Ayhan ONGUN
Ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntılardan kaynaklı kararan ruhlarımıza inat, güneşli, sakin ve birazda esintili bir Bodrum sabahında beni yine hüzün kapladı.
Beş gündür Bodrum’da ağırlamaya çalıştığım Musa Abiyi otogardan yolcu ettikten sonra yine her zamanki mekanıma, Bitez İskele Kafeye geldim.
Çalışanların güleç yüzü, samimi ilgisi bana her zaman huzur vermiş olmasına karşın bugün tarifi mümkün olmayan bir iç sıkıntısıyla başladım yazmaya.
87 yaşında bir bilge adam yine düşmüş yollara, geçmişte demokratik öğretmen mücadelesinde yer almış dostlarını ziyaret ediyor, kendisi bir dolu sıkıntılarına ekonomik sorunlarına rağmen o her zamanki mağrur ve özgüvenli tavrıyla bizlere moral vermeye çalışıyor.
Oysa en çok da onun ihtiyacı var morale, desteğe, ilgiye…
Yaklaşık elli yıldır süren dostluğumuz boyunca hiç kopmayan ilişkimiz, bitmeyen enerjisi ve dinmeyen mücadele hırsıyla yalnız bana değil, yüzlerce insana abilik yapan Musa Kasa bu yaşına rağmen hala barış ve demokrasi mücadelesine nasıl katkı koyarım diye yorgun bedenini yıpratmaya devam ediyor.
Geçmişte yitirdiğimiz eğitimci yoldaşları unutturmamak, ailelerinin acısına bir parça olsun merhem olabilmek daha da önemlisi tarihe not düşebilmek adına basılı bir kaynak, bir kitap oluşturabilir miyiz diye dert edinmiş kendisine.
Yakın dostlarıyla bu fikrini paylaşmak, onların fikrini almak için Türkiye’yi dolaşıyor.
Emekli maaşından gayrı hiçbir geliri olmayan bu onurlu insanla ve Bodrum’lu bazı dostlarla geçirdiğimiz şu birkaç gün beni yine aldı geçmişe götürdü.
Elimden geldiği, gücümün yettiğince hakça ve insanca bir yaşam, barış içerisinde özgür ve eşit bireyler olarak yaşayabilme mücadelesinden kopmamış olsam da bu yaşta inadına mücadeleyi sürdüren bu bilge insan karşısında gerçekten utandım.
Bizler bir biçimde hayatımıza devam ederken barış, demokrasi ve demokratik eğitim mücadelesi uğruna yaşamlarını yitirmiş arkadaşlarımızın aileleri, çocukları ve hatta birçoğunun torunları ne durumdadır, neler yapıyordur diye ne kadar az düşündüğümüzü bir kez daha anladım.
İşte bu yüzden daha bir hüzünlendim bugün.
İşte bu yüzdendir yalnızlığım.
Güneydoğu ve Kürt sorunu üzerine çok ciddi çalışmalar yapmış ve kahpece öldürülerek yaşamdan koparılmış yiğit öğretmen Mehmet Çakmak’dan başlayarak Devrimci, demokratik eğitim mücadelesinin yiğit önderlerinden son dönem TÖB-DER Genel Başkanı Talip Öztürk, yıllarca yurt dışında yaşamak zorunda kalıp, Türkiye’ye dönen ancak yine yurt dışında yaşamını yitiren Birlik-Dayanışma öğretmen hareketinin liderlerinden Hasan Gürkan’a, İzmir’den Emre Özlem’e kadar sayısız yoldaşlarımızı unutturmamak, anılarını yaşatmak adına neler yapabiliriz sorusu şimdi beynimi kemiriyor adeta.
Elli yıllık bir süreci kapsayan döneme ilişkin bilgi, belge toplamak, aileleriyle görüşmek, arkadaşlarıyla konuşmak kolay iş değil elbet.
Ama Musa Abinin dediği gibi “şimdiye kadar bizim hangi işimiz kolay oldu ki?”
Ne zorlukları aşmış ne badirelerden geçmiş ne ağır bedeller ödemiş insanlar olarak aslında eskisi gibi kollektif çabamızı ortaya koyarsak başarılmayacak bir iş değil.
Akşam evde eski evrakları karıştırırken bir fotoğraf geçti elime.
Adana’da TÖB-DER li arkadaşlarla bir yemekte çekilmiş.
Neredeyse yarısı hayatta değil, diğerleri ne durumda bilemem.
TÖB-DER Adana Şube Başkanlığı da yapmış yiğit dostum Köksal Topal, Ali Oğuz Çapanoğlu, Haşmet Kesimci, Abdullah Yeğenoğlu, Ramazan Üner, Müjgan Özcan, Mehmet Atıcı o fotoğrafta olup da şimdi aramızda olmayanlar.
Mehmet Akkuzu, Ahmet Akça, Mustafa Köseoğlu yakın zamanda yitirdiğimiz Cabbar Mamak ve şu an hatırlayamadığım ya da haberim olmayan daha nice güzel, can dostları saygıyla anıyorum.
Fotoğrafın bulunduğu kitaplığın baş köşesinde bir kitap “Bozkırın Ağıdı”
Yetiştirme Yurdundan Holding patronluğuna uzanan müthiş bir yaşam, on binlerce insana iş ve aş imkanı sağlayan Nevzat Sıkık o güleç yüzüyle bakıyordu bana.
O “Çuvalda bir mızrak gibi, yılkıda kısrak gibi, delişmen ırmak gibi yaşamak” isterdi.
Kısa ömründe “Bazen aldanarak, bazen düşerek, bazen koşarak, ama her olaydan insan çıkarak” yaşamasını bildi.
Yaşamımda en çok iz bırakan iki insandan biri Nevzat Sıkık’sa diğeri de Musa Kasa idi.
O yüzden bir hoş oldum bugün, geçmişe daldım, hüzünlendim, kendimi kocaman dünyada yapayalnız hissettim.
An itibariyle yaşayan, ömrünü demokratik öğretmen mücadelesine adamış yüzlerce, binlerce inançlı, kararlı, özverili insanın varlığı, yitirdiklerimizin emeği ve anısı bizlerin en büyük zenginliği.
Ama bu zenginliğe sahip bizler, her birimiz bir yerlere savrulmuş olarak geçmişimize sahip çıkamıyoruz ne yazık!
Umarım Musa Kasa’nın geçmişimize ve değerlerimize saygı anlamında başlattığı bu onurlu çaba sonuç verir. Dilerim ideallerimiz, inanmışlıklarımız adına birlikte yol yürüdüğümüz yoldaşlarımız da aynı duyarlılıkla bu çabaya destek verirler.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020