Aydın ENGİN
Başlığı nasıl okudunuz? Devlet Bahçeli’nin kahramanları olarak mı, yoksa bildiğimiz “devlet”in kahramanları olarak mı?
Ben her ikisini birden kastettim.
Bilenler bilir, 70’li yılların başından sonuna kadar epey hapse girip çıkmışlığım var. O yılların âdetiydi, tutukluluğun ilk haftasını “tecrit” denen tek ya da iki kişilik hücrelerde geçirir, sonra koğuşlara yollanırdınız.
Benim payıma hep iki kişilik “tecrit” hücreleri düştü. İki kişilik hücrelere de kural olarak bir soldan bir sağdan tutuklu konuyordu. Sıkıyönetim komutanları buna “karıştır - barıştır” diye firaklı bir de ad takmışlardı. Biz de kendi aramızda bu palavrayı “Karıştır - kapıştır”a çevirmiştik.
Birkaç kez “ülkücü” denen ırkçı-milliyetçi kesimin tutuklanmışlarından biri ile hücre paylaşmışlığım oldu.
Ürkektiler. Ama daha da belirgin özellikleri: Şaşkındılar.
İlk gün geçince zorunlu ilişki (ekmek, karavana bölüşme, sayımda yan yana dikilme vb.) başlar, ardından da kırık dökük sohbet.
Sözünü ettiğim şaşkınlığı hemen hepsinden dinledim. Hepsi hemen aynı sözcüklerle şaşkınlıklarını dillendirirlerdi:
-Biz sizin gibi komünistlere karşı devleti koruyoruz, devlet bizi tutuklayıp hapse atıyor...
Devleti koruduklarına içtenlikle inanıyorlardı. Tartışmak mümkün değildi. Zaten bir haftalık tecrit de bitiverirdi. Sonra herkes kendi takımının koğuşuna...
***
Devleti koruduklarına ve kendilerinin de devletlerini koruyan birer kahraman olduklarına içtenlikle inanıyorlardı...
Sonra 12 Eylül darbesi geldi. Darbeci generaller Ülkücülerin Başbuğu Alparslan Türkeş’i bile hapse tıktılar. O da şaşırdı, “Fikirlerimiz iktidarda biz hapiste” diye şaşkınlığını dile getirdi.
Darbeciler 1980 - 1984 arasında 50 genci idam ettiler. Çoğunluğu elbette sol kesimden gençlerdi. Ancak aralarına birkaç da ülkücü sokuşturdular.
Ülkücüler arasında bu durum “Devlet bizi kullandı, sonra da çöpe attı” olarak algılandı. Belirgin bir düş kırıklığı yaşandı.
Düş kırıklığı uzun sürmedi. Mafya dünyası geleneksel babalardan ağır ağır arındırıldı ve yerleri ülkücü kahramanlarca dolduruldu.
Sedat Peker, Alaattin Çakıcı, Hadi Özcan, Kürşat Yılmaz bunların, adı medyaya sık yansıyanları, ünlüleri.
Devlet Bahçeli bunlardan Çakıcı ve Yılmaz’ı kendilerinin kahramanı olarak ilan etti. Vardır herhalde bir bildiği. Bu arada Sedat Peker, Hadi Özcan gözden mi düştüler, adlarının anılması mı unutuldu bilemiyorum.
Ancak ülkücü kökenli yiğitler arasında salt mafya faaliyetleri ile yetinmeyen, aynı zamanda devlet hizmetinde görev alanlar da var. Abdullah Çatlı ve Haluk Kırcı ilk akla gelenler.
Yunanistan’da ormanları kundaklamak, Paris’te Ermeni anıtını dinamitlemek, Mehmet Ağar’ın övündüğü “bin operasyonun” çoğunda görev üstlenmek, onları salt Devlet Bahçeli’nin katında değil, devlet katında da kahraman kılıyor...
***
Buraya kadar geçmiş yılların anılarından da destek alarak bir tablo sunmaya çabaladım.
Bundan sonra “devlet - mafya babası” ilişkileri ya da “devlet - ırkçı faşişt” bağlantıları üstüne birkaç paragraf yazmak gerek.
Yazmayacağım.
“Barış bildirisi yayımlayan akademisyenlerin kanıyla duş yapacağını” ilan eden mafya babalarının özgürce aramızda dolandığı ve kıllarına dokunulmadığı bir siyasal iktidar var. Bu iktidar yargı aygıtını tümüyle teslim almış, tutsak etmiş durumda. Bu koşullarda ya içimden gelenleri yazıya dökeceğim ve savcı tarafından kesinlikle suçlu bulunacağım ya da kendimi kollayıp lafı dolandıracağım...
Lafı dolandırmaktansa yazıyı noktalamayı yeğliyorum.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021