Aydın ENGİN
Başlıktan anlaşılıyor sözüm yine savcılara; şu özel yetkili savcılara...
Ergenekon’un çeşitli davalarında ardarda tutuklama kararları çıktı. Arada bir hız kesse de özel yetkili savcılar çok cevval. İşte yine ve yeni bir tutuklama dalgası başladı. Hem de bayağı üst rütbeli subayları kapsayan tutuklamalar.
Yürütülen soruşturmalara, koğuşturmalara, açılan davalara, yürüyen davalara hiç bir itirazım yok. Birileri üst düzey de olsa sadece ve sadece devlet memuru olduklarını unutup ülke için neyin iyi neyin kötü olduğuna karar verme yetkisini kendilerinde görmüş ve bunun gereğini yerine getirmiş ya da getirmeye kalkışmışlarsa bu suçtur; ağır suçtur ve elbette yargıç karşısına dikileceklerdir.
Örneğin son günlerde yeniden yükselen tutuklama dalgasında “İnternet Andıcı” diye anılan rezil bir psikolojik savaş etkinliğine bulaşanlar sorgulanıyor, mahkeme önüne çıkarılıyor ve tutuklanıyorlar. Sırada epey ağır top var ve onlar da tutuklanırsa kimse için -en azından benim için- şaşırtıcı olmayacak.
Ancak sanıkları yargıç karşısına gönderip, yargıçların önüne de tutuklama kararı verip vermeyeceklerini belirleyecek kanıtları koyan savcılar kısa sürede iddianamelerini yazar ve esas yargılamayı yapacak mahkemeye sunarlarsa doğrusu şaşıracağım.
Özel yetkili savcılar Ergenekon sürecinin başından beri soruşturma açmak, sorgulamak ve sanıkları tutuklanmaları istemiyle mahkeme önüne çıkarma konusunda, adalet aygıtının ağır, hantal işleyişini kendi öz deneyimleri ile iyi bilen benim için şaşırtıcı bir cevvaliyet gösterdiler. (Gençler için: Cevvaliyet çabukluk, hızlı hareket etme yetisi demek).
Örneğin binlerce sayfalık, ekleriyle birlikte çok binlerce sayfalık 1. Ergenekon İddianamesi umulandan ve sanılandan çok erken yazıldı; mahkemeye sunuldu. Tamam bir dizi savrukluk, berbat bir Türkçe, düşük cümleler, polisten gönderilenleri “kes yapıştır” tekniği ile iddianameye aktarıvermek kolaycılığı gibi ciddi kusurları vardı ama savcılar yine de hızlıydılar, çabuk hareket etmişlerdi.
Ancak gitgide savcılara bir haller oldu. Çabucak tutuklanmalarını sağladıkları sanıkları mahkeme karşısına dikecek iddianameleri yazmakta garip bir durgunlık içine girdiler.
Onlarca örnek var. Birini vereyim:
Oda TV ve o davaya bağlanan Ahmet Şık ve Nedim Şener soruşturmalarında eksik olan nedir ki bu “sanıklar” aylar ve aylardır iddianame beklemekteler. Adeta “Şu savcılar ellerini çabuk tutsalar, bizi suçlasalar ne iyi olacak” der haldeler.
Peki bütün sanıklarıyla Oda TV iddianemesinin yazılması için savcılar daha ne bekler?
Yeni kanıtlar mı?
İyi ama tutuklanmaya temel olan iddialar zaten yazı yoluyla işlenmiş suçlara gönderme yapıyor. Yazı uçup gidecek, kaybolacak, karartılacak değil ya...
Peki yeni sanıklar var ve onlar henüz yakalanmadı mı?
Yooo... Ben Oda TV dosyasından aranmakta olan ve henüz “yakalanamamış” tek kişi adı bilmiyorum. Bilen varsa beri gelsin. Savcılar biliyorsa açıklasınlar, biz de bilelim...
Özel yetkili mahkemeler kurulması, özel yetkili savcılar görevlendirilmesine ilişkin yasa maddesini dikkatle okudum. Hiç bir maddesinde “Özel yetkili savcılar astığı astık, kestiği kestiktir. Adamı içeri tıktırırlar; iddianameyi canları istediği zaman yazarlar” gibisinden bir açık kapıya, bir yeşil ışığa rastlamadım.
Tamam elbette böyle bir yasa maddesi olamazdı. Ama olup biten tam da bu.
Gerçi iddianamesi yazılmış davalarda da mahkemelerde tutukluluk halinin devamına ilişkin savunulması mümkün olamayacak bir savsaklama, tutukluluğu infaza dönüşteren sakat bir hukuk anlayışı sırıtıyor. Ama bu başka bir yazının konusu olsun.
Bu gün sadece tutuklatırken pek cevval olan özel yetkili savcılara iş iddianame yazmaya gelince neden bu kadar tembel olduklarını tırmıklamakla yetinelim.
Acaba hukuk fakültesinde okurken Hukuk Felsefesi derslerinde, hocaları “Geciken adalet adalet değildir” derken onlar bunu kağıt üstünde kalacak firaklı bir özdeyiş filan diye mi algıladılar.
Tutumları bunun kanıtı gibi de...
Yazarlar
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021