Atilla YAYLA
Bugün köşeyi, Facebook’ta paylaştığı bir notla, değerli akademisyen Volkan Ertit’e emanet ediyorum.
* * * * * *
“Sevgili öğrencilerim,
Akademisyenler Bildirisi’ne dair yazıyorum bu satırları size.
Çoğunuzla Facebook üzerinden tanışık olduğum için ister istemez kendi üniversitemin (akademik kadrosu ve öğrencisiyle) böyle bir olay karşısındaki tepkisinin ne olduğunu öğrendim geçen hafta.
Yalan söylemeyeceğim size, biraz mutsuz oldum.
Sanırım biraz da değil, bildiğiniz hayal kırıklığı ve az biraz da şaşkınlık idi yaşadığım.
Kiminiz asmaktan, kiminiz kesmekten hatta bazılarınız aynen o mafya lideri gibi oluk oluk kan akıtmaktan bahsediyordunuz.
Bildiriyi destekleyenlerden biri bizim üniversiteden olsaydı çok muhtemel fotoğraftaki görüntü onun için de yaşanacaktı.
Mutsuzlukla yazıyorum bunları size. Anlamakta zorlanıyorum.
Ülkede yaşanan bir olayı toplumun tüm bileşenlerinin aynı şekilde yorumlamasını mı bekliyorsunuz?
70 milyon insanın aynı anda, aynı şekilde düşünebilme ihtimali yok ki!
Bildiride katılmadığınız ifadeleri eldeki bilgiler ışığında çürütmek varken, o fikirde olanları öldürmek, hapse tıkmak, elden gelse Taksim’de sallandırmak (birinizin ifadesi idi), 2016 yılında inanın anlayabildiğim şeyler değil.
Yanılıyor olabilirim, ama inanın bana, 2016 yılında halen ifade özgürlüğünün ne olduğunu anlatmak bana biraz tuhaf geliyor.
‘Gerçekten mi?’ diye sormadan edemiyorum.
Sanmıştım ki, ülkece o bölümleri çoktan geçtik, yanılmışım.
Sanmıştım ki, bireyler -toplumun geniş kesimlerini çok rahatsız edecek olsa da- fikrini söyleyebilir, varsa karşı fikri olan, o da onlara söyler.
Bu çok zor bir şey mi gerçekten? İnanın imalı şekilde sormuyorum.
Bu zor mu? Bizim böyle bir kültürümüz olamaz mı? Hak etmiyor muyuz biz böyle bir yaşamı? Sadece Avrupalılar mı böyle bir yaşamı hak ediyor?
Sen fikrini ifade edersin, ben de ederim, sonra kimin fikirleri daha güçlü ise zaman içinde onunkiler baskın hale gelir.
Neden bizim ülkemizde böyle olmuyor?
Okudunuz mu bildiriyi?
O bildiride yazılanlara cevap veremeyeceğiniz iddialar var mıydı?
Çürütemeyeceğinizi düşündüğünüz yer var mıydı?
Sanmıyorum.
Eğer yoktu ise, o akademisyenleri ölümle tehdit etmek, Taksim’de sallandırmak neden?
150 bin akademisyenden 1000 küsuru böyle düşünüyor, onların karşısına onlar gibi düşünmeyen bir başka 1000 kişi çıkardı, sonra da iki grup topluma kendi fikirlerini anlatırdı.
Sizce toplum dediğimiz şey her ne ise, 2016 yılında onu aldatmak çok kolay bir şey mi?
Toplumu korumaya mı çalışıyorsunuz zararlı fikirlerden?
Zararlı fikirler fikir sahiplerini öldürünce ya da onları hapse atınca ortadan kalkmazlar ki.
Hem Dünya hem de Türkiye siyasi tarihi bunu defalarca kanıtlamadı mı?
Açıkçası o akademisyenlerin başına gelenlerden sonra yazdıkları bildirinin içeriği ve imzacılardan Prof. Dr. Ahmet İnsel’in ‘neden PKK’yı eleştirmiyorsunuz’ sorusuna verdiği yanıtın da anlamı kalmadı.
Gençler, inanın bana, hoşumuza gitmeyen fikir sahiplerini öldürmek, hapse atmak, işkence etmek yaşamak istediğiniz bir ülke olmamalı.
Bu iyi bir kültür değil.
Hem de hiç.
Sartre, Fransa’nın Cezayir işgaline karşı bildiri dağıttığında kendi ülkesi Fransa'da tutuklanacaktı. Fransa Devlet başkanı De Gaulle ise ‘Sartre Fransa’dır’ diyerek noktayı koydu.
Benim çok ümidim kalmadı ‘Sartre Fransa’dır’ düzeyi için.
Bir akademisyenin kapısına fotoğraflardaki gibi çarpı atıldığında, bir mafya lideri tarafından o akademisyenlerin kanlarının oluk oluk akıtılacağını duyduktan sonra, yazık oldu dedim. Çok yazık oldu hem de.
Büyük bir sınav idi, ama veremedik sınavı.
Ne akademisyenlerin kendilerini ifade etmesine izin verdik, ne de onlarla o bildiriyi tartışabildik.
İşin içine savcı, hâkim, gözaltılar, işten atılmalar, ölüm tehditleri girdiğinde bildirinin bir anlamı kalmıyor çünkü.
Neyse, öyle işte.
İçimi dökmek istedim size.
Umarım bütlere kalmazsınız, şimdiden iyi tatiller dilerim.”
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019