Atilla YAYLA
Yazının başlığının birçok okuyucuyu şaşırtacağının farkındayım. Fetih kelimesi askerî işgal ve insanların rızası hilafına toprakların ele geçirilmesi çağrışımı yapıyor. İnsanlık tarihi de bir anlamda fetihler tarihi. Ancak fetihler tek taraflı değil. Fatihler çoğu zaman kendileri de fethediliyorlar.
Günümüz dünyasındaysa sınırların zorla değiştirilemezliği ilkesi yaygın kabul görüyor. Bunda dünyanın nüfus ve siyasî oluşum bakımından bir doygunluğa ulaşmış olmasının önemli payı var. Bütünleşen piyasalar da refahı bir yerde toplanmaktan kurtarıp dünyaya dağıttığı için fetihler anlamsızlaşıyor. F. Bastiat’nın dediği gibi sınırlardan malların geçmesine izin verilmezse askerler geçer. Dünyada serbest piyasa yaygınlaştıkça malların akışı silahlı adamların akışını engelleyecek ve yavaşlatacaktır.
Güneyimizde acı olaylar yaşanıyor. Suriye yanıyor. Bir taraftan halk parçalanıp birbirine girmiş vaziyette diğer taraftan dünyanın kabadayıları ve bölgesel ihtirası azmış güçler Suriye’de şiddet kullanıyor, şiddete destek veriyor. Sadece muhteris İran değil Kuzey’deki uzak komşumuz Rusya da büyük güç olma hayaliyle hiçbir insanî sınır tanımadan despotik Esad rejimine destek veriyor.
Bu şartlar altında Türkiye’nin dış politikasını tek taraflı eleştiriye tutmak iyi niyetle ve adâletle bağdaşmaz. Ayrıca bir önyargıyı yansıtır. Meselâ, “sıfır sorun politikası dedik tüm komşularımızla aramız bozuldu” söylemi bunun bir örneği. Bir kere Türkiye Gürcistan, Romanya, Yunanistan ile iyi ilişkilere sahip. Rusya ile son zamanlarda ilişkilerin kötüleşmesi Türkiye’den çok Rusya yüzünden. Suriye’de otoriter rejimin halkını katletmesi Türkiye’yi istese de istemese de etkiler. Suriye ile ilişkiler bozulmasın demek rejimin katliamına destek çıkalım demek anlamına gelir. İran’a gelince, bu ülke emperyal bir vizyona sahip ve tüm Ortadoğu’nun başat gücü olmak istiyor. Bunun yollarından biri olarak da Türkiye’nin güneyinde bir Şii kuşağı oluşturmaya çalışıyor. Türkiye buna İran ile ilişkiler bozulur diye sessiz mi kalmalı yoksa karşı hamleler yapmaya mı çalışmalı?
Askerî fetihler ve kaba güçle sağlanan üstünlükler kalıcı olmakta zorlanır. Tarih buna şahit. Aynı şeyin Suriye’de tekrarlandığını göreceğiz. Türkiye, retorikte yapılan hataları ve Batılı müttefiklerine abartılı güveni bir tarafa bırakırsak, Suriye meselesinde doğru politikalar uyguladı. Ancak, her şeyden önemlisi Suriyeli mültecilere kucak açması.
Mültecilerle ilgili önyargılar çok. İşsizliğe sebep oldukları, ücret seviyesini düşürdükleri, ağır toplumsal problemlere sebep oldukları iddiaları boş ve temelsiz. Bütün bilimsel araştırmalar göçmen dalgalarını ülkelere orta ve uzun vadede zarar vermekten çok fayda sağladığını gösteriyor.
Türkiye milyonlarca mağdur ve mazlum insana ev sahipliği yaparak bir destan yazıyor. Mülteciler arasında Araplar, Kürtler, Ezidiler, Türkmenler var. Hepsi diğer ülkelerdekine kıyasla çok iyi muamele görüyor. Türkiye’dekinin onda birini bulmayan bir mülteci dalgasıyla karşılaşan AB’nin kıvranması, ikiyüzlülüğü ve ayrımcılığı Türkiye’nin davranışını abideleştiriyor.
Türkiye bunu yapmakla aslında Suriye’yi fetheden gerçek güç oluyor. Bir gün savaş bitecek ve insanlar ya ülkelerine dönecek ya da yeni vatanlarıyla eski vatanları arasında kuvvetli bağlar oluşturacak. O gün geldiğinde bu topraklarda iyi misafirlik gören insanlar Türkiye’nin gönüllü elçileri ve müttefikleri olarak Suriye’yi Türkiye’ye bağlayacak. Suriye topraklarındaki vahşet ve insanlık dışı işler moralimizi bozsa da, Türkiye milyonlarca mülyteciye ev sahipliği yaparak Suriye’yi fethediyor.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019