Atilla YAYLA
Türkiye'nin sosyolojik yapısından yeterince haberdar olan herkes bu ülkenin büyük ölçüde bir cemaatler federasyonu olduğunu bilir. Bunu söylerken sadece klasik anlamda dinî cemaatlerin çok ve yaygın olmasını kastetmiyorum. Seküler cemaatler de var ve bunlar şiddetle karşı çıktıkları dinî cemaatlerle çok benzeşmekte. Geçen yılbaşı gecesi televizyonları tarayarak yaptıkları programlara bakıyordum. Bir ara Ulusal Kanal'da yayınlanan yılbaşı özel yayınına tesadüf ettim. Kanal tabanının geceyi nasıl algıladığını anlamak amacıyla kumanda cihazını elimden bıraktım. On beş dakikalık bir gözlem her şeyi kavramama yetti. Kanal geceyi bir cemaat toplantısı havasında kutlamaktaydı. Katılımcıların bir kısmı kravat ve takım elbise ile oraya gelmişti ve oturma düzeni eğlenceye değil seminere uygundu. Sadece sunucular değil şarkı türkü söyleyen sanatçılar da bildik ulusalcı mesajları vererek iman tazelemekte ve herkes birbirini “gaza” getirmekteydi. Konuşmalardaki birkaç kelimeyi değiştirerek olaya tamamen dinî bir renk de vermek mümkündü. Bu olay bana bir cemaatler ülkesinde yaşadığımızı, cemaatlerin dinî veya lâdinî karakterli olduğunu ve ülkede bağımsız, zihnini başkalarının emrine vermemiş insanlar bulmanın ne kadar zor olduğunu hatırlattı. Önümüzdeki yıllarda cemaatlerle ilgili araştırmaların çoğalacağını sanıyorum. Cemaat olgusuna akademik ilginin artmasında, hiç kuşku yok ki, son zamanlarda yaşanan olaylarda bir cemaatin ana aktörlerden biri olmasının da tesiri var.
Tipik bir cemaat kimlerden oluşur? Cemaat üyelerinin ortak özellikleri nelerdir? Cemaat yapılanmalarının hiyerarşisi nasıl çalışıyor? Cemaatlere insanlar nasıl devşiriliyor? Bu insanlar nasıl bir eğitimden geçiriliyor? Cemaatlere tam manasıyla eklenmiş inşalar dünyaya nasıl bakıyor? Bu ve benzeri pek çok soru cevaplanmayı bekliyor. Ancak, ciddiye almaya değer bilimsel araştırmaların ve incelemeye konu yapılabilecek yeterli malzemenin ortaya çıkmasına daha zaman var. Bu yüzden, spesifik bir cemaatten çok genel olarak cemaat olayına bakmak şu an daha anlamlı ve yararlı. Dahası, cemaatleri anlamaya çalışırken Türkiye ve İslam dini ile sınırlı kalmaya mecbur değiliz. Cemaatler sadece Türkiye'ye ve Müslümanlığa özgü bir vaka değil. Hristiyan dünyasında da tarikatlar ve cemaatler var.
Hristiyan dünyasında, özellikle Katoliklik dünyasında birçok tarikat var. Bunların belki de en önemlileri Dominikenler, Fransiskenler ve Cizvitler. Bu tarikatlar Katolik Kilisesinin genel hiyerarşisine bağlı ve Vatikan'a sadık olmakla birlikte kendi işleyişlerinde bir özerkliğe sahip. En ilginç olanları ise, hiç kuşku yok ki, Cizvitler. Ali İsra Güngör'ün Tanrının Şövalyeleri: Cizvitler adlı kitabı (Çağlar Yayınları, 2004) Cizvitler hakkında çok başarılı bir çalışma. Bu eserden bazı bilgileri aktarmak istiyorum.
Güngör'ün aktardığına göre, Hristiyan dünyasında tarikatların ortaya çıkmasında Yahudiliğin ve eski Yunan felsefesinin büyük rolü var. Tarikat mistik bilgi tarzıyla Tanrısal bilgiye ulaşmayı, kurtulmayı veya Tanrı'da yok olmayı hedefleyen kurumlar için kullanılan bir terim. Başka bir deyişle bütün tarikatlar gnostik. Literatürde Cizvitlerden bir tarikat olarak da bir cemaat olarak da söz ediliyor. Bu yazının maksatları açısından iki terimi aynı anlamda kullanıyorum. Cizvitlerin kurucusu daha sonra Ignatius adını alan Basklı Inigo Lopez. Bu zat askerîEĞİTİM almış, belli bir yaşa kadar kahramanlığa, eğlenceye ve kadınlara özel ilgi göstermiş. Bir savaşta yaralanıyor, tedavi görürken kaldığı evde sevdiği türden kitap bulamayıp kalitesi ve güvenilirliği tartışılır bir ruhanî kitap okuyor. Bu onu çok etkiliyor. Sonra daha ciddî dinî kaynaklara yöneliyor ve hayatını değiştirip kendisini Tanrının hizmetine adamaya karar veriyor. Bir cemaaat kurmak istiyor. Vatikan'dan izin alarak yola çıkıyor ve “İsa Cemiyeti'”ni kuruyor (27 Eylül 1540). Cemiyet muarızları tarafından kötüleyici anlamda Cizvitler diye adlandırılıyor ve zamanla bu adlandırma cemaat tarafından da benimseniyor.
Cizvitler her dinî cemaatte görülen özellikleri sergiliyor; ancak, bazı bakımlardan onlardan farklı. En önemlisi mutlak itaat ve sarsılmaz bir hiyerarşi. Araştırmacılar bunda Ignatius'un asker olmasının tesiri olduğuna inanıyor. Lider cemaatindekilerin “ölü gibi itaat”ini talep ediyor. Üyenin kendisinin cemaat tarafından cemaat için gerekli ve yararlı görülen yerde kullanılmasına gözü kapalı izin vermesi gerekiyor. Cemaat üyelerini titizlikle seçiyor ve birçok kademeden oluşan sıkı bir deneme sürecinden ve eğitimden geçiriyor. Bu eğitim teoloji yanına felsefe, fizik, matematik gibi konuları da kapsıyor. Üyeliğe alışta karakter özelliklerine de dikkat ediliyor ve tam üyeliğe giden süreçte adayların karakteri –zihni, duyguları, algılamaları– tam manasıyla şekillendiriliyor. Bekarlık ve fakirlik diğer tarikatlarda olduğu gibi temel esaslar. Cizvitler çok hareketli ve Hristiyanlığı yaymak için gittikleri bölgelerde mahallî kültürü misyon faaliyetleri için lisanına adapte ediyor (inkültürasyon). Güngör'ün işaret ettiği üzere, ”cemaatin yapısı ve iskeleti, otoritenin merkezîliği ve elemanların hareketliliği” Cizvitlerin çok etkili olmasını sağlıyor.
Cizvitler hem diğer tarikatlar tarafından düşmanca muamelelerle karşılaşıyor hem de bir ara Vatikan tarafından yasaklanıyor. Yasaklı olduğu dönemlerde yer altına iniyor ve yasak kalkınca normale dönüyor. Cizvitler bazı ülkelerden mallarına el konarak ağır şartlar altında sürülüyor. Bunun en önemli sebebinin “etkilerini ve nüfuz güçlerini kullanarak siyasî işlere bulaşmaları” olduğu söyleniyor. Cizvitler diğer bazı tarikatlardan çok daha küçük olmasına rağmen faaliyetlerinde başarılı oluyor. Özellikle ABD'de eğitimde önemli işlere imza atıyor. Aradan yüzyıllar geçmiş olmasına rağmen Cizvit cemaati Ignatius'un gösterdiği yolda yürümeye devam ediyor. Cemaat aktif olmayı benimsiyor ve Ignatius'un “her şey sana bağlıymış gibi çalış, her şey Tanrı'ya bağlıymış gibi de dua et” düsturuna bağlı kalıyor.
Cizvitleri ve benzeri grupları inceleyerek Türkiye'deki bazı cemaatlerin yapısı ve özellikleri hakkında da bilgi edinmek mümkün görünüyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019