Atilla YAYLA
7 Şubat günü uzun menzilli füze denemesi yapan Kuzey Kore (KK) dünyadaki en ilginç- daha doğru deyişle en tuhaf- ülke.Dünyaya tamamen kapalı iki ülkeden biri. Sosyalist rejime sahip ve bir hanedan tarafından yönetilmekte. Hâlihazırda başında üçüncü nesil Kim bulunuyor. Tabiî, hemen tahmin edilebileceği gibi, devlet başkanı Kim sivil ve askerî yönetici elitin dış dünyaya görünen yüzü. İktidar gerçekte bir elitler tabakasının elinde. Ülkenin dünya gündemine zaman zaman girmesinin sebebiyse, nükleer silahlara sahip olması ve tüm fakirliğine rağmen nükleer silahların tür yelpazesini ve stokunu genişletmek için devamlı çaba göstermesi.
Dünyaya kapalı olduğu ve rakamlarla oynadığı için KK hakkında sağlıklı bilgi edinmek zor. Dünyanın belki de en fakir ülkesi büyük bir askerî güç olma peşinde. Bir düzine nükleer başlığa sahip ve tahminlere göre nükleer silah geliştirmek için yılda 3 milyar dolar harcıyor. 2012’de havada sadece 154 saniye kalabilen bir uzun menzilli roket için 900 milyon dolar sarf etti. KK nüfusu 25 milyon olmasına rağmen 1,2 milyon askerle nüfusuna oranla en yüksek asker sayısına sahip.
KK ekonomisi on yıllardır hiç gelişmedi. Güney Kore (GK) ile karşılaştırınca durumu daha iyi anlaşılıyor. KK’nin GSYİH’sıGK’ninkinin kırkta birinden az. Kişi başına yıllık gelir iyimser bir tahminle 600 dolar. Yönetici elitler dışındakilerin hayat şartları çok kötü. Buna rağmen, bir ara, Batı’da, şimdilerde Küba için yapıldığı gibi, KK’nin Batı’dakinden çok daha üstün bir sağlık sistemi kurduğu ve işlettiği iddia edilmişti.
Bir dergi yazısından öğrendiğime göre, N. Eberstadt isimli bir uzman KK hakkında bir rapor hazırladı. Mevcut bilgiye dayanan tahminlerle ve projeksiyonlarla rapor “Halk Cenneti” hakkında ilginç bilgiler aktarıyor. Dikkat çekilen noktalardan biri KK’nin çökmüş bir devlet olmamasına –yani halkı kontrol etmesine ve savaş içinde olmamasına- rağmen, 1970’lerdekine nazaran daha kötü bir ekonomik performans sergilemesi.
Bir sebep KK’nin ucuz makina ve petrol için dayandığı Sovyetler Birliği’nin çökmesi. Bunun tesiri 1990’larda çok açık görüldü. Merkeziyetçi tarım işletmeciliği kötü hava şartlarıyla birleşince kıtlık doğdu ve yüzbinlerce insan açlıktan öldü.
Batı’nın ambargosu da ülke ekonomisine zarar vermekte, fakat asıl problem, KK’nin Küba, Venezuela ve Zimbabve’dekinden bile kötü iş yapma şartlarına sahip olması. Ülkede özel mülkiyet hakları tanınmıyor. Hukukun hâkimiyeti yok. KK parası güvenilmez, 2009’da devlet yeni para çıkartıp eski banknotları geçersiz ilân ederek insanların tasarruflarını gasp etti. Ülkede yeni yeni belirmeye başlayan, “donju” denen tüccar sınıfı elindekilerin nükleer silah programını finanse etmek için zorla alınmasından korkuyor.
KK çok miktarda dış yardım ve üzerine yatacağı belli borç aldı. Tahminlere göre 1960 ile 2003 arasında önce Sovyetler Birliği, sonra ABD, GK ve Çin’den 45 milyar dolar geldi. Bu paralar halkın refah seviyesinin yükselmesine hizmet etmedi, amaKim hanedanının tanrı- kral gibi yaşamasına katkıda bulundu. Hâlen KK’de yönetici elitlerin ve ordu komutanlarının yaşama şartları ortalamanın çok üstünde.
Son yıllarda devlet kontrolü dışındaki pazarlar genişlemekte ve birçok KK’li yaşayabilmek için bu pazarlara dayanmakta. Bir reform süreci doğacaksa, bu pazarlardan doğacak. Devlet kolektif çiftliklerde çalışanların verilen üretim hedefinin %30’unu kendi elinde tutmasına ve pazarlarda satmasına izin verme kararı aldı. Fakat mahallî idareciler bunu engelleme ve çiftçilere paylarını vermeme peşinde. Ülkedeki hukuk boşluğu ve mülkiyet hakları eksikliği, doğal olarak, yabancı işletmelerin yeni sermaye ve teknolojiyle ülkeye girişini de caydırmakta.
Zamanımızda hâlâ yaşayan “işçi cennetlerinden” birinin bu perişan hâlinin Türkiye’de proleterya “devrimi” peşinde koşanlara söylediği bir şey var mı? Olması gerekir, ancak, unutmayalım ki, işitme kapasitesi anlama kabiliyetiyle ve isteğiyle sınırlıdır.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019