Aydın ENGİN
Dizüstü bilgisayarımda kış temizliğine kalkıştım. Bir gün gerekir diye kaydettiğim raporlar, haberler, yerli yabancı yazarlardan yorumlar, bir zamanlar aldığım ama artık iyiden iyiye bayatlamış notlar, yazı taslakları, falan filan. Okkalı bir çöp yığını…
Çöp olanlarla, olmayanları ayıklarken bir yazı gözüme ilişti. Onat Kutlar arkadaşıma yazılmış bir mektup. Kalleş bir saldırıda can vermiş ve yaşasaydı 80'inde olacak Onat'ın dostlarının mektuplarından oluşan, Hülya Uçansu arkadaşımızın derlediği bir kitap için yazılmış. Kitapta yerini de almış ama, kaç kişi o kitabı edinmiş, edindiyse bile kaç kışı benim mektubu okumuştur? Herhalde pek az.
Çok içten bir mektuptu, silmeye kıyamadım. Dahası T24 okurlarıyla da paylaşmak istedim.
Hem hatırlayın, geçen haftalarda kimi okurlar "Hiç olmazsa hafta sonları biraz hafif, biraz neşeli tırmıklar yazsanız, hiç olmazsa Pazar günleri siyaset dışı bir şeyler yazsanız" diye Twitter üstünden beni tırmıklamışlardı.
Alın size şu hafta sonunda siyaset dışı bir Tırmık. Ama neşeli ve hafif değil; kederli…
Ama baştan pazarlık, uzun, alışmadığınız kadar uzun bir Tırmık okuyacaksınız.
Buyrun…
* * *
Onat,
Bunca yıl sonra, hem de neredeyse durup dururken benden sana bir mektup yazmamı istediler. Farkında değiller belki ama beni bir "anılar labirenti"ne itivermiş oldular. Günlerdir (haftalardır?) o labirentte bir çıkış yolu arayıp bulamadan dolanmaktayım.
Bana hak ver. Hangi birinden söz edeyim?
12 Mart karanlığında biz kaçak göçek yaşarken kurucularından olduğun Sinematek'in, ortak yanları senin arkadaşın olmaktan ibaret beş altı kişilik bir gruba sayende nasıl kol kanat gerdiğini; olanaklarını o karanlık günlerin ciddi tehlikelerini umursamadan nasıl bizler için kullandığının eğlenceli, çocuksu, heyecanlı öykülerini mi anlatsam acep?
Yoksa nasıl becerdiysen Boğaz'da, Küçüksu deresinin ağzında kiraladığın o sadece ve sürekli şiirler çağrıştıran evden mi söz etsem. Hani o harikulade haziran gününü, akşamını ve gecesini mi anlatsam?
Hani Tuncel Kurtiz'le bir öğle vakti karşı taraftan, Arnavutköy'den vira kürek sandalla o eve gelip, Sevil (Kutlar) ve seninle birlikte heykeltıraş Kuzgun'u (Acar) evde bulup, bütün gün şarap içip, şiir, tiyatro, sanat konuşup, karanlık bastığında Kuzgun'un "Kalkın lan, dolunaymış. Ayın on dördü" narası ile ayaklanıp, bizim sandala doluşup, Küçüksu koyunda, ay ışığında saatlerce anadan doğma yüzdüğümüz, şiir ve sanat üstüne sıkı sohbetimizi bu kez denizde sürdürdüğümüz ve buna en çok kendimizin güldüğü o unutulmaz haziran gününü, akşamını ve gecesini…
Yoksa siyasal göçmenlik yıllarımda Frankfurt'taki evimize uğradığında kadim arkadaşın Oya Baydar'la sıkı bir sohbet kaynattıktan sonra gece geç vakit seni kaldığın otele bıraktığım ve bırakamadığım geceyi mi anlatsam? Hani Dorint Otel'in bahçesinde şafak sökene kadar süren sohbetimizde göçmenliğin eğreti yaşamını anlattığım ve senin "Yazsana oğlum bunları, yazsana yav hepsini" diye ha bire sözümü kestiğin o geceyi... Hatta o geceyi, yıllar sonra Cumhuriyet'te "Eğreti yıllar, eğreti yaşam: Göçmenlik" diye benim anlattıklarımdan süzdüğün yazını hatırlatsam mı?
Belki de Yenikapı günlerimizden söz etmek daha doğru olur. Aksaray meydanından Yenikapı'ya giden yolda yan yana sıralanmış odun depolarının ardındaki salaş meyhanemizden meselâ... Hani Bülent Habora'lı, Adnan Özyalçıner, Sennur Sezer, Namık Behramoğlu, Doğan Hızlan, Atila Özkırımlı, Süreyya Berfe'li bir meyhane akşamında, Sennur, "Onat sen burda, aramızda iyi aile çocuğu gibi kalıyorsun" diye sataştığında "İyi aile çocuğu olmadığını" kanıtlamak için girdiğin bıçkın hava ile bizleri kasıklarımızı tutmacasına kahkahalara boğduğunu filan aktarsam seni pek hoş anlatmış olmam mı?
Yoksa en iyisi...
Yok, yok vazgeçtim. Sonu yok. Dedim a, "anılar labirenti"ndeyim ve bir türlü çıkamıyorum...
Gel en iyisi "Edebi yazıda ritm olur mu, olursa nasıl olur" sorusuna cevap aradığımız o iki (yoksa üç, hatta dört mü) günü anlatayım. Hani sohbetten çok tartışma, tartışmadan çok arayış, arayışın yanısıra çocuksu sevinçlerimizi ve sonunda senin koyduğun noktayı: Keşfetmeliyiz arkadaşlar; bunu keşfetmeliyiz!..
Ben hâlâ keşfetmeye çabalıyorum. Belki sen de… Belki Bülent Habora da… Bizim aramızdan ayrıldı, sana yakın geldi, sor bakalım, keşfedebilmiş mi? Ben de Doğan Hızlan'a sorarım…
Biliyorum çocuksu bir tartışmaydı. Oysa dünyanın en önemli sorunuymuşçasına günlerimizi, gecelerimizi (evet gecelerimizi) kapsayacak kadar önemli olmasa gerek.
Yine de bekar evlerinde günler, geceler boyu tartıştık. Şarap (Mutuk şarabı 105 kuruş. 15 kuruşu şişe depozitosu), sigara (Sen içer miydin? Bak bunu hatırlamıyorum) ve bir soru:
"Edebi yazıda ritm olur mu, olursa bu nasıl olur?"
* * *
Bu yazdıklarımı senden başkaları da okuyacak. O yüzden baştan alsam iyi olacak…
Herşey Tuncel Kurtiz'in Sander Kitabevinde yeni çıkmış bir kitap bulmasıyla başladı: Aktörlük Sanatı.
Yazarı Richard Boleslawsky. Moskova Sanat Tiyatrosu'nun altın çağında, ünlü Stanislawsky ile çalışmış Polonyalı bir tiyatro ve sinema rejisörü, oyuncu ve oyunculuk öğretmeni. Kitap Suat Taşer'in pırıl pırıl çevirisiyle Türkçeye kazandırılmıştı.
Günlerce Tuncel Kurtiz'le Aydın Engin'in elinden düşmedi. Kitap adeta satır satır ezberlendi. Hemen her cümlesi üstünde heyecanla konuşuldu. Bu konuşmalardan biri, İstanbul'da çoğunluğu solcu, öğrenci ve aydınların her günkü buluşma yeri olarak bir döneme damga vuran Yenikapı'daki "Kemal Bey'in kahvesi"nde sürdü. Tartışma başladığında masada sen de vardın. Hatırlarsın sonra Bülent Habora, Doğan Hızlan da masaya çöktüler ve tek kelimesini okumadıkları, kapağını bile görmedikleri, adını duymadıkları bir kitap üzerine süren tartışmaya onlar da karıştılar.
Olmaz demeyin. Olur. Öyle bir dönemdi. 27 Mayıs olmuş, ülkede alışılmadık bir özgürlük havası esmeye başlamıştı. TİP kurulmuştu. Üniversiteyi yeni bitirmiş ya da bitirmek üzere olan "kızlı erkekli" aydınlar Paris'ten gelen moda akım egzistansiyalizm (varoluşçuluk) ile sosyalizm arasında seçme yapmaya çabalıyorlardı.
Ama yaşamın merkezini boydan boya, baştan başa -henüz- siyaset kaplamamıştı. Sanatın her dalı canlı, diri bir ilgi odağındaydı. Tiyatrolarda yeni başlayan bir oyun fazla da gecikmeden mutlaka izlenmeliydi ve oyun üstüne de en azından birkaç gün değme tiyatro eleştirmenine taş çıkartacak bir ciddiyetle tartışılmalıydı.
Birkaç edebiyat dergisi almak adeta zorunluydu ve şiirde epeydir tanışılan "ikinci yeni" ile yeni yeni duyulmaya başlayan "sosyalist gerçekçilik" arasında bir tercih yapmak pek zordu.
Senin Sinematek Derneğini kurmana daha birkaç yıl vardı. O yüzden Fransız Kültür Merkezinde, İtalyanların Casa d'Itali'sinde gösterilen sinema klasikleriyle idare edilmekteydi ve o gösterilere gitmeyenlerden küçümseyici dudak bükmelerle söz edilmekteydi.
İşte öyle bir dönemdi ve o yüzden kapağını bile çevirmedikleri bir kitap üstüne konuşmanın ve başlangıcını bilmedikleri bir tartışmaya ortasından balıklama dalmanın şaşılacak yanı yoktu.
Tuncel Kurtiz daha ilk okuduğunda "taktığı" Boleslawsky'nin bir cümlesini bir kere daha (benim için kim bilir kaçıncı kez) masanın üstüne koydu:
"Ritm bütün sanatların prensidir; tempo onun piç kardeşi !.."
Bunun tiyatrodaki karşılığı üstüne özellikle Çehov oyunlarından örnekler verildi. Orada görünüşte ağır ağır oynanan, ama dipte olağanüstü bir ritmin seyirciyi sardığı sahnelerin altı çizildi. Kuşkusuz tartışmanın bu bölümünde sözün ağırlığı Tuncel Kurtiz'le bendeydi. Sizler dinlemek ve kafa sallamayıp onaylamakla yükümlüydünüz. Çünkü tiyatro bizim uzmanlık alanımızdı.
Oyunu kim, yani hangimiz bozdu hatırlamıyorum; ama bozuldu işte. Masanın üstüne bir soru kondu:
"Peki şiirde ritm nasıl olur?"
Cevap o anda bulunamadı. Ama ertesi akşam bugünkünün tersine çok tenha bir Beyoğlu arka sokağı olan Nevizade'deki Lefter'in laternalı meyhanesindeki masada soruya yine Tuncel Kurtiz'den (demek gece boyu düşünmüş) cevap geldi. Nazım Hikmet'in Hazar Denizi'ndeki bir balıkçıyı anlattığı şiirini heyecanla okumaya başladı…
- İniyor kayık, çıkıyor kayık…
İtiraz etmedik. Çünkü sahiden de çalkantılı bir denizin ritmi şiirin dizelerinde sese bürünmekteydi. Hele Türkçenin gırtlaktan çıkan güçlü "K" sesi ritme neredeyse bir musiki tınısı katıyordu…
Bu çetrefil soruya da cevap bulmanın mutluluğunu tam tadamadan sen lafa girdin ve gecenin canına okudun:
- Tiyatroda, şiirde, sinemada tamam; ama edebi yazının bütün alanlarında bu mümkün mü? Mesela hikâyede, mesela romanda, mesela anlatıda?
O gece ve sonraki gecede, ekibe yeni katılanlarla senin soruya cevap arandı ve hepimizi ikna eden bir cevap bulunamadı.
Sonra senin cümlen geldi:
- Keşfetmeliyiz arkadaşlar; bunu keşfetmeliyiz!..
* * *
Onat,
ben hâlâ "keşfetmiş" değilim. İçimizden kimileri senin tarafa geldiler. Tuncel Kurtiz mesela orada; Bülent Habora, Sennur Sezer orada. Atila Özkırımlı orada. Sermet Çağan orada.
Sen orada onlarla konuş, hep birlikte "keşfetmeye" devam edin. Ben de burada kalanlarla, ki sayımız epey azaldı, devam ederim. Tamam mı? Herhalde mutabıksındır.
Gözlerinden öperim kardeşim…
Aydın
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021