Aydın ENGİN
Biliyorum, biliyorum, bugün 19 Ocak ve sen her 19 Ocak’ta benden mektup almaya alışıksın ve bu 19 Ocak’ta mektup gelmedi…
Bu yüzden somurtuyorsun değil mi?
Somurtma.
Bugün mektup alman için o mektubun dün yazılmış olması gerekiyor. Yani “19 Ocak değil ama sanki 19 Ocak’mış” gibi bir mektup yazmak.
Bu defa istemedim. Sanki yapay bir mektup olacakmış gibi geldi. O yüzden bir gün önceden yazmadım.
Zaten benim sana yazmam, hâlâ içimde kanayan bir yara olduğunu, kolum kesilmiş de yeri boş kalmış gibi olduğumu anlatmam için ille de 19 Ocak olması gerekmiyor.
Neyse geçelim. Sulu gözlülüğün âlemi yok şimdi…
Bizler?
Bizler iyiyiz. Senin torunlar da benim torunlar da büyüyorlar.
Bizler?
Bizler berbat durumdayız. Epeydir uzaktasın. Bugünkü halimizi sana kestirmeden nasıl anlatsam bilemiyorum. Ülkenin güneydoğusu kanıyor. Devlet Kürt sorununu barışçıl çözmekten kesinlikle vazgeçti. Devletin şiddet olduğu günlerdeyiz artık. Şiddeti siyasal mücadele yöntemi olarak benimsemiş PKK ile mücadeleyi devlet terörünü Kürt halkının tümüne yaymak, onlara ölümcül cezalar biçmek olarak karara bağladı. Bu konuda uyaran, eleştiren herkesi hain ve düşman belliyorlar artık. Savcıların devlet memuru olduğu ve buyrukları hukuktan değil amirlerinden aldıkları günlerdeyiz…
Vazgeçtim…
Durumu kestirmeden anlatamam. Bir başka gün uzun uzun yazarım.
O yüzden kardeşim, “Bizler iyiyiz. Senin torunlar da benim torunlar da büyüyorlarişte”.
Ama sen, hiç de iyi olmadığımızı, ülke ile birlikte kanadığımızı ve ağladığımızı bil…
Mektubu burada bitiriyorum. Çünkü karlar altındaki İstanbul’da artık ağır ağır Şişli’nin yolunu tutmak gerek. Agos’un önünde kadın ve erkek genç Hrant’larla buluşup sekiz yıldır yaptığımız gibi…
***
Ey Başbakan,
Kardeşime yazdığım mektubu kısa kestim. Çünkü size de yazmam gerekiyor.
Tam bir haftadır durup dinlenmeden bağırıyor, çağırıyorsunuz. Medyanız neredeyse ana avrat sövüp sayma düzeyine (düzeysizlik demek istedim) geldi.
Şu 1000’i aşkın akademisyenin imzaladığı bildiriyi bir türlü içinize sindiremediniz.
Sizin patronun “Bunlar devletten maaş alıyor. Nasıl olur da devleti eleştirirler” diyecek kadar zembereği boşaldı. Aydın düşmanlığı tavan yaptı, “Bunlar aydın değil cahil”filan gibi sayıklamalara tanık olduk.
Şimdi de siz, Başbakan olmadan, AKP siyasetçisi olmadan önce bir akademisyen olan siz konuştunuz. Bakın şu cümleler sizin:
“… O metin kesinlikle bu akademisyenlerin elinden çıkmamıştır, o metin bir yerdençıktı, onlar da imza attı. ‘Aydın’ın en önemli vasfı sürü psikolojine kapılmamasıdır. Birçok arkadaşım bana dedi ki görmeden imza attık. Bu tutum kabul edilebilir değil. Esas sorumlu o metni bu şekilde çıkarmış olanlara. Yoksa ben bu metine imza atanların özeleştiri yapacaklarına inanıyorum. Ben onların okuyarak ciddiyetle imza attıkları kanaatinde değilim…”
Bu sözlerin o bildiriye imza atan akademisyenlere ne kadar ağır bir hakaret olduğunun farkında değil misiniz? Bir aydının ciddi bir bildiriyi ciddiyetle okumadan imzalayacağına sahiden inanıyor musunuz?
Sözlerinizi okudum ve sizin adınıza utandım.
Yarın bu konuda yine yazacağım. Ciddiyetle okuyun e mi?
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021