Aydın ENGİN
Son iki Tırmık’ta “caydırıcı bir güç oluşturma” ekseni üstünde durmaya çalıştım.
Caydırılacak, yapmaya kalkıştıklarına “Dur” denecek ve sahiden durdurulabilecek olan(lar) belli: Siyasal, ekonomik (hatta) kültürel iktidarı elinde tutan, egemen oldukları alanlarda gönüllerince ve bildikleri gibi at oynatmak isteyenler; muhalefetteymiş gibi görünen ama sistemin uyumlu bir halkası olmayı seçenler; dizginlerini ellerinde tuttukları kurumları, kuruluşları demokrasinin, adaletin, hukukun hizmetinde kullanmak bir yana adaletsizliğin, demokrasi karşıtlığının, hukuksuzluğun aygıtları olarak işletenler...
Bu saydıklarıma iki somut örnek:
AKP iktidarı. Kürt sorununda, Ermeni sorununda, Kıbrıs sorununda, AB yolunda iktidarının ilk dönemlerinde attığı –yetersiz ve çoğu kağıt üstünde kalmış- adımlardan sonra hız kesmedi, apaçık frene bastı; durdu. Devleti dönüştürmek, ceberrut, yurttaşı hasım gören devlet aygıtını bir hukuk devletine yükseltmek yerine, dizginleri iyiden iyiye AKP’nin ve artık Ertuğrul Özkök’ün alkışlarını hakeden bir otokrat’a dönüştüğünü gözlediğimiz Başbakan’ın eline geçmiş bir devletle karşı karşıyayız. Karşısında caydırıcı bir güç oluşturulmazsa, oluşturulamazsa bu ülke ve bu ülkenin yurttaşları acılar çekecek, haksızlıkla, hukuksuzlukla boğuşmak, demokrasinin topal kalmasına katlanmak zorunda kalacak.
Yargı. Ciddi bir araştırmanın sonucu gösterdi, bu ülkede “Devletle hukuk arasında bir tercin yapacaksam, elbette devletten yana olurum” cevabını veren yargıç ve savcılar, adalet dağıtan aygıtın etkili ve yetkili iskemlelerinde oturuyorlar.
Tamam, yargıç cüppelerinin altında apolet yıldızları görünen, sicil amirleri üst rütbeli komutanları olan askeri yargıçların hukuk cinayetleri sınırında kararlarına tanık olduğumuz DGM’ler (Devlet Güvenlik Mahkemeleri) kaldırıldı. Ancak yerlerine kurulan Özel Yetkili Mahkemeler de hukukun temel ilkelerinden “tabii hakim” kuralına aykırı kuruluşlar ve bu “tabii” karşılanıyor. Bu mahkemeler artık akarbant misali işleyentutuklama aygıtlarına dönüştüler. Olan da hukuka, adalete oluyor.
Bu sakat işleyişi yeniden evrensel hukuk ilkelerine uygun bir işleyişe kavuşturacakcaydırıcı bir güç oluşturulamazsa anlamsız tutuklamalar (Hayır, emekli general İlker Başbuğ’u kastetmedim. Ama mesela Büşra Ersanlı’yı, mesela Ragıp Zarakol’u, mesela Nedim Şener’i, mesela Ahmet Şık’ı kastettim) sürüp gidecek; hazırlanması ayları hatta yılları bulan ve fakat içi boş hatta saçmalık sınırında iddianameler ha bre önümüze çıkacak. (Hayır, Balyoz iddianamesini ya da Ergenekon iddianamesini kastetmedim. Ama mesela Oda TV iddianamesini kastetttim).
Demokrasiden yana olanların, Türkiye’nin şaşı-kör-topal demokrasisinin standartlarını yükseltmek için çaba göstermeye kararlı olanların kendi eylem alanlarında, kendi meslek çevrelerinde, içinde yer aldıkları örgütsel yapılarda caydırıcı bir güçoluşturmak üzere kolları sıvamaları bir demokrasi ödevi olsa gerek. Bu bir yurttaş sorumluluğu. Bu sorumluluk demokratlar, liberaller kadar Marksistler, sosyalistler, komünistler hatta kendini bu kavramlardan herhangi biriyle tanımlamasa bile kapitalizmin insana aykırı ve insanlığa zararlı egemenliğini kırıp adaletin, eşitliğin egemen olduğu, sömürünün her türlüsünün kökünün kazındığı bir dünya için çabalayanlar için de geçerli.
Tabii “Boş ver. Burjuva demokrasisi için çabalamaya değmez. Devrimden sonra nasıl olsa hepsi hâllolacak” zevzekliğine kendini kaptırıp kulağının üstüne yatanlardan değillerse...
* * *
Ama bu her zaman mümkün olmuyor. Caydırıcı bir güç oluşturma hedefinin ıskalandığı oluyor ve ne yazık ki epey sık oluyor.
Bir örnek:
Yargı, Cumhuriyetin kuruluşundan beri resmi ideolojinin ve sahipleri önceden belirlenmiş devlet aygıtının koruyucu kalkanı olarak işlev gördü. Her darbeden sonra yasal ve Anayasal düzeltmelerle bu kalkan daha da pekiştirildi. Örneğin 27 Mayıs’tan sonra Savcılar Yüksek Kurulu ve Hakimler Yüksek Kurulu oluşturuldu. Böylece kritik noktalara atanacak savcı ve yargıçların seçilmesi, öngörülen ölçütlere uymayanların ayıklanması daha elverişli bir işlerliğe kavuşturuldu.
12 Eylül faşizminde iş daha da inceltildi ve iki organ birleştirildi, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) oluştu. Yargıtay üyelerini HSYK seçiyor, HSYK’nın oluşmasında da yüksek yargı organları belirleyici rol oynuyordu. Bir tür resmi ideolojiye sımsıkı bağlı bir kast sistemi, “Ben sana, sen de bana – Ben seni, sen de beni” diye tanımlanabilecek bir sistem oluşmuştu.
12 Eylül 2010 referandumu ile gerçekleşen Anayasa değişikliklerinde HSYK’nın bu yapısı kırıldı. Daracık bir kesimin oylarıyla seçilme (Adeta atanma) yerine HSYK’nın ülkedeki yargıç ve savcıların tümünün oylarıyla seçilmesinin, Yargıtay üye sayısının artırılması ile farklı görüşteki yargıçların da kararlara katılabilmesinin önü açıldı.
Ve yargı erkinde yer alan yargıçlar ve savcılar bu demokratik olanağı ıskaladılar. Adalet Bakanlığının (yani AKP iktidarının) işaret ettiklerinin seçildiği bir HSYK oluştu. Oysa oy kullanan yargıçlar ve savcılar iktidarın istediği yönde değil, adaletin, evrensel hukuk ilkelerinin ete kemiğe bürünebileceği yönde oy kullansalardı gitgide hukuksuzluğu bir siyaset tarzı olarak benimsemişe benzeyen AKP’nin karşısındacaydırıcı bir güç oluşturabilirlerdi.
* * *
Tırmık pehlivan tefrikasına dönmesin. Bu caydırıcı güç oluşturma konusuna yeniden döneceğim,. Özellikle siyasal alandaki ıskalamaları ele alıp neler yapılabileceğini tartışmaya çalışacağıım. Ama biraz ara vereyim...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları









































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021