eden Macaristan başbakanı Viktor Orban vardı. Cumhurbaşkanı, Kaşıkçı dramına ilişkin “Bu süreci takip etmek, kovalamak bizim hem siyasi hem insani görevimizdir. Konsolosluk ‘Buradan çıktı’ diyerek kendini kurtaramaz” diye konuştu.
Edindiğim bilgiye göre Suudi Arabistan önümüzdeki bir kaç gün içerisinde Kaşıkçı’nın akıbeti konusunda tatmin edici bilgi sunmazsa, Türkiye’nin Riyad büyükelçisi Erdoğan Kök’ü geri çağırması, Suudi Arabistan büyükelçisini de sınır dışı etmesi gündeme gelebilir. Aynı zamanda İstanbul başkonsolosu ‘persona non grata’ (istenmeyen kişi) ilan edilebilir.
Öte yandan Levent’teki başkonsolosluk binası da cinayet mahalli muamelesine tabi tutularak köpekler eşliğinde taranacak. MBS’nin yetkilileri konsolosluğa davet ederek büyük jest yapıyor havalarına bürünmesine bakmayın. Viyana Sözleşmesi’nin 22’nci maddesi uyarınca yabancı bir ülkeye ait diplomatik misyon her ne kadar dokunulmaz olsa da, cinayet olasılığı söz konusu olunca ev sahibi devlet istisnai olarak bu kuralın geçersizliğine hükmedebilir. Erdoğan “İnsanlık namına bu işin peşini bırakmayacağız” dedi. Sözünde durmalıdır.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.08.2018
18.08.2018
31.07.2018
3.02.2018
24.06.2018
14.06.2018
3.02.2018
20.05.2018
1.02.2018
23.04.2018