Aydın ENGİN
Parmak hesabında yanlış yapmadıysam 24 Haziran’ın üstünden topu topu 45 gün geçti. 24 Haziran sabahını hatırlayın.
Bizim mahallede farklı rüzgârlar esiyordu. Kimileri (çok sayıda kimileri) “Bitti bu iş. Güle güle AKP Reis’i; hoş geldin Muharrem İnce” türküleri çığırıyordu. O kadar iyimser olmayanlar “Kazanılır ya da kıl payı kaybedilir, ancak şu bir gerçek: Muhalefet üstündeki ölü toprağını silkip attı. Bu demokrasi için ve umutlanmak için esaslı bir nedendir” demekteydiler.
Şimdi bir de 24 Haziran gecesini hatırlayın.
“Bitti bu iş” diyenler derin bir düş kırıklığı yaşadılar ve “Hile yapıldı, oylar çalındı” cümlelerinde teselli bulmaya çabaladılar. “Sonuç ne olursa olsun, muhalefet canlandı. Başta CHP, Kemalistler, sosyal demokratlar, sosyalistler silkindi” diyenler ise o gece CHP’nin üstüne çöken yürek burkucu suskunluktan tedirgin oldular.
Tedirginliğin boşuna olmadığı izleyen günlerde daha da belirginlik kazandı. Ana muhalefet partisi olarak belirgin bir ağırlık taşıyan CHP kendi içine döndü ve parti seçim yenilgisinden çok daha derin, çok daha yıkıcı bir iç çekişmenin içine yuvarlandı.
Muharrem İnce seçim kampanyası boyunca, başta CHP tabanı olmak üzere aldığı hiç de küçümsenemeyecek kitle desteğini inanılmaz bir hızla tüketti, yitirdi. Kendini nasıl savunursa savunsun, parti içindeki çıkışı “Cumhurbaşkanı seçilemedim bari CHP’ye başkan olayım” diye özetlenebilecek bir rotaya girdi. “Genel Başkanıma karşı aday olmam. Amaaaa...” diye başlayan bir cümle kurdu ve arkasını getirdi: Ama örgüt isterse...
Bu, genel başkanlık yarışı başlattığının diplomatik bir dille ilan edilmesiydi.
***
Nasıl gözden kaçırılabilir? Seçim gecesinden itibaren ülke, Cumhuriyet tarihinin en derin bunalımının içine düşmüştü. Sistem filan değil rejim değişmişti. Bu koşullarda aralarındaki derin ya da sığ, büyük ya da küçük farklılıkları bir yana bırakıp demokrasiyi, özgürlükleri, parlamenter demokrasiyi savunmak gibi tarihsel bir görev yüküyle karşı karşıya olan muhalefetin en büyük halkası CHP “Kılıçdaroğlu gitsin İnce gelsin. Yok yok, Kılıçdaroğlu kalsın”dan ibaret bir tercih tuzağının içine yuvarlandı.
Yazık.
CHP’ye değil, demokrasiye, özgürlüklere, parlamenter demokrasiye yazık.
Nitekim AKP Reisi ve partisi “köpeksiz köyde değneksiz dolaşabilme” fırsatı buldu ve fırsatı kaçırmadı. Ülkeyi ekonomik, ancak salt ekonomik değil demokratik ve siyasal bir uçuruma sürükleme pahasına yeni rejim adım adım örülüyor.
Kimilerinde öfke patladı. Kimileri çaresizliğin bunaltısına düştü. Kimilerinde siyasetten uzaklaşma, olup biteni umursamazlık kol gezmeye başladı. Bu sürüyor ve tırmanarak sürüyor.
Evet, -öne alınmazsa- yedi ay sonra yerel seçimler var. Evet, burada AKP ve Reisi’ne özellikle büyük kentlerde tattırılacak bir yenilginin siyasal ve psikolojik değeri büyük.
Ancak sorun bundan ibaret değil. Hiç değil. CHP’nin sorunu ve geleceği yerel seçim sonuçlarıyla bağlı değil. En azından delege düzeyinde ortasından bölünmüş bir partinin yerel seçimlerde başarı kazanabilmesi çok zor. Diyelim yerel seçimden CHP başarılı çıktı ya da başarısız kaldı. Artık bu önemli değil.
Bir daha: CHP’nin sorunu bundan çok daha derin.
Görünen o ki CHP istese de istemese de siyasal, ideolojik ve programatik bağlamda değişmek, dönüşmek ve ayrışmak zorunda. Bu zorunluluk kişilerden bağımsız bir siyasal gerçek.
Kader değil gerçek.
CHP bu dönüşümü, değişimi, ayrışmayı başarabilecek mi?
Sorunun cevabını gazeteciler, CHP dışından analizler yapanlar değil CHP’nin bizzat kendisi verecek.
Aklımın erdiği şu:
CHP bu eşiği tüzük maddeleri, kişiler üstünden, yani makyaj tazeleme ile aşmayı tercih ederse bu onun kaçınılmaz intiharı olur...
Göreceğiz...
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021