Atilla YAYLA
28 Şubat’ın Deniz Gezmiş’i doğum günü (1947) olması münasebetiyle yine onu ve ideolojisini yüceltme mesajları ve yazıları yayınlanmakta. Bu vesileyle ben de 18 Mayıs 2012’de Zaman’da yayınlanan bir yazımı kısaltarak yeniden okuyucuya sunmak istiyorum
***
İdam edildiklerinde yirmilerinin başlarında olan üç genç öyle görünüyor onları şahsen tanıyan veya haklarındaki kitaplardan bilgi edinen sevenlerinin gönlünde yaşamakta. Bunun en önemli sebebi, hiç kuşkusuz, çok erken bir yaşta ve dramatik şekilde hayata veda etmeleri. Bir diğer sebep, siyasî suçla ve hukukun zorlanmasıyla idam sehpasına çıkartılmaları. Gezmiş, Aslan ve İnan’ın suçu, anayasayı zor yoluyla değiştirmeye teşebbüs etmekti. Bunu yapmaya güçleri yoktu. Birçok kişi ve çevre idam suçuna ortak oldu veya göz yumdu. Yargılamayı yapan mahkemeler âdil ve hukukun hâkimiyetine uygun değildi. Siyasiler açık veya örtülü olarak askerlerle işbirliği yaptı. Medya idamları engelleyici yayın cesaretini sergileyemedi.
Ne yazık ki, tarihimizin bu acı olayı bir "ticarî", siyasî, ideolojik ranta dönüştürüldü. Bu isimler etrafında, samimî ve içten acıları çevreleyip boğan efsaneler oluşturuldu. İdamlar yalan yanlış birçok şeyi yeni nesillere benimsettirmenin aracı olarak kullanıldı.
Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamı kesinlikle haksız ve gayri âdildi. Ancak bu, onların birçok eyleminin evrensel hukukta yeri bulunan ve faillerinin cezalandırılmasını gerektiren suçlar teşkil etmediğini göstermiyor. Ne yazık ki Gezmiş ve arkadaşları banka soyma, adam kaçırma, darp ve baskı-şiddet yoluyla eğitimi engelleme gibi suçlardan uzak kalmadılar. Amaçları ve ideolojileri bu davranışları suç olmaktan çıkartmaz. "Devrimciler bu suçları işlerlerse yargılanmazlar, zira onlar devrimci ve devrim iyi bir şey, ama meselâ ülkücüler işlerlerse cezalandırılır" diyemeyeceğimize göre, suçları için yargılanmaları mukadderdi ve gerekliydi. Normal şartlarda birkaç sene ceza yer ve 1974 affıyla tahliye edilirlerdi.
Gezmiş ve arkadaşları büyük fikir adamı değildi. Heyecanı aklının önüne geçen, dünyanın diyalektik ve tarihsel materyalizm gereği sosyalizme doğru aktığına iman eden gençlerdi. Erken davranıp Türkiye'nin Lenin'i olmak istediler. İnançlarına göre davaları yolunda şiddet kullanmak meşruydu. Şiddeti sadece kaçınılmaz bulmuyor, aynı zamanda seviyorlardı.
Gezmiş ve arkadaşları sosyalist olmaya ilâveten ulusalcı ve Kemalist idi. Bir kısmı komünist devrim öncesinde Milli Demokratik Devrim'i (MDD) şart görmekteydi. Asıl itirazları Kemalist baskı rejimine değildi, emperyalizm ve kapitalizm adını verdikleri canavaraydı. Ülkücülerle de aralarında fazla bir fark yoktu; çoğu ülkücü daha ulusal çaplı ve "yerel" referanslı bir sosyalizme zaten teşneydi. Nitekim sosyalizmin çökmesinden sonra birçok sosyalist ulusalcılığını daha net sergilemeye başladı; faşizmin sol kanadında yer tutup sağ kanadına göz kırpmaya koyuldu.
Gezmiş ve arkadaşları bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi verdiklerini söylemekteydi ama onların ne olduğu ve aralarında nasıl bir ilişki bulunduğu hakkında bilgisizdi. Özgürlüğün bağımsızlıkla aynı veya onun sonucu olmadığının en büyük ispatı 1960'lardaki sosyalist dünya olmasına rağmen genç devrimcilerde bunu ne görecek göz ne de kavrayacak ilmî donanım vardı. Özgürlük dillerinde şarkı olmuşsa da, başarılı olup hedefledikleri rejimi kursalardı, özgürlüğü yok edecek ve kendilerinin kullandığı kadar özgürlüğü bile mumla aratacak bir despotizmin tesisine katkıda bulunmuş veya aracılık etmiş olacaklardı.
Gezmiş ve arkadaşlarının haksız ve adâletsiz idamlarını ve bunun sorumlularını her vicdan sahibi insanın kınaması gerekir. Ama bunu yapan vicdan gerçek bir vicdansa, siyasî amaçlarla suç işlenmesine, şiddetin yüceltilmesine ve üç gencin canı üzerinden insanlığa felaket getirmiş bir ideolojinin aklanıp paklanıp tahta oturtulmasına da itiraz etmesi beklenir.
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019